http://www.ilmedavet.com/kabir-hayatinin-hak-ve-gercek-olduguna-dair-deliller.html?fref=gc Hadissiz rivatetsiz bulmaya çalıştım. Çünkü aksi halde burda kimsesizleştirilen bir Kur'an ve İslam çatışması çıkarıyorlar ama istersen bir çok ayet açıklayıcı hadis i şerif var. Onlarında doğruluğunun kuvvwtli ihtimal olanlarına bakabilirsin.
Bizim ogrendigimiz din bu sekildeydi ancak Kuran daki ayetlerin olulere degil dirilere indirildiginin belirtilmesi ve kabir azabi konusu benim kafami karistirdi.
Orda ahirete inanmayanlari dost edinmeyin ibaresinden kabir azabini anlamiyorum. Kabir hayati var tekrar dirilip hasrolunacagimiz vs bunlar tamam ama azap ayetlerinin net olduğu ayetler neden yok
Kur'an ın diriler kitabı! Oluşuna nasıl bir rngel teşkil edecekki kabir meselesi. Kur'an elbette diri olanın akıl ve iman sahibi olanın rehberidir. Ölüler için artık Onun rehberliği yoktur, ölüler için artık sadece vaadlerin yerine getirilmesi vardır
Bir ayet vardi dirilince Vay basimiza peygamber dogru söylüyormuş ne çabuk uyandık gibi ibarelerde uykudan uyanma hali gibi bir anlatim var azaptan kalkan oyle uyanir mi
Kabir azabına ilgili hiç kimse doğru dürüst bir bilgi yazmamış çünkü hurafe. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa güvenilir kaynak sunmak şartıyla verirse sevinirim
Emel Argunaga bu videoyu izleme imkaniniz var mi? Cevabini vermek icin Mehmet Okuyan epey calismis bir kitap yazmis. Sonra 2 hoca bir saatlik program cekmis. Ben de madde madde yazacak olursam ayni isi tekrar yapmis olacam Gereli mi siz söyleyin. Kisa cevap: KURANA GÖRE KABIR AZABI DIYE BIRSEY YOK. Isterseniz iddia edilen bir ayeti getirin, beraber inceleyelim https://www.youtube.com/watch?v=XpStPyTiS5E
Emel Argunaga Eger Kabir Azabi yoksa, bizi ne bekliyor diye soracaksiniz tabiki. Bu konda da güzel bir kitap var. PDF olarak paylasiyorum. https://yadi.sk/i/drmaq4bH3KQT7t?fref=gc
Evet var kabir azabı ve münker nekir sorgu melekleri yani kuranı Kerim'i tercümesi Harika olan profösör ilahiyatçıların Türkçeye çevirdiği kutsal kitabı iyice okumak gerekli
Oradayken bu dünya da ne kadar masum insanları teröristler öldürdüler cennete gitmek ve 72 huriler ile seks yapmak için, onlar da kabir a gelecek mi yoksa direk cennete gider diye
Kabir hayatı, bir bakıma ahiretin giriş kapısı ve başlangıcı sayılır. Ölen kimse, ister kabre defnedilsin, ister yırtıcı hayvanlarca parçalansın; ister ateşte yanıp külleri savrulsun ya da denizde kaybolsun, onun için kabir hayatı başlamış olur. Münker ve Nekir melekleri kabir sorgulamasını yapar. Rabbini, peygamberini ve dinini sorar. Bu sorgudan sadece peygamberler ve çocuklar muaftır.
Ehl-i Sünnet inancına göre, kâfirlere ve bazı günahkâr müminlere kabir azabı vardır. Kabir, iman ve salih amel sahipleri için "cennet bahçelerinden bir bahçe"; kâfirler için de "cehennem çukurlarından bir çukurdur."
Serkan ; İnsan, varlıklar arasında en üstün bir konuma sahiptir. İster ruhen ve bedenen sağlıklı, isterse müptelâ olduğu bir rahatsızlık sebebiyle engelli olsun, İslâm’ın anlayışına göre bütün insanlar saygı ve hürmete lâyıktır. Engelliler konusu üzerinde bıkmadan, usanmadan durulması gereken bir konudur. Bugün dünyada engelli nüfusu 500 milyonu aşmış bulunmaktadır. Esasen engelliler konusu temelde bir insan hakkı meselesidir. Bu anlamda, engelli insanlar ile diğerleri arasında haklara sahip olma açısından da bir ayırım söz konusu değildir. Yasalara göre zihinsel ve bedensel engelliler toplumsal hayatta sağlıklı insanlarla eşit haklara sahiptir. “Bedensel ve zihinsel engelleri nedeniyle insanlar arasında ayırım yapılmasına izin verilmeyecektir” vb. İlkelerle engelli hakları; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, gibi çeşitli uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Ancak günümüzde; sorunların çözümü, sorunun tartışılması ve gündemde tutulması ile gerçekleşmektedir. Özellikle bu konuya ilişkin yapılacak her tür katkıya ihtiyaç duyulmaktadır. Konuyu gündemde tutmak ve bu sosyal yaranın iyileştirilmesi yada giderilmesine dair her tür çalışmaya destek vermek temel görev olarak algılanmalıdır. İslâm’da ‘hayat’ hakkı esas olduğundan engelli olmak eşit yaşama prensibini de ortadan kaldırmaz. “Allah herkesi ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar...”[Kuran: 2/286], “Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez” [Kuran: 2/285] gibi ayetlerle kolaylığı genel bir ilke olarak kabul eden İslâmiyet, engelli kimselere de güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklememiştir. Bu sebeple mesela ağır zihinsel engelliler ibadetle yükümlü değildir. Toplumun her kesimi ile ilgilenen Hz. Peygamber ’in, zihinsel engellilerle de ilgilenmiş ve onları ihmal etmemiştir. Nitekim, akıl hastalarının dini yükümlülüklerden muaf tutulduklarını şu sözleri ile dile getirmişlerdir: “Üç kimseden sorumluluk kaldırılmıştır: Buluğ çağına erinceye kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve şifa buluncaya kadar akıl hastasından.” [Buhari, Ebu Davud ve Tirmizi] bu hadis, zihinsel engellilerin sorumluluklarının çerçevesinin belirlenmesinde temel teşkil eden başlıca delillerdendir. İbadet yerine yürüyerek gidemeyecek derecede hasta olan kimseler, kendilerini götürecek birisi olsa dahi Ebu Hanife'ye göre Cuma namazını kılmakla yükümlü değildir. Yine, farz namazları ayakta kılmaya güç yetiremeyen kimselerle, ayakta kıldıkları takdirde başka bir rahatsızlığı oluşan veya hastalığının artması, ya da iyileşmesinin gecikmesi söz konusu olan kimseler, namazlarını oturarak kılarlar. Rükû ve secde yapmaya güç yetiremeyen kimse ise namazını îmâ ile kılar. İslam Peygamberi Hz. Muhammed insanlara engelli-engelsiz oluşuna göre davranmazdı. Görme engelli olan Abdullah İbn Ümmi Mektumu müezzin olarak görevlendirmişti. Hz. Peygamber, bizzat engellilerle ilgilenmiş, onlara güçlerinin yetmediği alanlarda görevlendirmemiş, yeteneklerine göre kamusal alanda vazife vermiş, topluma kazandırmaya çalışmış; engellileri başkalarının maddi manevi yardımına muhtaç bir tabaka olarak görmemiştir. İnsanın görme işitme, konuşma vb. Bir yetisinin olmaması elbette kişi için bir meşakkat ve oldukça zor bir durumdur. Ancak Hz. Peygamber, engelli olup da sabredenlerin cennetle ödüllendirileceğini bildirmiştir. Bir Kudsi Hadisde; “Herhangi bir kulumu gözlerinden mahrum bırakmak suretiyle imtihana tabi tuttuğumda, sabrederse, gözlerine karşılık ona cenneti veririm” [Buhari, Merda, 7] buyruluyor. Hz Peygamber, durumlarına göre engellileri mesleki hayattan ve çalışmaktan alıkoymamış, bilakis onların ticaret yapmasını kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bununla birlikte, engellileri mazeretleri sebebiyle güç yetiremeyecekleri işlerden de muaf tutmuştur.
Yok öyle birsey ölünce toprağa gübre olacak etin atomlarında yeniden Allahın oluş emrine kadar bekleyecekler ödülde cezada yargılandıktan sonra ikinci hayatta
Yeniden dirilişte insan bedeni ve bilinç birleşecek sorgu için sonrası ceza yada ödül dakire kimsesşze sokakta kalana iyilik yapan iyi olanlar yardımsever cömert ahlaklı kibirsi adaletliler dürüstler cennette olacak
Kuranda Kabir Azabi Yoktur! Mehmet Okuyan Madde Madde acikliyor. İlgilenen izlesin. Milletin vaktini de bos islerle de bosa harcamayin. https://ok.ru/video/306766940747?fref=gc
Havva Snmz Hanim. Acin biraz kuran okuyun lütfen. Bakin yobazlarin elinde din ne hale geliyor. İslerine gelmediginde nasil da birseyleri yaftalayip duruyorlar
Okuyordum Uğur Bey. Bazen öyle bir noktaya geliyorum ki gerçek mi yoksa duygu ve düşüncelerimi okşadığı için mi doğru geliyor bilemiyorum, tıkanıyorum. Ata dinine bir anda sırt çevirince sudan çıkmış balığa dönüyor insan. Ben isyanla sorgulamaya başladım. Şimdi her şeyden şüphe ediyorum. Anlatabildim mi
İlk sataşmayı; konuyla alakası olmayan, mehmet okuyanın bir karalammasıyla sedat bey yapmış,
İlk hakareti ise yobaz diyerek uğur bey yapmış.
Terbiyesiz, boş herif, ahmak herif vs..
Herşey bir yana ben bu muhabbetin hakaretle ya da sataşmayla çözülmeyeceğini biliyorum. Hakaretle bir ayeti anlamak hiç bir zaman mümkün olmadı.
Hakaret ve sataşma olmaması gerekirken, olacaksa bile kişisel olması gerekirken olayın mehmet okuyanın açığını arayarak çözümlenmeye çalışılması bana göre ilk sataşma. Oysa sedat bey ayetlere cevap vermeli ya da mehmet okuyanın kabir azabına cevap vermeliydi.
İnsanlara inançları her ne olursa olsun yobaz ya da boş demek ise uğur beyin başlattığı ilk hakarettir. Oysa uğur bey; sedat beyin katılmadığı yerde hakaret etmeden konudan çekilebilir, herkes birbirini kendi bilmişliğine ya da cahilliğine bırakabilirdi.
Tek başıma karar vermek istemiyorum fakat konuyu tam anladığımı düşünerekten ikinizinde üslubunun aşırı bozuk olmadığını biliyorum.
Ya ikinizi de çıkarmam gerekir, ki çok daha ağır hakaretlerde uyarı yaptık, ya da konuyu burda kapatıp hakaret ve sataşma içeren yorumlarınızı silmem gerekir..
Müsadenizle, çirkin diye nitelendirebileceğim yorumlarınızı silip, sizi birbirinizin başlıklarından ya da yorumlarından uzak durmakla tembihlemek zorundayım. İkinci bir olayda, olayı başlatan kim olursa olsun, grupla bağlantısı kesilecektir.
Karara katılmadığınızı belirtirseniz, konuyu uğur bey dışındaki diğer yöneticilerle tartışmaya açacam.
Benimkisi sataşma değil tartışmada iddia ortaya koymak. Hoca diye gösterilen şahsın bazı öğretileri İslamla bağdaşmamaktadır diye karşı tez-antitez sundum. Buna karşılık bana söylenen şeylere elbette tepki vereceğim. Terbiyesiz demek hakaret değil yapılan davranışın tanımlamasıdır. Durduk yere söylenmedi çünkü. Boş herif demedim çok dikkat, orda ünlem var, bana boş herif dediği için oraya vurgu yaptım hani "demek boş herif he" der gibi. Ahmak a gelince, tüm bu hakaret ve tutum ahmaklık değilde nedir ????. Şimdi ama yalnız ama hepberaber karar verin, ben adil bir kararı bekliyorum. Söylediklerimin arkasındayım diyecek kadar da sizlerle olan münasebetini suistimale cesaret etmesini artık siz değerlendirin!!!
Sizin hala hakarete devam ettiğiniz gibi, kendisi de sözlerinin arkasında olduğunu iddia etmiş. Takındığınız tavırlar aynı. Yönetici olması birşeyi değiştirecek olsaydı bizi çağırmazdı.
Ayrıca; mehmet okuyan yanlış bilgilendirmiş bile olsa, konuyla alakası olmayan bir paylaşımla adamı küçük düşürmeye çalıştınız.
Terbiyesiz hakaret değilse aslına bakarsanız yobaz demekte hakaret değil. Ama gönlü inciten her sözü hakaret kabul ediyoruz.
Ben konuyu dediğiniz gibi yöneticilerle tartışıp sonucu bildirecem. O zamana kadar başlığı yoruma kapalı tutuyorum
Tamam okudum basligi, dun cok isim vardi internete bile girmedim, Yoksa hemen mudahale ederdim Konu kabir Azabimi, yani gelenek, kuranla alakasi olmayan koca bir hurafe, konuyu neresinden tutsam elimde kalir., neye göremi 20 senedir yaptigimiz kuran arastirmalarina göre, fikrini aldigimiz onca KURAN arastirmacisina göre, KURANA GÖRE, ve Ugur Cayci de bu konu hakkinda yeterinden fazla bilgi var, ama gördugum kadari ile ya yorgunlugundan yada gecenin gec vakit olmasindan yada hep ayni kisilerin yuzlerce kez kendisine yazildigi halde israrla hala hurafeyi savunmalarindan ve bunu yaparken KURANI bir sey ortaya koyamamalarindan aciklama yapmak yerine mehmet okuyanin videosunu vermis, sedat ise videonun kendisi ile ilgilenecegine mehmet okuyanin baska videolarini atmis "vaktim yok izleyemedim hastaneye gidiyorum" yani bu adamin videosunu izlemeye gerek yok cunku baska videolarinda sacmalamis demeye getiriyor.---->Sedat Çayir bu akillica bir davranismi, biz cüppelinin bile dogru söyledigi videoyu alip bakin adam digru söylemis diyebiliyorken taraf olmamak adina, senin bu yaptigin kisiyi katletmekden baska bir sey degil, UGurun verdigi video uzerine niye fikir belirtmedin mehmet okuyanin kabir azabi uzerine yazdiklarini niye curutmedin .
Ve son olarak Ugur Cayci bu grubun yöneticisi onu su baslikda yazan kimseye degismem, gecesini gunduzune katip bu gruba emek vermis bir insani, bu gun burda yarin nerede oldugunu bilmedigim üyelere degismemide benden kimse beklemsin.. Eger yöneticiler ile anlasamiyorsaniz yazilarindan uzak durursunuz olur biter.
Korkuyoruz!
Defalarca ölüm cennet ve cehennemden bahseden Kuran'da kabir azabi ile ilgili ayet var midir?
http://www.ilmedavet.com/kabir-hayatinin-hak-ve-gercek-olduguna-dair-deliller.html?fref=gc Hadissiz rivatetsiz bulmaya çalıştım. Çünkü aksi halde burda kimsesizleştirilen bir Kur'an ve İslam çatışması çıkarıyorlar ama istersen bir çok ayet açıklayıcı hadis i şerif var. Onlarında doğruluğunun kuvvwtli ihtimal olanlarına bakabilirsin.
Bizim ogrendigimiz din bu sekildeydi ancak Kuran daki ayetlerin olulere degil dirilere indirildiginin belirtilmesi ve kabir azabi konusu benim kafami karistirdi.
Orda ahirete inanmayanlari dost edinmeyin ibaresinden kabir azabini anlamiyorum. Kabir hayati var tekrar dirilip hasrolunacagimiz vs bunlar tamam ama azap ayetlerinin net olduğu ayetler neden yok
Kur'an ın diriler kitabı! Oluşuna nasıl bir rngel teşkil edecekki kabir meselesi. Kur'an elbette diri olanın akıl ve iman sahibi olanın rehberidir. Ölüler için artık Onun rehberliği yoktur, ölüler için artık sadece vaadlerin yerine getirilmesi vardır
Bir ayet vardi dirilince Vay basimiza peygamber dogru söylüyormuş ne çabuk uyandık gibi ibarelerde uykudan uyanma hali gibi bir anlatim var azaptan kalkan oyle uyanir mi
Çok çetin oldugunu
Amelini aklından geçir
Kabir azabi= korku ve käbus... Zira kacinilmaz bi gercek...
Kabir azabına ilgili hiç kimse doğru dürüst bir bilgi yazmamış çünkü hurafe. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa güvenilir kaynak sunmak şartıyla verirse sevinirim
Sedat vatandaşın bir yoruma verdiği yanıtlar var yukarda isterseniz bi bakin okuduktan sonra düşüncelerinizi bizimle paylaşırsaniz çok iyi olur
Emel Argunaga bos seyler anlatmis
Boş şeyler olduğunu söylediğinize göre doğruluğuna inandığınız bilgiler var elinizde Ugur Cayci bizi d e aydinlatirmisiniz lütfen
Emel Argunaga bu videoyu izleme imkaniniz var mi? Cevabini vermek icin Mehmet Okuyan epey calismis bir kitap yazmis. Sonra 2 hoca bir saatlik program cekmis. Ben de madde madde yazacak olursam ayni isi tekrar yapmis olacam Gereli mi siz söyleyin. Kisa cevap: KURANA GÖRE KABIR AZABI DIYE BIRSEY YOK. Isterseniz iddia edilen bir ayeti getirin, beraber inceleyelim https://www.youtube.com/watch?v=XpStPyTiS5E
Emel Argunaga Eger Kabir Azabi yoksa, bizi ne bekliyor diye soracaksiniz tabiki. Bu konda da güzel bir kitap var. PDF olarak paylasiyorum. https://yadi.sk/i/drmaq4bH3KQT7t?fref=gc
Senin inandığına inanmıyorum
Kimseye kendimi inandirma zorunlulugum yok.. İsteyen istedigini dûšûnebilir...
Yasmin Turkiyem Benim inancim böyle diye Allaha din mi ögreteceksiniz?
AYET YOK. PALAVRA HADİSLER VAR
Cezami cekerim
Aaa bir de bakmissin, ceza meza yok
Evet var kabir azabı ve münker nekir sorgu melekleri yani kuranı Kerim'i tercümesi Harika olan profösör ilahiyatçıların Türkçeye çevirdiği kutsal kitabı iyice okumak gerekli
Oradayken bu dünya da ne kadar masum insanları teröristler öldürdüler cennete gitmek ve 72 huriler ile seks yapmak için, onlar da kabir a gelecek mi yoksa direk cennete gider diye
Bilinçlerimize aşılandırılmış bir korku masalıdır.
Kabir orda bence bizim burdaki mezarlik manasina kullanilmamistir butun oluler bir yere toplanir
Obur tarafta bundan sorguya çekilmicem
Kabir hayatı, bir bakıma ahiretin giriş kapısı ve başlangıcı sayılır. Ölen kimse, ister kabre defnedilsin, ister yırtıcı hayvanlarca parçalansın; ister ateşte yanıp külleri savrulsun ya da denizde kaybolsun, onun için kabir hayatı başlamış olur. Münker ve Nekir melekleri kabir sorgulamasını yapar. Rabbini, peygamberini ve dinini sorar. Bu sorgudan sadece peygamberler ve çocuklar muaftır.
Ehl-i Sünnet inancına göre, kâfirlere ve bazı günahkâr müminlere kabir azabı vardır. Kabir, iman ve salih amel sahipleri için "cennet bahçelerinden bir bahçe"; kâfirler için de "cehennem çukurlarından bir çukurdur."
Serkan ; İnsan, varlıklar arasında en üstün bir konuma sahiptir. İster ruhen ve bedenen sağlıklı, isterse müptelâ olduğu bir rahatsızlık sebebiyle engelli olsun, İslâm’ın anlayışına göre bütün insanlar saygı ve hürmete lâyıktır. Engelliler konusu üzerinde bıkmadan, usanmadan durulması gereken bir konudur. Bugün dünyada engelli nüfusu 500 milyonu aşmış bulunmaktadır. Esasen engelliler konusu temelde bir insan hakkı meselesidir. Bu anlamda, engelli insanlar ile diğerleri arasında haklara sahip olma açısından da bir ayırım söz konusu değildir. Yasalara göre zihinsel ve bedensel engelliler toplumsal hayatta sağlıklı insanlarla eşit haklara sahiptir. “Bedensel ve zihinsel engelleri nedeniyle insanlar arasında ayırım yapılmasına izin verilmeyecektir” vb. İlkelerle engelli hakları; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, gibi çeşitli uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Ancak günümüzde; sorunların çözümü, sorunun tartışılması ve gündemde tutulması ile gerçekleşmektedir. Özellikle bu konuya ilişkin yapılacak her tür katkıya ihtiyaç duyulmaktadır. Konuyu gündemde tutmak ve bu sosyal yaranın iyileştirilmesi yada giderilmesine dair her tür çalışmaya destek vermek temel görev olarak algılanmalıdır. İslâm’da ‘hayat’ hakkı esas olduğundan engelli olmak eşit yaşama prensibini de ortadan kaldırmaz. “Allah herkesi ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar...”[Kuran: 2/286], “Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez” [Kuran: 2/285] gibi ayetlerle kolaylığı genel bir ilke olarak kabul eden İslâmiyet, engelli kimselere de güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklememiştir. Bu sebeple mesela ağır zihinsel engelliler ibadetle yükümlü değildir. Toplumun her kesimi ile ilgilenen Hz. Peygamber ’in, zihinsel engellilerle de ilgilenmiş ve onları ihmal etmemiştir. Nitekim, akıl hastalarının dini yükümlülüklerden muaf tutulduklarını şu sözleri ile dile getirmişlerdir: “Üç kimseden sorumluluk kaldırılmıştır: Buluğ çağına erinceye kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve şifa buluncaya kadar akıl hastasından.” [Buhari, Ebu Davud ve Tirmizi] bu hadis, zihinsel engellilerin sorumluluklarının çerçevesinin belirlenmesinde temel teşkil eden başlıca delillerdendir. İbadet yerine yürüyerek gidemeyecek derecede hasta olan kimseler, kendilerini götürecek birisi olsa dahi Ebu Hanife'ye göre Cuma namazını kılmakla yükümlü değildir. Yine, farz namazları ayakta kılmaya güç yetiremeyen kimselerle, ayakta kıldıkları takdirde başka bir rahatsızlığı oluşan veya hastalığının artması, ya da iyileşmesinin gecikmesi söz konusu olan kimseler, namazlarını oturarak kılarlar. Rükû ve secde yapmaya güç yetiremeyen kimse ise namazını îmâ ile kılar. İslam Peygamberi Hz. Muhammed insanlara engelli-engelsiz oluşuna göre davranmazdı. Görme engelli olan Abdullah İbn Ümmi Mektumu müezzin olarak görevlendirmişti. Hz. Peygamber, bizzat engellilerle ilgilenmiş, onlara güçlerinin yetmediği alanlarda görevlendirmemiş, yeteneklerine göre kamusal alanda vazife vermiş, topluma kazandırmaya çalışmış; engellileri başkalarının maddi manevi yardımına muhtaç bir tabaka olarak görmemiştir. İnsanın görme işitme, konuşma vb. Bir yetisinin olmaması elbette kişi için bir meşakkat ve oldukça zor bir durumdur. Ancak Hz. Peygamber, engelli olup da sabredenlerin cennetle ödüllendirileceğini bildirmiştir. Bir Kudsi Hadisde; “Herhangi bir kulumu gözlerinden mahrum bırakmak suretiyle imtihana tabi tuttuğumda, sabrederse, gözlerine karşılık ona cenneti veririm” [Buhari, Merda, 7] buyruluyor. Hz Peygamber, durumlarına göre engellileri mesleki hayattan ve çalışmaktan alıkoymamış, bilakis onların ticaret yapmasını kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bununla birlikte, engellileri mazeretleri sebebiyle güç yetiremeyecekleri işlerden de muaf tutmuştur.
Onur Garzan Hu Ra Fe
Kabir Azabi Yok Sehir Efsanesi
Cooo hosturrr:)))
Allah bizi korusun diyim baska da yok
Yok öyle birsey ölünce toprağa gübre olacak etin atomlarında yeniden Allahın oluş emrine kadar bekleyecekler ödülde cezada yargılandıktan sonra ikinci hayatta
Kim sildi ?
Ruh diye birsey yoktur
Allah ruhundan üfledi insana bilim ve sanat yapmayı öğretti
Tekvir suresinde 7. Ayete ruhlar eşleştiğinde cevirisi yanlıştır doğru ceviri beden ve bilinç eşleştiğinde olmalıdır
Yeniden dirilişte insan bedeni ve bilinç birleşecek sorgu için sonrası ceza yada ödül dakire kimsesşze sokakta kalana iyilik yapan iyi olanlar yardımsever cömert ahlaklı kibirsi adaletliler dürüstler cennette olacak
Ruh dedin Şey Senin Duygu ve Düşüncelerinin Sinir Sistemine Verdiği Komuttur
bos seylerle ugrasiyosunuz
kabir azabini anlatip bu dunya da cenneti yasayanlar hakkinda ne dusunuyorsunuz seklinde olacakti sanirim
Kıyamette mezardan kalktığımızda yatma süremizi bir saat kadar hatırlayacaksak kabir azabı nedir?
Ne kadar NATO mermer kafa materyalist varsa yorum yazmış, hemde görünmeyen akıllarıyla ruh, kabir azabı yok diyorlar.
Biz kurana göre yazıyoruz ya sen ıspatın nedir olduğuna dair ?
Hımm, o zaman söyle bakalım kuran mealinden bir ayet ezbere yazabilir misin?
YILANLAR VS TIISSSSSSSSS
Valla buyuk sıkıntı.
Bu dünyada yaşayıpta azap çeken birde kabirdemi azap çekecek...
Çeken çeksin, ben orada mışıl mışıl uyuyacam, aklıma bile gelmeyeceksiniz
Ameller salih ise hakikaten mışıl mışıl uyuyor olursun, aksini de sen düşün artık.
Yücel Afşin git isine ya
Ne oldu, yoksa inanmadığın kabir azabı seni korkuttu mu?
Yücel Afşin su saatta sana laf anlatacak halim yok. Buyur izle. Bekli birseyler kaparsin https://ok.ru/video/306766940747?fref=gc
Ben okuyan'ın canlısını dinledim, videosunu da sen izle. Hatta soru da sordum.
Şuan beden kabrindeyiz zaten
Kabir azabina beden degil ruh tabi tutulur. Yorumlarinizi ona gore yazin.
Kendinizi kurtarmaya çalışın
kabir azabı kuranın hangi suresinde yazılı diye düşünüyorum.
Kur'an - kerimi tebliğ eden senin için bir şey ifade etmiyor mu?
eğer kuranı kerimden daha fazla doğru kabul edersen etmez
ilk esas kitap ikincisi yorumlama
Kuranda Kabir Azabi Yoktur! Mehmet Okuyan Madde Madde acikliyor. İlgilenen izlesin. Milletin vaktini de bos islerle de bosa harcamayin.
https://ok.ru/video/306766940747?fref=gc
Neden boş olsun Uğur Bey? Yanlış ya da doğru... Doğruya ulaşmak değil mi gayemiz?
Paylaşıma mı kızdınız yorumlarımıza mı ugur bey. Boş iş diye nitelendirmeniz usüle pek uygun görünmüyor da o nedenle soruyorum.
Havva Snmz Hanim. Acin biraz kuran okuyun lütfen. Bakin yobazlarin elinde din ne hale geliyor. İslerine gelmediginde nasil da birseyleri yaftalayip duruyorlar
Kesinlikle bakın Havva hanım. Nasıl yaftalanıyor gerçekten! Boş iş!!!
Okuyordum Uğur Bey. Bazen öyle bir noktaya geliyorum ki gerçek mi yoksa duygu ve düşüncelerimi okşadığı için mi doğru geliyor bilemiyorum, tıkanıyorum. Ata dinine bir anda sırt çevirince sudan çıkmış balığa dönüyor insan. Ben isyanla sorgulamaya başladım. Şimdi her şeyden şüphe ediyorum. Anlatabildim mi
Sorun nedir Sedat Çayir
Bir üstteki alt yorumlr. Etikenledi sizi sanıyorum konunun diğer muhatabı.
Kendisi de beni çağırdığı için müdahale etme hakkını görüyorum kendimde.
Yoruma kapatacam, okumam lazım iyice. Sonra tekrar açacam
İlk sataşmayı; konuyla alakası olmayan, mehmet okuyanın bir karalammasıyla sedat bey yapmış,
İlk hakareti ise yobaz diyerek uğur bey yapmış.
Terbiyesiz, boş herif, ahmak herif vs..
Herşey bir yana ben bu muhabbetin hakaretle ya da sataşmayla çözülmeyeceğini biliyorum. Hakaretle bir ayeti anlamak hiç bir zaman mümkün olmadı.
Hakaret ve sataşma olmaması gerekirken, olacaksa bile kişisel olması gerekirken olayın mehmet okuyanın açığını arayarak çözümlenmeye çalışılması bana göre ilk sataşma. Oysa sedat bey ayetlere cevap vermeli ya da mehmet okuyanın kabir azabına cevap vermeliydi.
İnsanlara inançları her ne olursa olsun yobaz ya da boş demek ise uğur beyin başlattığı ilk hakarettir. Oysa uğur bey; sedat beyin katılmadığı yerde hakaret etmeden konudan çekilebilir, herkes birbirini kendi bilmişliğine ya da cahilliğine bırakabilirdi.
Tek başıma karar vermek istemiyorum fakat konuyu tam anladığımı düşünerekten ikinizinde üslubunun aşırı bozuk olmadığını biliyorum.
Ya ikinizi de çıkarmam gerekir, ki çok daha ağır hakaretlerde uyarı yaptık, ya da konuyu burda kapatıp hakaret ve sataşma içeren yorumlarınızı silmem gerekir..
Müsadenizle, çirkin diye nitelendirebileceğim yorumlarınızı silip, sizi birbirinizin başlıklarından ya da yorumlarından uzak durmakla tembihlemek zorundayım.
İkinci bir olayda, olayı başlatan kim olursa olsun, grupla bağlantısı kesilecektir.
Karara katılmadığınızı belirtirseniz, konuyu uğur bey dışındaki diğer yöneticilerle tartışmaya açacam.
Saygılarımla.
Benimkisi sataşma değil tartışmada iddia ortaya koymak. Hoca diye gösterilen şahsın bazı öğretileri İslamla bağdaşmamaktadır diye karşı tez-antitez sundum. Buna karşılık bana söylenen şeylere elbette tepki vereceğim. Terbiyesiz demek hakaret değil yapılan davranışın tanımlamasıdır. Durduk yere söylenmedi çünkü. Boş herif demedim çok dikkat, orda ünlem var, bana boş herif dediği için oraya vurgu yaptım hani "demek boş herif he" der gibi. Ahmak a gelince, tüm bu hakaret ve tutum ahmaklık değilde nedir ????. Şimdi ama yalnız ama hepberaber karar verin, ben adil bir kararı bekliyorum. Söylediklerimin arkasındayım diyecek kadar da sizlerle olan münasebetini suistimale cesaret etmesini artık siz değerlendirin!!!
Sizin hala hakarete devam ettiğiniz gibi, kendisi de sözlerinin arkasında olduğunu iddia etmiş.
Takındığınız tavırlar aynı.
Yönetici olması birşeyi değiştirecek olsaydı bizi çağırmazdı.
Ayrıca; mehmet okuyan yanlış bilgilendirmiş bile olsa, konuyla alakası olmayan bir paylaşımla adamı küçük düşürmeye çalıştınız.
Terbiyesiz hakaret değilse aslına bakarsanız yobaz demekte hakaret değil.
Ama gönlü inciten her sözü hakaret kabul ediyoruz.
Ben konuyu dediğiniz gibi yöneticilerle tartışıp sonucu bildirecem. O zamana kadar başlığı yoruma kapalı tutuyorum
Meral Buğa , diğer yöneticileri etiketler misin bu başlığa. Sana zahmet. Başlığı bulmakta zorlanıyorlar
Kübra Demircan
Cem Turkarslan Ozan Güzel
Tamam okudum basligi, dun cok isim vardi internete bile girmedim, Yoksa hemen mudahale ederdim
Konu kabir Azabimi, yani gelenek, kuranla alakasi olmayan koca bir hurafe, konuyu neresinden tutsam elimde kalir., neye göremi 20 senedir yaptigimiz kuran arastirmalarina göre, fikrini aldigimiz onca KURAN arastirmacisina göre, KURANA GÖRE, ve Ugur Cayci de bu konu hakkinda yeterinden fazla bilgi var, ama gördugum kadari ile ya yorgunlugundan yada gecenin gec vakit olmasindan yada hep ayni kisilerin yuzlerce kez kendisine yazildigi halde israrla hala hurafeyi savunmalarindan ve bunu yaparken KURANI bir sey ortaya koyamamalarindan aciklama yapmak yerine mehmet okuyanin videosunu vermis, sedat ise videonun kendisi ile ilgilenecegine mehmet okuyanin baska videolarini atmis "vaktim yok izleyemedim hastaneye gidiyorum"
yani bu adamin videosunu izlemeye gerek yok cunku baska videolarinda sacmalamis demeye getiriyor.---->Sedat Çayir bu akillica bir davranismi, biz cüppelinin bile dogru söyledigi videoyu alip bakin adam digru söylemis diyebiliyorken taraf olmamak adina, senin bu yaptigin kisiyi katletmekden baska bir sey degil, UGurun verdigi video uzerine niye fikir belirtmedin mehmet okuyanin kabir azabi uzerine yazdiklarini niye curutmedin .
Ve son olarak Ugur Cayci bu grubun yöneticisi onu su baslikda yazan kimseye degismem, gecesini gunduzune katip bu gruba emek vermis bir insani, bu gun burda yarin nerede oldugunu bilmedigim üyelere degismemide benden kimse beklemsin.. Eger yöneticiler ile anlasamiyorsaniz yazilarindan uzak durursunuz olur biter.