Ahmet Önsesveren hocam mine hanımın bahsettiği kubbe bu radyasyon kuşağı. Sizce 80 yıla kadar geçilebilecek mi bu kuşak? Mehmet bey hangi ayet biliyor musunuz?
Bu kuşak dünyayı koruyan bir kalkan vazifesi görüyor. Aksi halde dünya sürekli ufo denilen o ısıtıcıya maruz kalmış gibi kizarirdi. . Veya arada esip gelen devasa radyasyon bulutları ile canlılık biterdi.
Sizin kubbeden bahsetmedim zaten hocam. Hani acaip şeyler olacak diye bir postunuz vardı. Ayda otoparklar filan olacaktı. Bu kubbe aydan ötede mi oluyor o zaman? Teşekkürler Mehmet bey.
Sık sık Nasa demeçlerinde bu kuşağı aşmaya çalışmaktan bahsederek pot kırıyorlar.. 1969 da aşıldı ise neyi konuşuyorlar.. Ayrıca o dönem ki fotolarda acayip durumlar var.. Mesela Apollonun indiği noktada toz bile kalkmamış.. Ayrıca yanma için oksijen lazım.. Adamlar elektrikli araç mı imal etmişlerdi o tarihte ki.! Ayda tekerlekli araç ile geziyorlar..
Ayet direk Cin ve insana atıf yapıyor.! Ya ma'şere el cinni ve el insi.. Yani bizlere diyor... Ama sonuna da.!! İlla bi sultanin..! Diyor.. Yani bir misal olarak Sultan güç bulmanız hariç diyor.. Bence o güç te zerrenin içinde..
Kıyamet gününden bahsediyor Rahman süresinde. Kızgın alev bakırlarini göktaşı olarak yorumlayan olmuş diye baktım yok. Daha çok kıyamet günü ve bu günde hesaptan kacilamayacagi yönünde tefsir ve yorumlar.
Rahman suresi çok şeyden bahseder Şerife hanım.. Ben içinden bir ayet yazdım sadece.. Rahman 33 ; Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucakların dan geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
Okudum. Tek başına değil de 33_45, 33-36 arası filan değerlendirilmiş. Tek başına bakınca sizin dediğiniz anlam çıkıyor. Devamı kiyametten bahsediyor. Bir de gidilemezi değil de gidilebiliri uzaya yolculuk olarak yorumlanmis. Kuşakla 33.ayeti bağlayan yorum göremedim. Illa doğru ya da yanlış diye birşey yok tabi. Ne anlamamız gerektiğini anlamaya çalışıyorum.
Şerife hanım Kuran bir bilim kitabı değildir.. Misal kitabıdır.. Misal bilinmeyeni akla yakin olanla tarif etmektir.! Bir insanı veya ayeti 365 derece ve genişleyen küresel her bir noktada yorumlamak gibidir.. Onun için kitap evrenseldir.. Zerre derken de atom ve atom altını tarif etmek istedim.. Tekvir 15-16 gibi.! Fe la uksimu bil hunnes El cevaril kunnes.. Bundan sonra hayır, hünnese (merkezi çekim kuvvetine) yemin ederim. Cevalan edene (merkezi çekim kuvvetinin etrafında, yörüngede dönene.. Sanki atom ve elektronu tarif etmiyor mu.! Gibi.
“Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin kuturlarından geçmeye gücünüz yetiyorsa haydi çıkın. Çıkamazsınız, ancak bir imkan ile çıkabilirsiniz.”(Rahman, 55/33) Kutur: Çap. Yani küre. Ancak bir imkan ile?? Yani yalın insan uzaya çıkamaz. Burada teknolojiden mi bahsediyor. Yani teknolojik donanım ile mümkündür gibi. Yada sadece bilinç olarak mı mümkün demek istiyor. Sonuçta deştiğimizde, bizdeki algı ile evrenin varlığını gözlemliyoruz. Herşey zihinde yaşanıyor.
Kuran 7 kat gökler ve bir o kadarda arzda kat-tabaka yarattık der.! Yorumda zıt bakış açısı aynı zamanda gök (düşünce seması) ve aynı zamanda arz (beden) de tarif edilmiş olabilir.. Biz mi evrenin içindeyiz yoksa evren mi bizim içimizde tabi o da tartışılır.. Ben insanın düşünce eksenine düşen her şeyin olabilirliği kanaatindeyim.. İlim ve bilim ile.!
Titreşim, dalga, enerjiden, yani herşeyin bilgiden ibaret olması herşeyin insanın zihninde, düşüncesinde olduğunu güçlendiriyor sanırım. Son cümleniz çok doğru. Var olamayacak hiçbirşeyin düşüncesi de olmaz sanırım. Elma var ise elmayı düşünebilirsiniz. Elma diye birşey olmasaydı bizim hayatımızda düşünemezdik sanırım.
Ama diğer yandan da farklı sorular oluşuyor. Elma da bizim algımız kadarı ile verdiğimiz bir isimden ibaret. Özü diğer herşey ile aynı. Düşündükçe dallanıyor, birbirine geçiyor herşey
Zaten isim bir şeyi.. Bakın zaten şey dedim.. ikinci şahsa tarif etmek için kullanılır.. Aslı açığa çıkardığı vasfidir.. Mesela Allah da bir işaret bazlı isimdir.. Aslı açığa çıkardığı güç ile zatı tarif etmektir..
Herşeyi çoklayabiliyoruz. Şeyler diye bir kelime var. Ama, hiç. Hiç çoklanmıyor. Hiçler diye bir kelime yok. Olmaz. O okyanus ta sanırım hiç okyanusu. Var olan, o çoklanamayan, tek olan Hiç. Bağlarsak, O zaman Ay' a gidecek olan kim Hiçkimse sanırım.
Ben sıfır noktasına hiç diyorum.. Bıg bank patlamasının ilk açığa çıktığı atomdan daha küçük noktaya.. Ondan sonra da şeyler var artık.. Şeyler okyanusu..
Görünmez kalkan Van Allen radyasyon kuşağının (Plazma) dışına çıkılamadığı konusunda ciddi şüpheler var..
Ahmet Önsesveren hocam mine hanımın bahsettiği kubbe bu radyasyon kuşağı. Sizce 80 yıla kadar geçilebilecek mi bu kuşak? Mehmet bey hangi ayet biliyor musunuz?
Bu kuşak dünyayı koruyan bir kalkan vazifesi görüyor. Aksi halde dünya sürekli ufo denilen o ısıtıcıya maruz kalmış gibi kizarirdi. . Veya arada esip gelen devasa radyasyon bulutları ile canlılık biterdi.
Benim bi postta bahsettiğim kozmik kubbe başka birşeydi. Mine hanımın ise ifadesini tam hatirlayamiyorum
Rahman 33 Şerife hanım..
Sizin kubbeden bahsetmedim zaten hocam. Hani acaip şeyler olacak diye bir postunuz vardı. Ayda otoparklar filan olacaktı. Bu kubbe aydan ötede mi oluyor o zaman? Teşekkürler Mehmet bey.
Van Allen 11.000 ay 384.000 uzakliktaymis. Aya giden radyasyona bir çözüm bulacak teknolojiyi üretmiş olamaz mı?
Petrol kızgın bakıra dökülürse nasıl bir gaz açığa çıkar? Bunu bilmek mümkün mü.
Sık sık Nasa demeçlerinde bu kuşağı aşmaya çalışmaktan bahsederek pot kırıyorlar.. 1969 da aşıldı ise neyi konuşuyorlar.. Ayrıca o dönem ki fotolarda acayip durumlar var.. Mesela Apollonun indiği noktada toz bile kalkmamış.. Ayrıca yanma için oksijen lazım.. Adamlar elektrikli araç mı imal etmişlerdi o tarihte ki.! Ayda tekerlekli araç ile geziyorlar..
Pardon. Yanlış kalmış allımda. Şimdi baktım.
Zülkarneyn in yaptığı setten bahsediyor sanırım Rahman 33. Bu set sayesinde ne uzaylılar yeryüzüne gelebiliyor, ne de biz uzaya gidebiliyoruz.
Ama zamanı gelince set kalkacak diyor.
Ayet direk Cin ve insana atıf yapıyor.! Ya ma'şere el cinni ve el insi.. Yani bizlere diyor... Ama sonuna da.!! İlla bi sultanin..! Diyor.. Yani bir misal olarak Sultan güç bulmanız hariç diyor.. Bence o güç te zerrenin içinde..
Kıyamet gününden bahsediyor Rahman süresinde. Kızgın alev bakırlarini göktaşı olarak yorumlayan olmuş diye baktım yok. Daha çok kıyamet günü ve bu günde hesaptan kacilamayacagi yönünde tefsir ve yorumlar.
Rahman suresi çok şeyden bahseder Şerife hanım.. Ben içinden bir ayet yazdım sadece.. Rahman 33 ; Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucakların dan geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
Okudum. Tek başına değil de 33_45, 33-36 arası filan değerlendirilmiş. Tek başına bakınca sizin dediğiniz anlam çıkıyor. Devamı kiyametten bahsediyor. Bir de gidilemezi değil de gidilebiliri uzaya yolculuk olarak yorumlanmis. Kuşakla 33.ayeti bağlayan yorum göremedim. Illa doğru ya da yanlış diye birşey yok tabi. Ne anlamamız gerektiğini anlamaya çalışıyorum.
Zerre?
Şerife hanım Kuran bir bilim kitabı değildir.. Misal kitabıdır.. Misal bilinmeyeni akla yakin olanla tarif etmektir.! Bir insanı veya ayeti 365 derece ve genişleyen küresel her bir noktada yorumlamak gibidir.. Onun için kitap evrenseldir.. Zerre derken de atom ve atom altını tarif etmek istedim.. Tekvir 15-16 gibi.! Fe la uksimu bil hunnes El cevaril kunnes.. Bundan sonra hayır, hünnese (merkezi çekim kuvvetine) yemin ederim. Cevalan edene (merkezi çekim kuvvetinin etrafında, yörüngede dönene.. Sanki atom ve elektronu tarif etmiyor mu.! Gibi.
Teşekkürler Mehmet bey. Son soru yani uzayı geçecek güç atom ve atom altında mi? Güç zerrede derken?
Sonuçta varlığın özü frekans, atom ve atom altı zıtlığıyla beraber.! Ben öyle tahmin ediyorum.. Adres yani.
Ozaman dünyamızın şeklini ve neye benzediğini bilmiyoruz bu doğrumu.?
O yörünge fotolarından belli ama biz Aya gidilmemiş olabilir diyorduk.
“Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin kuturlarından geçmeye gücünüz yetiyorsa haydi çıkın. Çıkamazsınız, ancak bir imkan ile çıkabilirsiniz.”(Rahman, 55/33) Kutur: Çap. Yani küre. Ancak bir imkan ile?? Yani yalın insan uzaya çıkamaz. Burada teknolojiden mi bahsediyor. Yani teknolojik donanım ile mümkündür gibi. Yada sadece bilinç olarak mı mümkün demek istiyor. Sonuçta deştiğimizde, bizdeki algı ile evrenin varlığını gözlemliyoruz. Herşey zihinde yaşanıyor.
Kuran 7 kat gökler ve bir o kadarda arzda kat-tabaka yarattık der.! Yorumda zıt bakış açısı aynı zamanda gök (düşünce seması) ve aynı zamanda arz (beden) de tarif edilmiş olabilir.. Biz mi evrenin içindeyiz yoksa evren mi bizim içimizde tabi o da tartışılır.. Ben insanın düşünce eksenine düşen her şeyin olabilirliği kanaatindeyim.. İlim ve bilim ile.!
Titreşim, dalga, enerjiden, yani herşeyin bilgiden ibaret olması herşeyin insanın zihninde, düşüncesinde olduğunu güçlendiriyor sanırım. Son cümleniz çok doğru. Var olamayacak hiçbirşeyin düşüncesi de olmaz sanırım. Elma var ise elmayı düşünebilirsiniz. Elma diye birşey olmasaydı bizim hayatımızda düşünemezdik sanırım.
Ama diğer yandan da farklı sorular oluşuyor. Elma da bizim algımız kadarı ile verdiğimiz bir isimden ibaret. Özü diğer herşey ile aynı. Düşündükçe dallanıyor, birbirine geçiyor herşey
İsimler soyut şeyler, bilgiden ibaret.
Zaten isim bir şeyi.. Bakın zaten şey dedim.. ikinci şahsa tarif etmek için kullanılır.. Aslı açığa çıkardığı vasfidir.. Mesela Allah da bir işaret bazlı isimdir.. Aslı açığa çıkardığı güç ile zatı tarif etmektir..
Var olan her şey frekans zaten.. Frekans okyanusu.. Bizde içinde balık gibiyiz.. Algılarımız kadar.!
Herşeyi çoklayabiliyoruz. Şeyler diye bir kelime var. Ama, hiç. Hiç çoklanmıyor. Hiçler diye bir kelime yok. Olmaz. O okyanus ta sanırım hiç okyanusu. Var olan, o çoklanamayan, tek olan Hiç. Bağlarsak, O zaman Ay' a gidecek olan kim Hiçkimse sanırım.
Ben sıfır noktasına hiç diyorum.. Bıg bank patlamasının ilk açığa çıktığı atomdan daha küçük noktaya.. Ondan sonra da şeyler var artık.. Şeyler okyanusu..