Aranızda yaşadığımız hayatın gerçek olduğuna inanan var mı? Bana ciddi manada aşırı sahte geliyor. Sanki bizler simülasyonlarız. Bilmiyorum.. Mesela yemek yerken sadece o an zevk alıyorsun sonrası yok. Telefon şarjı gibi düşünün. Doluyken kimse şarja takmaz. Bizler bu simülasyonlarda hayati sürecimiz bitince başka bir bedene her şeyi unutarak geri mi dönüyoruz.. Her şey bir enerjiden meydana geliyorsa bu enerjinin bu kadar doğru yayılması nasıl gerçekleşiyor. Neden altın oran var. Bu altın oran nasıl kendi kendine olsun. Gelin ufkumuzu açalım. Gittiği yere kadar. Zorlayalım kafaları: D
Hamit Ceyhan
H
İşe tamamen felsefe yönünden bakarsak, bu tarz düşünceleri yayan, besleyen ve önümüze sunan İdealist yönetim cevreleridir. Dini inançların yok olmaya başladığı bir evrede insanlığın kontrolünü kaybetmemek için başka bir takım düşünceler yayma peşindeler. Mesela: Bu hayat bir gölge, biz tanrinin yansimalariyiz, yok biz aslında simülasyonuz gibi maddeye ve onun yapısına aykırı, bilimden uzak düşünceleri bir zehir gibi empoze ediyorlar. Bkz: Matrix.
Nerden biliyorsun ?
Sen bu söylediğin sırlara nasıl vakıf oldun sevgili sefa ?
Matrixi izlemiştim, ondan kalma bilinçaltı olabilir: D
Bilim ve Ütopya okumani öneririm. Felsefenin başlangıç ve temel ilkelerini zaten biliyorsun dur.
Bı tür film, müzik ve felsefe kürsüleri hep bir üst aklın ortaya koyduğu büyük bir plan mı demek istiyorsunuz arkadaşlar ?
Fight clup bence verilecek en güzel cevap
Bi dakka bi dakka. Şayet bu düşünceyi kabul ediyorsanız varlığı yokluğu şaka ile karışık olan illüminati olayını mı kabulleniyorsunuz? Bunu merak ettim doğrusu .
Dünyada en büyük problem yönetildiğimizin ve yonlendirildiğimizin farkina varamamak. Zira daha fazla bilimsel araştırma yapilamamasinin sebebi maddi olanaklar. Peki maddi olanak ne? Bunu kim yaratiyor? Neden sınırsız kaynakla araştırma yapamiyoruz. Önce bunlari düşünmek gerekir.
Sefa özellikle senin söylemlerin bunu gösteriyor .
Bilgim olmayan şeye yorum yapmak istemem. Lakin bir üst aklın olduğuna inanıyorum
Bunu bilemeyiz. Ama yonlendirildiğimizin farkina varabiliriz.
E o zaman o noktada teslimiyet ortaya çıkar. Böylesine bir güce karşı koyamamak ve varlığını kabullenme mecburiyeti ortya çıkar. Buna ne diyorsunuz ?
Kabbullenmiyorum sorguluyorum görüldüğü üzere. Materyalizm ve İdealizm felsefenin iki zıt kutbu. Bunları iyi arastirmani öneririm belki biraz daha iyi anlayabilirsin bu tarz durumlari
Bir sonraki adımımız da istesek de istemesek de bu sistemin bir parçası olmayı çoktan kabullenmiş ve işleyen bir çarkına dönüşmüş olmazmıyız ?
En basitinden şöyle düşünün. Neden insanlar okumaktan, üretmekten, hareket etmekten aciz? Sen gelişir ve sorgulamaya başlarsan üst aklın yolu sapar. O yüzden yıllarca filmlere, müziklere ve hayatın her alanında sübliminal mesajlar soktular. Dark nlp dolu saçma müzikler dinlettiler. Manipülasyon da çağ atladılar ve bizleri modern köle yaptılar
Evet işte o adımı atmamak için her zaman şüphe ve sorgu devreye girmeli.
Dünyaya bir bak dostum ... Bu önermen ancak arzular şelale diye nitelendirilebilir. Yine de idealist davranma çaban takdire değer. Lütfen beni yanlış anlama ama yeni dünya düzeni 1. Dünya savaşı ile çoktan başladı ve hedefine gidiyor gibi.
Çok basitçe özetleyim. Dünya tarihini üstün körü bir incelersek çağlar boyu nasıl yonetildiğimizi, nasıl kandırıldığımızı az çok biliriz. Bütün devrimlerde bu kandırmalara bir sorgulama ile baskaldiri sonucu baslar. Sorun ise bunu şimdi göremiyor oluşumuz.
İdealist? Ben materyalist bir insanım. Bütün bu söylediklerinde idealist çevrenin bize empoze ettiği şeyler. Ben bunları sorgulamaktan yanayım. Zira bilim ile ispatlanamayan gerçeklik benim için yoktur.
Nihayet konu yine gerçekliğe geldi .son söylediğin söz yeterince açık . "Bilim ile ispatlanmayan gerçekliği kabul edememe durumu" ya da kabul etmeme durumu. Saygılar ve sohbet için teşekkürler hocam .