Hayırlı akşamlar herkese. Bugünün konusunu ben açayım istedim. Konumuz sinirlilik hali... Ben misal sinirliyim cabuk sinirleniyorum birtek oğluma karşı cok sabrım var. Ama etrafima karsi maalesef. Basta eşim cok etkileniyor bu durumdan. Sinirlilik halim gecer gecmez cok da pisman oluyorum ama o an kendime hakim olamıyorum. Ne yapabilirim yada yapabiliriz nu konuda ?
Dila Asln
D
Mevzuya papatya çayı tavsiye ederek kısaca değinebilirdik. Lakin bu mevzu çok boyutlu. Nedense yazmak istiyorum, sizlere öğrendiklerimi. Bu iş tasavvuf kitapları okumakla olmuyormuş, zihin kodlarını aslına döndürmek gerekiyor. Bu da ZAMAN ve BILGI ve TEVAZU isteyen merhale... En muhimi MURŞIDI KAMIL olmadan çok zor
Insanda iki kuvveden bahsettik yukarda... Aslında 3 tane... Düşünce, gadap ve şehvet
Modern dünya insanlari olarak bizler aklımızı tepkisel ve duygusal olarak eğittik. Yani her hadise karşisinda tepkisel davranişlar sergiliyoruz. Mesela sevinçlerimiz, uzuntuler hatta mimiklerimiz dahi abartıli... Gün icerisinde ya çok sakiniz yada biranda hiddetli. Oysa zihnini dogru eğitmiş sıhhatli bireyler daha sukunetli ve sakin eylemler içindedir gün içinde bu halleri kolay kolay degişmez.
Şimdi bize ne oldu da zihnimiz bu derece tepkisel ve duygusal bir düşünür oldu? Bu sorunun cevabini ararsak öfkeyi kökünden görebilir ve boşuna cebelleşmeden ve kendimizi daha fazla yıpratmadan tekamül edebiliriz.
Fıtrat bozulması... Kökündeki sebep bu. Bunu etkileyen faktörler katkı maddeli beslenme, dünya merkezli yaşama, bilgiye kolay ulaşımın mahremiyeti kaldırıp insanı özenilecek obje olarak sunması, resmin sadece Mutlu başarılı güzel herşeyi becerebilen insan modeli olarak göstermesi, bunlara bağlı olarak insanın kendini aciz ve eksik hissetmesi. Buna içerleyip öfkelenip kendi içindeki "öz"le çakışması, beğenmemesi, eksik hissetmesi. Zaman'ın akışı içinde her an herşeyi becerebilene isteği özünden ayrılık Yaratıcı'yla ilişkilerin zayıflaması, İman zayıflığı ve gaflet anında belki dillenmese bile isyan içinde olması.... Hepsi ayrı ayrı fıtratın bozulmasına sebep... Hz, Ömer de öfkeliydi, müslüman olduğunda öfkesi Allah ve dinine karşı gelenlere yöneldi, öfkelendiğimiz şeyler mühim.
Tasavvuf kitaplarındaki büyük velilerden olmayacaksa insan elbet onların çektiği sıkıntıların yanında hiç denecek kadar azdır yaşadıkları, bir Kamil mürşidin elinden tutanın hali... Ancak çoğusu da feleğin çemberinden geçirilir, nefsinin en ağır yönleriyle. Bunu deneyimlenmeden bilemez insan, deneyimlenmek mi iyi, yoksa herkes gibi yaşamak mı, bazen kolayı daha çok istiyor insan... Beni biliyorsun elimde olsa kaçarım