İnancın insan için bir duygusal bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Din de inancı somutlaştıran yol gösterici olması gerekirken bugün ne yazık ki gereğinden fazla indirgenmiş ve bozulmuş olan bir durumu ifade ettiği görülüyor.
Sezay Akdmr haklı olabilirsin tabiki fakat insan beynini incelediğinde özellikle moleküler seviyede ne kadar muazzam bir düzenleme olduğunu görüyorsun ve söylediğin o zaman genel bir yorum olarak kalıyor.
İnanmak bir ihtiyaç olarak temeli de korkulara dayanan bir olgu ile gelişmiş... Sonradan da talimat kitap vs ile siiyasi bir ideoloji olmuş, Tanrı aciz kul yaratmış kendi duygusallığı yüzünden kullarını suçlamış..
Sezay Akdmr dinlerin siyasi ideolojilere dönüşmesi konusunda aynı fikirdeyim. Fakat Tanrı fikrini insanlaştırıyorsun o zaman hatalı sonuca ulaşırsın. İnanma soyut bir kavram ve tartışılamaz. İnsanın algı düzeyi bu kadar düşükken Tanrı'yı nasıl tartışabiliriz ki. Senin gibi suçlayabiliriz fakat bu yinede bizi gerçeğe götürmez.
hanım efendi tanrı araplara ve öncesinde yine o bölge insanlarına gönderdiği kitaplarında ötekileştirici cinsiyetçi(erkekleri kadınlara karşı kayırmak) cinayetlere azmettirici, tehditkar ve bazen de sevgi dolu ödüllendirici çelişkili ifadeler ve vaatlerde bulunmuş kendisini inkar edenleri hedef göstermiş ahiret inancında erkeklere kadınları ödül olarak sunmuş bazı hayvanlara karşı nefret yükletmiş.. Bunlar hep duygulanmalar duygular..
son cümleniz için de bir şey diyeyim; evet Tanrı insanın aklını alamayacağı veya algı düzeyinin kavrayamayacağı bir büyüklük de olabilir bunu zaten sizin tabiriniz ile aciz kul insan olarak bilemeyiz ama işte tam burada da nasıl olabiliyor da böylesine ne olduğu bilinemeyen bir yüce varlık aciz kullarla irtibata geçebiliyor..! Ve bunu 4 kere deniyor yani her birinde başarısızlık var şimdi de başarısız olduğunu müslümanların yaşayışlarına bakarak anlıyoruz...
İnancın insan için bir duygusal bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Din de inancı somutlaştıran yol gösterici olması gerekirken bugün ne yazık ki gereğinden fazla indirgenmiş ve bozulmuş olan bir durumu ifade ettiği görülüyor.
Tanrı daha evvel 4 kere talimat kitabı göndermiş demek başarılı değil...
Sezay Akdmr insanlar anlamaktan aciz olmasın.
Yok insan zaten tanrının kusurlu yaratması bu durumda kendi de başarısız...
Sezay Akdmr haklı olabilirsin tabiki fakat insan beynini incelediğinde özellikle moleküler seviyede ne kadar muazzam bir düzenleme olduğunu görüyorsun ve söylediğin o zaman genel bir yorum olarak kalıyor.
İnanmak bir ihtiyaç olarak temeli de korkulara dayanan bir olgu ile gelişmiş... Sonradan da talimat kitap vs ile siiyasi bir ideoloji olmuş, Tanrı aciz kul yaratmış kendi duygusallığı yüzünden kullarını suçlamış..
Sezay Akdmr dinlerin siyasi ideolojilere dönüşmesi konusunda aynı fikirdeyim. Fakat Tanrı fikrini insanlaştırıyorsun o zaman hatalı sonuca ulaşırsın. İnanma soyut bir kavram ve tartışılamaz. İnsanın algı düzeyi bu kadar düşükken Tanrı'yı nasıl tartışabiliriz ki. Senin gibi suçlayabiliriz fakat bu yinede bizi gerçeğe götürmez.
hanım efendi tanrı araplara ve öncesinde yine o bölge insanlarına gönderdiği kitaplarında ötekileştirici cinsiyetçi(erkekleri kadınlara karşı kayırmak) cinayetlere azmettirici, tehditkar ve bazen de sevgi dolu ödüllendirici çelişkili ifadeler ve vaatlerde bulunmuş kendisini inkar edenleri hedef göstermiş ahiret inancında erkeklere kadınları ödül olarak sunmuş bazı hayvanlara karşı nefret yükletmiş.. Bunlar hep duygulanmalar duygular..
son cümleniz için de bir şey diyeyim; evet Tanrı insanın aklını alamayacağı veya algı düzeyinin kavrayamayacağı bir büyüklük de olabilir bunu zaten sizin tabiriniz ile aciz kul insan olarak bilemeyiz ama işte tam burada da nasıl olabiliyor da böylesine ne olduğu bilinemeyen bir yüce varlık aciz kullarla irtibata geçebiliyor..! Ve bunu 4 kere deniyor yani her birinde başarısızlık var şimdi de başarısız olduğunu müslümanların yaşayışlarına bakarak anlıyoruz...