1) Duvarlar tarafından soğuruluyor. 2) Çekirdekte bulunan enerjinin sorumlusu güçlü etkileşimler, elektronlar için sorumlu elektromanyetik etkileşimler.
Aslında hızlı soğurmuyor, birçok kez yansıyabiliyor oradan buradan. Zaten duvarı da bu sayede görüyorsunuz ışık varken, bir miktarını yansıttığı için. Ama oda komple ayna da olsa, anında odanın karardığına tanık olurdunuz %99 yansıtma oranı olsa bile. Çünkü ışık hızı çok fazla olduğundan, oda içerisinde binlerce kez bile yansısa bu bizim için anlık bir olayda soğurulma demek. Yani hayli çabuk oluyor bu iş. Fotonlar, yollarına bir şey çıkana kadar yollarına devam edebilirler. Lakin çok uzak mesafelerde (örneğin galaktik ölçeklerde) evrenin genişlemesinden ötürü enerjilerini kaybetmeye başlarlar. Herhangi bir madde ile etkileşime girebilirler. Elektronları bir üst yörünge seviyesine çıkararak enerji kaybedebilir, ya da atomu tamamen iyonlaştırabilirler. Bu yüzden iyonlaştırıcı radyasyon (ışıma) gibi bir tanım var.
Duvar fotonu emdiğinde aslında bir enerji kazanıyor, örneğin sıcaklığı artıyor ve cisimler sahip oldukları sıcaklıktan ötürü bir ışıma yaparlar. Yani o fotonu geriye salıyor, fakat daha düşük enerjide olduğu için görmüyorsunuz. Örneğin şu anda karanlık bir odada otursanız o oda sizin için karanlıktır. Fakat kızılöte kamerayla bakarsanız aydınlıktır. Çünkü mevcut sıcaklığı sebebiyle kızılötesinde kayda değer miktarda ışıma yapar. Bu sebeple ısıtılan bir demir, gözle görülür bir şekilde parlıyor. Detaylarını vakti zamanında Kozmik'te yazmıştım, buradan okuyabilirsiniz: http://rasyonalist.org/yazi/kara-cisim-isimasi/
lamba açık oldukça her saniye foton yayar her saniye cisimler emer. Lambayı kapatınca foton yayılımı biter ortamdaki fotonlarda anlık soğurulduğu için kaynak gidince foton kalmaz
Fosforlu cismin olayı da şu: Normalde materyal fotonu emdiğinde, elektronları üst yörüngeye çıkar ve siz ona sürekli foton göndermezseniz, o elektronu orada tutamazsınız. Yani hemen geriye düşer ve düşerken de bir foton salar, yani ışık saçar. Normal materyallerde bu olay çok kısa sürelerde oluyor. Fakat fosforlu dediğimiz materyallerde bu işlem daha yavaş sürüyor, dolayısıyla dakikalarca hatta saatlerce parladığını görüyorsunuz. Zaten bu yüzden ışıkları az oluyor. Aynı miktarda ışığı, uzun zaman dilimine yayarak saçıyorlar. Bu da sönük bir ışıma yapmaları demek.
Fotonlar sürekli emilir. Bu yüzden ışığı kapattığınız anda kaynolurlar. Proton ve nötronlara enerji veren şey, elektornların dalga boyudur. Elektronlar dalga yayar, o dalga çekirdeğe geçer, çekirdekten yansıyarak tekrar elektrona aktarılır. Elektorn bu sayede çekirdeğe düşmez(diye bir bilgi duymuştum)
Fakat elektronların enerji kaybedip çekirdeğe yaklaşmamasının asıl sebebi heisenberg belirsizlik ilkesidir. Elektron çekirdeğe ne kadar yaklaşırsa konumu netleşeceği için, hızı belirsizleşecek.
1) Duvarlar tarafından soğuruluyor.
2) Çekirdekte bulunan enerjinin sorumlusu güçlü etkileşimler, elektronlar için sorumlu elektromanyetik etkileşimler.
Duvarlar o kadar hızlı mi soguruyor? Açık havada ışığı açıp kapatınca nereye gidiyor fotonlar? Bir de neyle etkileşime giriyorlar?
Fotonlar isik hizinda gidiyorlar zaten, duvara carptiklari an soguruluyorlar
Aslında hızlı soğurmuyor, birçok kez yansıyabiliyor oradan buradan. Zaten duvarı da bu sayede görüyorsunuz ışık varken, bir miktarını yansıttığı için. Ama oda komple ayna da olsa, anında odanın karardığına tanık olurdunuz %99 yansıtma oranı olsa bile. Çünkü ışık hızı çok fazla olduğundan, oda içerisinde binlerce kez bile yansısa bu bizim için anlık bir olayda soğurulma demek. Yani hayli çabuk oluyor bu iş. Fotonlar, yollarına bir şey çıkana kadar yollarına devam edebilirler. Lakin çok uzak mesafelerde (örneğin galaktik ölçeklerde) evrenin genişlemesinden ötürü enerjilerini kaybetmeye başlarlar. Herhangi bir madde ile etkileşime girebilirler. Elektronları bir üst yörünge seviyesine çıkararak enerji kaybedebilir, ya da atomu tamamen iyonlaştırabilirler. Bu yüzden iyonlaştırıcı radyasyon (ışıma) gibi bir tanım var.
Bir olay ancak bu kadar güzel anlatılabilir, ışık gibi aydınlattın. Teşekkürler arkadaşım.
Rica ederim ne demek.
Evrenin genişlemesinden dolayı enerjisini kayıp mı eder fotonlar..?
Ciniyni Agocuk evet kırmızıya kaymanın sebebi enerji kaybetmeleridir Ögetay Alcer oda %100 yansıtıcı olsa da kararacaktır desem
Bana "KIRMIZIYA KAYMANIN SEBEBİ DOPPLER ETKİSİ" olabilir gibi geliyor.
Duvar ne kadar foton kütlesini bir arada tuta bilir en fazla ?
Fotonun kütlesi ne kadar ki ne yoğunlukta ışık dikkate alınsın?
Duvar fotonu emdiğinde aslında bir enerji kazanıyor, örneğin sıcaklığı artıyor ve cisimler sahip oldukları sıcaklıktan ötürü bir ışıma yaparlar. Yani o fotonu geriye salıyor, fakat daha düşük enerjide olduğu için görmüyorsunuz. Örneğin şu anda karanlık bir odada otursanız o oda sizin için karanlıktır. Fakat kızılöte kamerayla bakarsanız aydınlıktır. Çünkü mevcut sıcaklığı sebebiyle kızılötesinde kayda değer miktarda ışıma yapar. Bu sebeple ısıtılan bir demir, gözle görülür bir şekilde parlıyor. Detaylarını vakti zamanında Kozmik'te yazmıştım, buradan okuyabilirsiniz: http://rasyonalist.org/yazi/kara-cisim-isimasi/
Peki fosforlu şeylerin fotonu soğurup tutmasını sağlayan şey nasıl fotonu uzunca soğurtmadan tutuyor? Orada fotonlar soğuruluyor mu?
lamba açık oldukça her saniye foton yayar her saniye cisimler emer. Lambayı kapatınca foton yayılımı biter ortamdaki fotonlarda anlık soğurulduğu için kaynak gidince foton kalmaz
Fosforlu cismin olayı da şu: Normalde materyal fotonu emdiğinde, elektronları üst yörüngeye çıkar ve siz ona sürekli foton göndermezseniz, o elektronu orada tutamazsınız. Yani hemen geriye düşer ve düşerken de bir foton salar, yani ışık saçar. Normal materyallerde bu olay çok kısa sürelerde oluyor. Fakat fosforlu dediğimiz materyallerde bu işlem daha yavaş sürüyor, dolayısıyla dakikalarca hatta saatlerce parladığını görüyorsunuz. Zaten bu yüzden ışıkları az oluyor. Aynı miktarda ışığı, uzun zaman dilimine yayarak saçıyorlar. Bu da sönük bir ışıma yapmaları demek.
fosfor konusunda aydınlandım vay be
atta gitti fotonlar
Fotonlar sürekli emilir. Bu yüzden ışığı kapattığınız anda kaynolurlar. Proton ve nötronlara enerji veren şey, elektornların dalga boyudur. Elektronlar dalga yayar, o dalga çekirdeğe geçer, çekirdekten yansıyarak tekrar elektrona aktarılır. Elektorn bu sayede çekirdeğe düşmez(diye bir bilgi duymuştum)
Fakat elektronların enerji kaybedip çekirdeğe yaklaşmamasının asıl sebebi heisenberg belirsizlik ilkesidir. Elektron çekirdeğe ne kadar yaklaşırsa konumu netleşeceği için, hızı belirsizleşecek.
Güzel soru
G