Biraz Türk tarihi (özellikle İslam öncesi) okursaniz Türklerin neden fethettiği diyarlarin yerli halkinin hiç bir kutsalina dokunmadigini anlarsınız. Osmanlı tarihini de Yavuz Sultan Selim öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırırsanız (neden böyle dediğimi de araştırınız) sorulan sorunun tam cevabını verebilirsiniz diye düşünüyorum. Dönemin şartları ''savaşan devletler'' durumundaydı. Şimdi ise bu durum söz konusu değildir. Lütfen o zamanın şartlarında düşünüp yorum yapalım. Eğer savasmazsaniz ve galip gelmezseniz yokolursunuz. Savaşıp mağlup olursanız da yok olursunuz. O yüzden mutlaka askeri anlamda her an savaşa hazır ve güçlü olmak zorundasınız. Yani sizi işgal edecek ordulara karşı her zaman tetikte olmak zorundasınız. Bazen de en iyi savunma saldırıdır hükmü geçerli olur.
Biraz Türk tarihi (özellikle İslam öncesi) okursaniz Türklerin neden fethettiği diyarlarin yerli halkinin hiç bir kutsalina dokunmadigini anlarsınız. Osmanlı tarihini de Yavuz Sultan Selim öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırırsanız (neden böyle dediğimi de araştırınız) sorulan sorunun tam cevabını verebilirsiniz diye düşünüyorum. Dönemin şartları ''savaşan devletler'' durumundaydı. Şimdi ise bu durum söz konusu değildir. Lütfen o zamanın şartlarında düşünüp yorum yapalım. Eğer savasmazsaniz ve galip gelmezseniz yokolursunuz. Savaşıp mağlup olursanız da yok olursunuz. O yüzden mutlaka askeri anlamda her an savaşa hazır ve güçlü olmak zorundasınız. Yani sizi işgal edecek ordulara karşı her zaman tetikte olmak zorundasınız. Bazen de en iyi savunma saldırıdır hükmü geçerli olur.