Hıtta kapısı nedir?
Kim için önemlidir?
Bir kapıdan geçmekle günahlar affolur mu?
Yahudiler için önemli olan bu kapı neden müslüman ayetinde geçiyor ve neden Müslümanlar bu kapıdan geçerken hıtta hıtta diyerek geçerler?
Bu kapı ne kapısı?
Bu putperest gelenek nasıl islam dininde var?
Bir tanrı nasıl olurda bir kapıdan şefaat dilenmesini ister?
Soru cok ama kapı tek!
Gören Dardağan
G
Bir de Mevlana'nın kapısı var. Herkesi çağırıyor. Ne olursan ol dön gel diyor. Gelene kapı mı var? Gidene pranga mı? Gelen de giden de kalpleriyle birlikte sağ olsun. Ne gelirim ne de giderim diyenler de bulundukları yerde var olsun.
Bir de düşünce kapısı var, bu kapıyı aşmak zor; sizin için de zor olsa gerek! ["Tanrının olasılıkları biliyor olması, iradene müdahale ediyor anlamına gelmez!"] Tanrı bütün olasılıkları bildiğinde zaten iradeye müdahalesi başlamış demektir. Yarattığı insanlardan daha çok, yaratmadığı sonsuz sayıda insan vardır. Daha başlangıçta, yaratarak insanın iradesine müdahale ediyor. Cehenneme atacağım seni, seni yaratabilir miyim diyen bir tanrınız mı var yoksa? Tanrı bu yokluktan istediğini çıkarıp yaratmaktadır. Kimisi cennete gidecek yetkinliğe ulaşmakta, kimisi ulaşamamaktadır. İradeye karşı ikinci müdahale burada başlamaktadır, ne zaman, nerede, hangi olanaklarla, imkan ve imkansızlıklarla karşı karşıya olacağını bildirmeyen bir tanrı, yarattığı insanın iradesine müdahale ederek karşı olmaktadır? Seni çok zeki, çok yakışıklı, çok zengin olarak Sultan Süleyman'ın sarayında Sultan Süleyman olarak yaratacağım diyen bir tanrı duydunuz mu? Ya da, 2000'li yıllarda Afrika'da bir köyde yoksul bir ailenin çocuğu olarak yaratacağım diyen bir tanrı sözü ile karşılaştınız mı acaba? Özürlü bir insan olarak yaratacağım dediğine şahit oldunuz mu? İnsan daha ta başta buna ne yanıt verir acaba? Çocuğunun özürlü doğacağını bilip, buna müdahale eden insanlar var iken, tanrının durumu nedir bu konuda? Hiç bir insanın özgürlüğü yok bu konuda. Tanrı istediği zamanda, istediği imkanlarla, istediği yerde yaratacak, kurtuluş yok. Peki, sınav, insandaki yetkinliği ortaya çıkaran bir amaç ise, tam tersine yol açacak nitelikte bir müdahale neyin nesi? Su, bir yöne doğru akıyor; zemin eğimli çünkü. Eğimini tersine çeviren tanrı, insanın iradesine müdahale etmiş olmuyor mu? Arabistan gibi bir toplumda insanlar çoğunlukla Müslüman; Hristiyan bir toplumda ise çoğunlukla Hristiyan. Bunlardan birinde bir insan yaratmak sonuca ve insanın iradesine dair tanrı müdahale etmiş anlamı doğurmuyor mu? "Allah'tan Geldiniz yine O'na döndürüleceksiniz " Hay'dan gelen Hu'ya gider misali, ruh Allah'ın ruhundan, sınav ise Allah'ın ruhuna uygulanan... Kendim ettim, kendim buldum hesabı. Bir akıl, düzen ve bilinç sahibi değil mi ki bu tanrı, bütün insanları cennete gidecek şekilde olanaklarla donatmaz, yer ve imkan sağlamaz tanrı; nasıl bir tanrı bu tanrı? Aslında herkesi cennete gidecek şekilde yaratmış, şeytanını da bol tutmuş bir tanrı var karşımızda; ya da tam tersi, insanları cehennem için yaratmış, şeytanın yerine kendini koymuş bir tanrı. Bu durumda tanrı bir şeytan olabilir mi? İyilik ve kötülüğe dair her şey tanrıdan olduğuna göre, bence bu tanrı felsefesinde bir sorun var. Tanrı, süper güçsüz, süper bilinçsiz, evreni yaratmaktan başka bir nedeni olmayan süper küçük bir nitelik taşıyor olmalı. Tanrı her şeyde bir düzenin, yetkinliğin ve bilginin temsili ise, peki bu düzensizlik, yaşama dair bütün bu çelişkiler, söyler misiniz ne diye var! Ruh boş olarak mı, yoksa dolu olarak mı geliyor dünyaya? Boş olarak geliyorsa, yanlış ellerde dolacağını bekleme; dolu olarak geliyorsa, buradan süper güçlü, her şeyi bilen, adil ve iyi niyetli bir tanrının var olduğunu bilgisini bekleme. Ne düşünüyorsunuz? Her anne baba çocukları için en iyi şeyleri ister, bunun için en iyi okullarda okumasını ister mi, ister. Ya Allah, Allah da ister mi, en iyi toplumda, en iyi çevrede, en iyi ailede insanı dünyaya getirmeyi? Orada doğmak yerine burada doğsa insan cennet sınavı sonuçları değişir mi acaba bu durumda, siz söyleyin? Geçenlerde dünyaya gelen bir çocuk üç kişinin Dna'sını taşıyor, hastalık yapacak kısım ayıklanmış. Zeki olarak doğmayan insanlar var, yetenekleri kısıtlanmış insanlar veya tam tersi. Bu durum bilim adamları sayesinde aşılır mı, aşılır. Bilim insanları insanların üstün özelliklerle doğmasını ister mi, ister. Peki Allah, Allah da ister mi? İstese bütün cennet sınav sonuçları değişecek; neden istemez, siz söyleyin peki? Tanrı nerede dünyaya doğurursa çocuğunu, orada o biçim şekilleniyor çocuğu. Toplum, çevre, aile, aldığı eğitim vb. Her şey insanı insan yapıyor; bütün cennet sınav sonuçlarını etkiliyor. Siz tanrınızın yerinde olsanız şimdi, cennet sınavı için doğurur musunuz çocuğunuzu; nerede ve ne şekilde peki? İster misiniz gerçekten bunu?
Sezai Karakoç der ki: Sakın kader deme kaderin de üstünde bir kader vardır. / Ne yapsalar boş göklerden inen bir karar vardır. Yine Gandi'ye atfedilen bir söz vardır: İnsanların açlıktan öldüğü bir yerde Tanrı'nın görünmeye cesaret edebileceği yegane suret ekmektir. Merhamete geline, inananlar için "sonsuz"dur. Bir alim der ki "Tanrı'nın merhametinin boyutlarını anlatsam kimse kulluk yapmaz!" Diğer türlü Afrika'ya kadar gitmeye gerek bile yok, zira kapı komşularımıza bakmamız yeterlidir. Cennet'e gelince "üç beş huriyle birlikte isteyenin olsun, öyle bir endişem ve gayem yoktur. Tanrı mı? Benim inandığım Tanrı ile başkalarının inandığı ya da inanmadığı Tanrı aynı değil!