Beden enerjisi ellerin içinden çıktığı zaman buna biyoenerji, bu enerji gözden çıktığında buna halk arasında nazar denilir. Bu enerjiyi ellere değilde gözlere yönelttiğinizde bu inanılmaz bir güce ulaşır, bu öldürücü güce Kur’an-ı Kerimde dikkat çeker, işaret eder. “O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar «o bir deli» diyorlar.“ (Kalem Süresi, 51). Göz ile el arasındaki farkı nedir, gözden çıkan enerjiyi ölümcül yapan ne, bu yazımızın konusu bunlar; sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz.
elektronik harp sistemleri sayesinde elektronik cihazlar kilitlenebiliyor, insanın ürettiği bir cihaz ile bu yapılabiliniyorsa, Allahın yarattığı insan bedeni neden bu özelliğe sahip olmasın? Basit bir sanayi ürününde böyle bir özellik olacak ama her parçası mucize olan insanda olmayacak öylemi? Nazar ve gözün anatomik yapısı
Bedenimizde üretilen elektromanyetik akımların üç tane çıkış noktası bulunur. Bunlar ellerin içi, ayakların altı ve üçüncüsü gözler. Ellerden ve ayaklardan çıkan akımlar dozajı frenlenmiş akımlardır. Bu akımların dozajı ellere ve ayaklara ulaşıncaya kadar bedenimizdeki dokular tarafından hafifletilir. Gözlerden çıkan akımlar ise herhangi bir engel ile karşılaşmaz, bir kişinin beyninde biriken kin, kıskançlık gibi negatif ve zarar verici enerji beyindeki üretim noktasından direk dışa akar. Gözleri ama ölümcül bir silaha dönüştüren bu değil, gözleri farklı kılan; (1) göz siniri, (2) gözümüzün içindeki sıvı oyukları ve (3) gözlerimizin lensi. Göz siniri bu zararlı akımların akışını bir hat üzerinde toplar. Göz oyukların içindeki sıvı ise o enerji akımların dozajını güçlendirir, bi' nevi elektronik cihazlardaki sinyal güçlendiricisi gibi akımların dozajını artırır. Gözlerinizdeki lenste bu akımları ölümcül bir lazer ışını gibi bir noktaya odaklar. Not: Beyin ne kadar negatif düşünürse o akımların frekans boyutu o kadar zararlı olur!
Nazar ve gözün fizyolojik işleyişi
Beyinde üretilen elektromanyetik akımların gözden çıkışı ve bu akımların bir cisme odaklanması ile o cismin veya canlının bu akımlardan zarar görmesine halk arasında nazar denilir. Alttaki fotoğrafımız bilimsel ve normal bir gözün işleyişini gösterir. Lense dikkat ederseniz, göz lensin iki tarafıda dışabükük olduğunu görürsünüz, bu dışabüküklük fotoğrafta olduğu gibi ışınların hem içeriye doğru bir noktaya odaklanmasını sağlar, hem nazarda olduğu gibi dışarıya.
Bu elektromanyetik akımlar insan bedenine nasıl zarar verir?
İnsan bedenini değişik tabakalardan örülmüş bir kumaş olarak algılamalısınız. Bu kumaşı tozlu bir ortama bıraktığınız zaman, o toz kumaşın içine siner. İnsan gözlerinden çıkan enerjide temas ettiği vücut tabakalarına toz halinde konar ve bir kumaşın içine bir leke nasıl siniyorsa, o enerji akımlarıda dokuların içine siner. Sindiği bölgede de hücrelerin fonksiyonlarını kilitler. Bedenimiz elektromanyetik bir kalkana sahip (aura) ve genelde kendisini o tür enerji akımlarına karşı koruyabilir, fakat bedenimizin direnci düştüğü anlarda çevremizde bulunan bu zararlı bakışlar kalkanımızın en zayıf halkasından bedenimizin içine sinebilir. Eğer başka bir insanın gözlerinden akan enerji akımları bedenimizin kalkanını delmeyi başarırsa, o zaman fotoğrafta görüldüğü şekilde o elektromanyetik toz dokularımızın içine süzülür ve konduğu bölgedeki hücrelerin fonksiyonlarını kilitler. Kısa bir süreç içinde kilitlediği bölgede hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Mavi boncuk inancı Mavi boncuk dikkat çekmek için takılır, insanların bakışı size değil mavi boncuğa kaysın istenilir. Boncuğun kendisinde koruyucu bir güç bulunmaz, mavi boncuk inancın o yönü batıl bir inançtır. Allah korur, Allahtan başka bir koruyucu yok!
Mavi göz ve nazar
Binlerce yıl halkımız arasında mavi göz ve nazar inancı dolaşır, bu ikisinin arasında bir bağlantı varmı yoksa bu batıl bir inançmı? Bu olayı laboratuar ortamında incelediğimizde aralarında gerçektende bir bağ olduğunu görüyoruz. Güneş ışının önüne bir lens koyduğunuz zaman, o lensin bu ışını belirli bir frekansa böldüğünü görürsünüz. Lensin rengini değiştirdikçede frekansın farklı bir boyut aldığını tespit edersiniz. Farklı renkler arasında güneş ışınını en keskin frekansta mavi böler, kısacası mavi gözlerden çıkan akımlar daha kısa bir frekansta çıkar. Evrende canlılara zararlı olan akımlarda kısa frekansa sahip olan akımlardır. Alttaki fotoğrafımıza bakarsanız mavi renklerin güneş ışınını x-ray ve gamma-ray boyutunda, yani çok zararlı frekanslarda böldüğünü görürsünüz.
Beden enerjisi ellerin içinden çıktığı zaman buna biyoenerji, bu enerji gözden çıktığında buna halk arasında nazar denilir. Bu enerjiyi ellere değilde gözlere yönelttiğinizde bu inanılmaz bir güce ulaşır, bu öldürücü güce Kur’an-ı Kerimde dikkat çeker, işaret eder. “O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar «o bir deli» diyorlar.“ (Kalem Süresi, 51). Göz ile el arasındaki farkı nedir, gözden çıkan enerjiyi ölümcül yapan ne, bu yazımızın konusu bunlar; sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz.
elektronik harp sistemleri sayesinde elektronik cihazlar kilitlenebiliyor, insanın ürettiği bir cihaz ile bu yapılabiliniyorsa, Allahın yarattığı insan bedeni neden bu özelliğe sahip olmasın? Basit bir sanayi ürününde böyle bir özellik olacak ama her parçası mucize olan insanda olmayacak öylemi?
Nazar ve gözün anatomik yapısı
Bedenimizde üretilen elektromanyetik akımların üç tane çıkış noktası bulunur. Bunlar ellerin içi, ayakların altı ve üçüncüsü gözler. Ellerden ve ayaklardan çıkan akımlar dozajı frenlenmiş akımlardır. Bu akımların dozajı ellere ve ayaklara ulaşıncaya kadar bedenimizdeki dokular tarafından hafifletilir. Gözlerden çıkan akımlar ise herhangi bir engel ile karşılaşmaz, bir kişinin beyninde biriken kin, kıskançlık gibi negatif ve zarar verici enerji beyindeki üretim noktasından direk dışa akar. Gözleri ama ölümcül bir silaha dönüştüren bu değil, gözleri farklı kılan; (1) göz siniri, (2) gözümüzün içindeki sıvı oyukları ve (3) gözlerimizin lensi. Göz siniri bu zararlı akımların akışını bir hat üzerinde toplar. Göz oyukların içindeki sıvı ise o enerji akımların dozajını güçlendirir, bi' nevi elektronik cihazlardaki sinyal güçlendiricisi gibi akımların dozajını artırır. Gözlerinizdeki lenste bu akımları ölümcül bir lazer ışını gibi bir noktaya odaklar. Not: Beyin ne kadar negatif düşünürse o akımların frekans boyutu o kadar zararlı olur!
Nazar ve gözün fizyolojik işleyişi
Beyinde üretilen elektromanyetik akımların gözden çıkışı ve bu akımların bir cisme odaklanması ile o cismin veya canlının bu akımlardan zarar görmesine halk arasında nazar denilir. Alttaki fotoğrafımız bilimsel ve normal bir gözün işleyişini gösterir. Lense dikkat ederseniz, göz lensin iki tarafıda dışabükük olduğunu görürsünüz, bu dışabüküklük fotoğrafta olduğu gibi ışınların hem içeriye doğru bir noktaya odaklanmasını sağlar, hem nazarda olduğu gibi dışarıya.
Bu elektromanyetik akımlar insan bedenine nasıl zarar verir?
İnsan bedenini değişik tabakalardan örülmüş bir kumaş olarak algılamalısınız. Bu kumaşı tozlu bir ortama bıraktığınız zaman, o toz kumaşın içine siner. İnsan gözlerinden çıkan enerjide temas ettiği vücut tabakalarına toz halinde konar ve bir kumaşın içine bir leke nasıl siniyorsa, o enerji akımlarıda dokuların içine siner. Sindiği bölgede de hücrelerin fonksiyonlarını kilitler. Bedenimiz elektromanyetik bir kalkana sahip (aura) ve genelde kendisini o tür enerji akımlarına karşı koruyabilir, fakat bedenimizin direnci düştüğü anlarda çevremizde bulunan bu zararlı bakışlar kalkanımızın en zayıf halkasından bedenimizin içine sinebilir. Eğer başka bir insanın gözlerinden akan enerji akımları bedenimizin kalkanını delmeyi başarırsa, o zaman fotoğrafta görüldüğü şekilde o elektromanyetik toz dokularımızın içine süzülür ve konduğu bölgedeki hücrelerin fonksiyonlarını kilitler. Kısa bir süreç içinde kilitlediği bölgede hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Mavi boncuk inancı
Mavi boncuk dikkat çekmek için takılır, insanların bakışı size değil mavi boncuğa kaysın istenilir. Boncuğun kendisinde koruyucu bir güç bulunmaz, mavi boncuk inancın o yönü batıl bir inançtır. Allah korur, Allahtan başka bir koruyucu yok!
Mavi göz ve nazar
Binlerce yıl halkımız arasında mavi göz ve nazar inancı dolaşır, bu ikisinin arasında bir bağlantı varmı yoksa bu batıl bir inançmı? Bu olayı laboratuar ortamında incelediğimizde aralarında gerçektende bir bağ olduğunu görüyoruz. Güneş ışının önüne bir lens koyduğunuz zaman, o lensin bu ışını belirli bir frekansa böldüğünü görürsünüz. Lensin rengini değiştirdikçede frekansın farklı bir boyut aldığını tespit edersiniz. Farklı renkler arasında güneş ışınını en keskin frekansta mavi böler, kısacası mavi gözlerden çıkan akımlar daha kısa bir frekansta çıkar. Evrende canlılara zararlı olan akımlarda kısa frekansa sahip olan akımlardır. Alttaki fotoğrafımıza bakarsanız mavi renklerin güneş ışınını x-ray ve gamma-ray boyutunda, yani çok zararlı frekanslarda böldüğünü görürsünüz.
Hepsini okudum güzeldi teşekkürler
Onemli degil