Hz. Yusuf'a rüya yorumlama, tabir etme, açıklama, anlamlandırma, manalandırma ilmi öğretilmiş, verilmişti.
Hz. Süleyman'a rüzgarı kontrol etme ve yönlendirme, zamanda yolculuk, cinlere hükmetme, hayvanlarla konuşma ve onlara hükmetme ilmi öğretilmiş, verilmişti.
Hz. Davud'a da Hz. Süleyman'a benzer ilimler öğretilmiş, verilmişti.
Hz. İsaya ölüleri diriltme, şifacılık ilimleri öğretilmiş, verilmişti.
Örnekler çoğaltılabilir. Eğer bunlar birer ilimse bu ilimler nereye yazıldılar? Nereye kaydedildiler? Asılları nerede? Bu ilimler aktarıldı mı? Paylaşıldı mı? Öğretildi mi?
Kadir Gülüncehan
K
Böyle bir ilmin olduğu Hz Suleyman AS ile Belkıs'ın hikayesinin anlatıldığı kıssadan anlaşılıyor. Kıssa da Belkıs Süleyman AS ye gelmek için çok uzak bir yerden yola çıktığında, Hz Suleyman AS huzurundakilere bana Belkıs'ın tahtını kim önce getirebilir diye sorar. Önce marur bir ifrit ( cin ) sen tahtından inmeden getiririm gücüm buna yeter der. Ama kitaptan ilmi olan bir zat ki bu insandır onu sen gözünü kapatıp açıncaya kadar getiririm der ve getirir. Buradan kitaptan ilmi olan zat dediğine göre, böyle bir kitabın varlığı kuran ile sabit oluyor. Ancak, bu kitap ilahi bir kitap ve Allah'ın muhafazasındadır. Bu ilmi Allah dilediğine bahşetmiş. Bu gün Hz. Musa'nın asasını, Hz. Süleyman'ın yüzüğünü bulsalar bile, onu tutan el Hz. Musa, parmağına yüzüğü takan Hz. Süleyman olmadıkça bir işe yarayamayacaktir. Rüya tabiri ise çok daha farklı bir ilimdir. Bu ilim iki şekilde karşımıza çıkıyor, biri ilahi yorum, diğeri ise şeytanlar, cinler, burç ve fal gibi şeylerden yararlanarak yapılan yorumlar. İkisi arasındaki yorum farkı çok belirgindir. Peygamberlerin yapmış olduğu yorum gerçekleşmiş ve ertelemeye de tabi olmamış. Ama diğer türden yapılan yorumlar kişinin zannı ve olmuş olaylardan ve hatta yukarıda Saydıklarımdan yararlanarak yapılan yorumlardır ki gerçekleşmesi garanti değildir. Ki cinlerin geleceği bilme iddiasında bulunduğu kuranda yazılmıştır. Ama bu fitneyi Hz. Sulayman ortadan kaldırmıştır. Yine kuranda cinlerin bir dönem burçlara çıkarak bir vahi parçası kapmaya calistiklarindan bahsedilir. Buda cinlerin bir süre bu işi yaptıklarını ve daha sonra engellendiklerini, bu vermiş oldukları bilgi ve tahminlerin bu kapılmış olanlara ait olduğu sonucunu ortaya çıkarmakta. Ancak şunu bilmekte yarar var. Gayb hususunda bunlara başvuranların, fal ve büyüye müşteri olanların cennette nasipleri yoktur. Ahir zamanda insanların bir sınavı da bunlarla olacak. Bizler gaybı öğrenme çabası yerine, Allah'tan hayırlısını istemeliyiz. Hakkımızda hayırlı olan budur.
Bahsetiğiniz her konu şu anda gerçekleşiyor