Sayın arkadaşlar merak ettiğim bir şey var..
Sümerler, Mısırlardan tutun da Yunan, Hint, Çin bütün mitlerde ve kutsal kitaplarda geçer.. Hadi hepsi birbirinden aldı kendi diline kültürüne göre yorumladı.. Kuran tevrattan tevrat sümerlerden mısırlardan vs vs aldı..
Benim asıl öğrenmek istediğim merak ettiğim ise.. Bunu ilk uyatlayan hangi medeniyet.. Ve bunu neye dayanarak bu hikayeyi işlemiştir..?
Ali Eşlik
A
Sümerlerden yola çıkmak gerekirse, ilk olarak bu kavim nasıl hangi bilimsel çalışmalarla göklerin ve insanların yaratılışı ile ilgili tabletlere yazı yazdılar..
Bütün destanlarda ana fikir göklerin ve yerlerin bitişik olması ve herşeyin sudan yaratılması.. Peki ilk olarak sümerler bu fikre nasıl sahip oldular. Kim öğretti bunları onlara..
Bilimsel olmasa da şöyle bir varsayımda bulunabilirmiyiz..
İlk insanlık döneminde sözlü anlatımlarla hikayeler destanlaşmış daha sonra toplumlar kabilelere milletlere ülkelere vs bölünürken her millet kendi destanını mı yarattı?
Biseyler yaptım ama geç cvp verirsem bildirim gelmediğinden.. neyse bizim türümüz olan insanların bir hikaye anlatabilmeleri için bi başlangıç bi yaşanmışlık olması gerekmez mi..
Olabilir.. Bu mantıklı geliyor.. Herşeyin bir başlangıcı var ve bir hikaye uydurduk.. Orası tamam. Ama senle benim hikayem nasıl aynı olabiliyor? Asıl soru bu!
Ya ni insanlar gök gurultusunden korkuyordu doğa olaylarına anlam kattılar gibi fikirleri benimsemiyorum.. Bu şunu gösteriyo bence medeni insan var olduğundan bu yana her devirde her kavimde bi yaratıcı bir tanrı inanışı hep vardı.. Ve en erken kaynak sümerler onların öncesi göbeklitepe çözülemedi henüz. Tapinak mi toplanma yeri mi diye.
göbeklitepede bira yapıyorlardı
Hadi yaa.. Keşke o dönemde yaşadaydım
Göbeklitepe belkide belirli bir kavimdi veya bir milletti..
dağın içinde olduğu gibi şehir var.
Birçok teori yürütülebilir.. Benim aklıma gelen ilk şey belki insanlar kendilerini güvende hissetmeleri için bir arada yaşıyor ve bütün ihtiyaçlarını ortak gideriyorlardı.. Olamaz mı?
Hem bu arada göbeklitepeye hiç yoğunlaşmadığımı farkettim.. Hep sağdan solda kulaktan dolma bilgiler
Ali Eşlik Türkiye medeniyetler beşiğidir. Toprağı kazısanız tarih fışkırır. Bakmayın urfanın yarısı kilisedir çünkü önceleri orası süryanilerin merkeziydi. Mesela tarsus, adana, nevşehir, mardin, antep vs hepsinin altı antik şehirdir. Ben göbekli tepeye o kadar çok gittim ki. Bütün kazım aşamalarını gördüm.
en son gittiğimde hediyelik eşya dükkanı bile açılmıştı. Ben döndüm arkamdan beyaz çatı yaptılar, rüzgaran koruyabilmek için
Yok sanırım yaratılış hikayesini insanlar kimlerden nasıl öğrendi..
Göbeklitepe bir ölüm dirim tapınakları kompleksi dir. Avcı toplayıcı dönem kabilelerinin ritüalistik merkezidir. Çeşitli yıldızlara göre şekillenmiş ve ekinoksları belirlemek üzere hesaplanmıştır. Kabartmalar içinde Yılan ve akbabalar önemlidir. Yılan Bir çeşit ölüm veren Ve ölümsüz olan ile ilişkilendirilmiş olabilir. Akbaba ise ölünün leşini yiyerek parlak iskeketi açığa çıkardığı için bir çeşit günahlardan temizleyip öz ü yıkdızlara gitmesi için serbest bırakan olarak kabul edilmiş olabilir. Bu şekilde sıralı çok iskeket bulunmuştur Ve hepsi güneş yönüne konmuştur. Ayrıca kafaları kırılmış beyni ve iç organları Ve etkeri yenmiş kemikler özründe insan dişi izleri olan iskeketker bulunmuştur. Bu durum ölülerin Etinin yendiğini gösterir. Bu sıradan yamyamlık olabileceği gibi daha ziyade ritüalistik yamyamlık olmalıdır. YAni Kabile üyesi ölünce yaşayanlar onu yer ve bira ile diğer halüsinasyon verici maddeler eşliğinde şölen yapılır sonra da toplu seks ayini ile ölünün özü yaşayanlara geçer. Bu yüzden de göbekli tepe bir ölümdirim trafik merkezi gibidir. Yüzsüz insansı heykellerin gözcüleri ve t şeklindeki heykellerin Kabile nin ölmüş kişilerini simgelediği atalar ı simgelediği düşünülmektedir . Ancak yazılı hiç bir şey olmadığı için bunlsr Afrika Ve Amazonlsr ve abırgin yerlilerinin davranışları paralelinde bir tahmindir .
Göbekli tepeyi tapınak* olarak kabul edersek, bunun için yerleşik hayata geçmiş olmak gerekmez mi? Neolitik dönem, yerleşik hayat, tarım ortalama 10.000 yıl önceydi. Göbekli tepenin bulunması neolitik dönemin tarihini daha da geriye çekmiş olmaz mı?
Hayır çekmez çünkü orası şehir değil tapınak. Yani kabileler oradaki proto -din adamlarını besliyordu. Bira için tarım başladı İşte bu adım yerleşik tarım ın ilk temeli oldu. Bu kompleksi beslemek için ilk yerleşik tarım modelleri de gelişmeğe başladı. Ancak bu tarım devrimi kalıcı değildi. Ve buzul çağı ile unutuldu. Göbekli tepe bir asalak idi. Elbette yiyecek karşılığı urtevi dünya ve sağıltım hizmeti vetlyırdu. Muhakkak ki özel bir kast Ve Seçilim sistemine sahiptiler. Ve yerleşik tarıma geçmenin temel bilgilerini be törenleri için gerekli bitkileri yetiştirmek için bulmuşlardı. Böylelikle bir din büyü sağlık Ve tarımsal bilgi merkezi oluştu. Nitekim erken dryas denen mö 10500 deki ilk buzul çağı oranın sonu oldu. Buradaki asalak proto din adamlarını besleyen kabileler mecburen yiyecek için göç etmek zorunda kaldı. Ve göbeklitepe öldü. Yerleşik tarım mö 7000 de yeniden ve kalıcı olarak başladı. Ancak göbekli tepe usulü yapılar yerleşik tarım a geçmiş kabilelerce köylerde küçük ölçekli inşa edilmeğe başlandı. Bu Da her köy ün gelişmesi ile kendi TAnrısal sisteminin merkezini oluşturdu .
Mehmet Bacak anladım. Buzul çağı nedeniyle oraya yerleşemediler. Eğer yerleşebilselerdi tarihi geriye çekebilirdik. Yani göbekli tepe yerleşik hayata geçişin ilk başlangıcı tamam anladım. Çok teşekkür ederim
İlgilenenler neolithic revolution ı okuyabilir