Peygamber, Elçi, Nebi diye adlandırdığımız kişiler! Mürid toplama maksadı ile MUCİZE yada İlizyon kullanmışlarmıdır!? Denizin yarılması, kuşlar ve karıncalar ile konuşma, ay'ın yarılması gibi ?!
Peygamber mürit toplamak amacıyla Mucize göstermez. Peygamberliğini ispat etmek için veya zor bir durumdan kurtulmak için gösterir. Örneğin Hz. Musa, denizi arasından geçmek için yarmıştır. Eğlencesine değil.
Ayın yarılmasını görmeyen müslümanlar da vardı o dönemde, Hz. Ebubekir gibi.
Bugün mucize sayılabilecek bir çok şey var, biri ışınlanmayı çözse, sadece ışınlanıyor diye her söylediğine inanır mısınız? Neden kendinizden önce yaşayan insanların aklını basitleştiriyorsunuz ki?
Din dediğimiz kavramın temelinde kanıt yatmaz ki. İnanan biri için ayette bahsediliyor olması kanıt için yeterlidir. İnanmayan biri için yarılıp yarılmaması önemli değildir, zaten kanıtlanır ise inanılmaması için bir neden kalmaz. O zaman kim tarafından yapıldığı tartışılır, Tanrı mı? Uzaylılar mı gibi. Dünyanın yuvarlak olduğuna dair kanıtlar bile tartışılabiliyorken dünya üzerinde, buna ait bir kanıt olsaydı bile tartışma yine devam edecekti.
Çoğu ayette akletmezmisiniz diyen Allahın dinini anlatıyon dimi sen yoksa Muaviyenin hikayeleştirdiği ve senin din zannettiğin şeyimi savunuyorsun... Helal
Tabii; Mucize, bazı durum ve şartlar altında, Allah'ın peygamberlerine ettiği olağanüstü yardımlardır veya peygamberlerine ispat olarak göstermeleri için izin verdiği olaylardır. Bazen zorunluluktan kaynaklanır; Hz. Musa'nın denizi yarması gibi. Bazen doğruluğunu ispat etmek içindir, ayın ikiye yarılması gibi. Mucizelerin rivayet ile gelenlerine inanmak zorunda değilsiniz, ayet ile sabit olanlara ise inanmak zorundasınız. Ancak benim aklım almıyor demek ki olmamıştır diye reddedilemez.
İlizyon ise göz yanılsamasıdır. Hz. Musa ile Firavun'un sihirbazları karşılaştıklarında, sihirbazların anında iman ettiği anlatılır Kur'an'da. Bu, Hz. Musa'nın sihirbaz olmadığının, yani ilizyon yapmadığının müslümanlarca kanıtıdır.
İllüzyonistlere hayranım. Öyle şeyler yapıyorlar ki, ben Peygamberim deseler birkaç gün içinde binlerce inanan toplayabilecekken, ben sizi kandırıyorum, gördukleriniz bir yanılgıdan ibaret diyorlar.
Her kafayı yapan bişeyleri 2 ye ayırıyor biri ayı biri denizi biri babam tanrı diyor sikintili işler bunlar sıcaktan hep sıcak ülkelerde peygamber çıkıyor kutuplarda var mı? Yok sizofreni bunlar
İman'ın gereksinimi budur. İman eden kişi ; imanın şartı inanmak ve biat etmek olduğunu bildiğinden kayıtsız, şartsız inanmak ve inancını göstermesi gerektirir ... Bu durumda ortaya şu sonuç çıkar ... Musa'nın denizi yarması'mı? Nuh'un gemisi'mi ? Muhammed'in ay'ı bölmesi'mi? Süleyman'ın Cinler ile konuşması'mı ? İman eden kişiye göre ... Hangisinin mucizesi daha üstün? Bakınız burada enteresan bir nokta var . Hepsine inanırız fakat birine iman ederiz denir. Neden birine iman ediyorsunuz sorusuna verilen cevaplar manasızdır ...
Nasıl yani? İkisi de aynı şey zaten? İman etmek; Tanrı’ya ve İslam dinine inanmak. Diğer anlamıyla; güçlü bir inanç duyumsamak, güçlü bir biçimde inanmak. Ayın ikiye bölünmesi ile, denizin yarılması aynıdır. Müslüman hepsine inanır, bunları yaptıran güce ise iman eder. Biz ayın bölünmesine iman etmeyiz, ayı bölene iman ederiz. Bölebileceğine, yarabileceğine, peygamberinin emrine cinleri verebileceğine de inanırız. Çünkü gücünü sorgulamayız.
Kesinlikle hayır. Bilakis illüzyon onlara karşı yapıldı. Mucize diye bilinen şeylerin hepsi gnostik tevile tabidir. Dindarların anladığı şekilde değildir.
Sözlükte "Doğaüstü olaylar" "mucize" olarak tanımlansa da bence "doğadaki olayların herbiri kendi başına bir mucizedir." Çok basit gözükenler bile Örneğin görmenin makanizmasını nereye kadar biliyoruz. Önümüzdeki cismin beynimizde oluşturulması ve koordinatlarının tespiti. Tam kavramış olsaydık bugün bizim gibi görebilen makinalar olurdu.
Tat almanın biyokimyasını ne kadar kavrayabildik. Laboratuarda bir maddenin ince yapısını algılayabilen cihazlar geliştirdik. Bir cihaz saniyeler içinde kaç maddeyi analiz edebilir. Analiz ettiği maddeden zevk alır mı?
Koku için ne dersiniz?
Mucize denizin yarılması mıdır?
Yoksa atmosferdeki gaz oksijenin uygun miktarda kana geçerek en son hücreye ulaştıktan sonra, karbondioksit ve su şeklinde atılmasımıdır? Hücrelerdeki anlık gerçekleşen yüzlerce tepkimeyi saymıyorum bile?
Tam olarak kalbimiz nasıl atıyor? Elbette kısmen biliyoruz. Birbirini tetikleyen tepkimeleri, elektrik sinyallerini, potansiyel farkları ile algılıyoruz. Herşeyi bunun nedeni sodyum ve potasyum dengesi, ama potasyum aşırı olursa kalbimiz dayanamayıp duruveriyor.
Biyoloji çok karmaşık,
daha basit şeylere baksak
bildiğimiz ve uzun zamandır çok iyi tanıdığımız elektron
hakkında onlarca kitap yazabiliriz. özelliklerini sayıp dökebiliriz. Hem parçacık, hem dalga olarak davrandığını onu karakterize edecek denklemleri biliyoruz.
Bir kutuya sıkıştırmaya başladığınızda sıkıştıkça enerjisi artıyor. Aşırı sıkıştırırsanız kutudan sızarak kaçıveriyor. Elektronun yükünü biliyoruz. Bütün elektronların aynı büyüklükte yüke sahip olduğunuda biliyoruz bu elektronun özelliklerinden biridir diyoruz. Elektronun yükü dediğimiz şey gerçekte ne ve nasıl ortaya çıkıyor?
yukarıdaki örneklerdeki anlatımlar çok genişletilebilir. Buraya sınırlı olarak yazabiliyoruz. Ayrıca sınırsız sayıda örnek bulabilirsiniz.
Az bilenler için olabilir ancak bugün için sizce gerçekten Denizin Yarılması Mıdır Mucize? Yoksa Yaratılmış Herşey Mi?
Onun için diyorum ki bugün artık mucizeyi ihtiyacımız yok. Bakabilirseniz her yerde görürsünüz mucizeyi...
Esasında biz bir mucizenin içinde yaşıyoruz ama biz bu mucizeyi normal karşılıyoruz! Çünkü biz Kainattı böyle kabul ediyoruz ama işte böyle değil!!! Hayat bir mucize!!! Dünya bir mucize!!! Kainat bir mucize!!!! Mucizeden de mucize bekliyoruz!!! Bu konu hakkında başka bir yerde de yazmıştım ama şu kadarını söyliyeyim: "Dünya da genelde iki cinsiyet var erkek her seferinde milyarlarca tohum, dişi de her seferinde milyarlarca yumurta üretiyor! Bu milyarlarca tohum arasından bir tanesi, milyarlarca yumurta arasından bir yumurtayı seçip döllüyor! Döllenmeyen yumurtalar diğer tohumlar tarafından döllenmemeleri için üstlerini ilk döllenme olayı olduktan sonra kapatıyorlar!!! Ve hayat eğer ortam ve şartlar uygunsa başlıyor!!! Bu bile başlı başına bir mucize değil mi? Nasıl oluyor? Hem de hemen hemen her seferinde!!!!
Ne deniz yarılmıştır. Nede karıncalar konuşmuş nede ay yarılamıştır bunlar insanların hayal ürünüdür. Allah'ın kanunları değişmez Sünnetullah Allah'ın kanunu demektir. Uyduran uydurana.
Üstün ırkı kurtarma projesi, Kızıldeniz yarıldı, adil, dürüst firavun boğuldu, kurtulan yahudiler kısa süre sonra altın buzağı yaptı, Musa ve tanrısı kandırıldı, hem denizi bölecek güçte, hem de yarattıklarını tanıyamayacak, mikro ölçekte yapılan dokunuşlar kurtarıcı alamet-i olamaz,
Halisülasyon görmüş olmaları ihtimali yüksek.
İcil vahy bölümleri, kuran daki ıbrahim, yusuf, üzeyir, isa hikâyeleri gibi
Tamamı mitolojik ve hayali..
Peygamber mürit toplamak amacıyla Mucize göstermez. Peygamberliğini ispat etmek için veya zor bir durumdan kurtulmak için gösterir. Örneğin Hz. Musa, denizi arasından geçmek için yarmıştır. Eğlencesine değil.
Ayın yarılmasını görmeyen müslümanlar da vardı o dönemde, Hz. Ebubekir gibi.
Bugün mucize sayılabilecek bir çok şey var, biri ışınlanmayı çözse, sadece ışınlanıyor diye her söylediğine inanır mısınız? Neden kendinizden önce yaşayan insanların aklını basitleştiriyorsunuz ki?
Değerli Gıyasettin Güldağı: Musanin denizi yardığına dair bir kanıt varmı- var ise lütfen bu kanıtı bizimle paylaşırmısınız?
Din dediğimiz kavramın temelinde kanıt yatmaz ki. İnanan biri için ayette bahsediliyor olması kanıt için yeterlidir. İnanmayan biri için yarılıp yarılmaması önemli değildir, zaten kanıtlanır ise inanılmaması için bir neden kalmaz. O zaman kim tarafından yapıldığı tartışılır, Tanrı mı? Uzaylılar mı gibi. Dünyanın yuvarlak olduğuna dair kanıtlar bile tartışılabiliyorken dünya üzerinde, buna ait bir kanıt olsaydı bile tartışma yine devam edecekti.
Çoğu ayette akletmezmisiniz diyen Allahın dinini anlatıyon dimi sen yoksa Muaviyenin hikayeleştirdiği ve senin din zannettiğin şeyimi savunuyorsun... Helal
Abicim dinde 'kanıt' da nedir.. En büyük kanıt 'iman' ve 'biat'tır
Furkan bey! Mucize'nin tanımını yapar mısınız ?
Tabii; Mucize, bazı durum ve şartlar altında, Allah'ın peygamberlerine ettiği olağanüstü yardımlardır veya peygamberlerine ispat olarak göstermeleri için izin verdiği olaylardır. Bazen zorunluluktan kaynaklanır; Hz. Musa'nın denizi yarması gibi. Bazen doğruluğunu ispat etmek içindir, ayın ikiye yarılması gibi. Mucizelerin rivayet ile gelenlerine inanmak zorunda değilsiniz, ayet ile sabit olanlara ise inanmak zorundasınız. Ancak benim aklım almıyor demek ki olmamıştır diye reddedilemez.
İlizyonun tanımını'da eklerseniz sevinirim !
İlizyon ise göz yanılsamasıdır. Hz. Musa ile Firavun'un sihirbazları karşılaştıklarında, sihirbazların anında iman ettiği anlatılır Kur'an'da. Bu, Hz. Musa'nın sihirbaz olmadığının, yani ilizyon yapmadığının müslümanlarca kanıtıdır.
Anında iman mı etmişler?
İllüzyonistlere hayranım. Öyle şeyler yapıyorlar ki, ben Peygamberim deseler birkaç gün içinde binlerce inanan toplayabilecekken, ben sizi kandırıyorum, gördukleriniz bir yanılgıdan ibaret diyorlar.
Her kafayı yapan bişeyleri 2 ye ayırıyor biri ayı biri denizi biri babam tanrı diyor sikintili işler bunlar sıcaktan hep sıcak ülkelerde peygamber çıkıyor kutuplarda var mı? Yok sizofreni bunlar
İman'ın gereksinimi budur. İman eden kişi ; imanın şartı inanmak ve biat etmek olduğunu bildiğinden kayıtsız, şartsız inanmak ve inancını göstermesi gerektirir ...
Bu durumda ortaya şu sonuç çıkar ... Musa'nın denizi yarması'mı? Nuh'un gemisi'mi ?
Muhammed'in ay'ı bölmesi'mi?
Süleyman'ın Cinler ile konuşması'mı ?
İman eden kişiye göre ... Hangisinin mucizesi daha üstün? Bakınız burada enteresan bir nokta var .
Hepsine inanırız fakat birine iman ederiz denir. Neden birine iman ediyorsunuz sorusuna verilen cevaplar manasızdır ...
Nasıl yani? İkisi de aynı şey zaten? İman etmek; Tanrı’ya ve İslam dinine inanmak. Diğer anlamıyla; güçlü bir inanç duyumsamak, güçlü bir biçimde inanmak. Ayın ikiye bölünmesi ile, denizin yarılması aynıdır. Müslüman hepsine inanır, bunları yaptıran güce ise iman eder. Biz ayın bölünmesine iman etmeyiz, ayı bölene iman ederiz. Bölebileceğine, yarabileceğine, peygamberinin emrine cinleri verebileceğine de inanırız. Çünkü gücünü sorgulamayız.
Öyle bir şey yok... Onların bir çoğu sümer efsaneleridir
Aynen Sümerler çekmiş kafayı yazmış masalı hâlâ inanıyorlar
Kesinlikle hayır.
Bilakis illüzyon onlara karşı yapıldı.
Mucize diye bilinen şeylerin hepsi gnostik tevile tabidir.
Dindarların anladığı şekilde değildir.
Mitlerin etkisinden çıkamamış inançların değersiz kalıntıları bu masallar...
Sözlükte "Doğaüstü olaylar" "mucize" olarak tanımlansa da bence "doğadaki olayların herbiri kendi başına bir mucizedir." Çok basit gözükenler bile
Örneğin görmenin makanizmasını nereye kadar biliyoruz.
Önümüzdeki cismin beynimizde oluşturulması ve koordinatlarının tespiti.
Tam kavramış olsaydık bugün bizim gibi görebilen makinalar olurdu.
Tat almanın biyokimyasını ne kadar kavrayabildik.
Laboratuarda bir maddenin ince yapısını algılayabilen cihazlar geliştirdik. Bir cihaz saniyeler içinde kaç maddeyi analiz edebilir. Analiz ettiği maddeden zevk alır mı?
Koku için ne dersiniz?
Mucize denizin yarılması mıdır?
Yoksa atmosferdeki gaz oksijenin uygun miktarda kana geçerek en son hücreye ulaştıktan sonra, karbondioksit ve su şeklinde atılmasımıdır? Hücrelerdeki anlık gerçekleşen yüzlerce tepkimeyi saymıyorum bile?
Tam olarak kalbimiz nasıl atıyor? Elbette kısmen biliyoruz. Birbirini tetikleyen tepkimeleri, elektrik sinyallerini, potansiyel farkları ile algılıyoruz. Herşeyi bunun nedeni sodyum ve potasyum dengesi, ama potasyum aşırı olursa kalbimiz dayanamayıp duruveriyor.
Biyoloji çok karmaşık,
daha basit şeylere baksak
bildiğimiz ve uzun zamandır çok iyi tanıdığımız elektron
hakkında onlarca kitap yazabiliriz. özelliklerini sayıp dökebiliriz. Hem parçacık, hem dalga olarak davrandığını onu karakterize edecek denklemleri biliyoruz.
Bir kutuya sıkıştırmaya başladığınızda sıkıştıkça enerjisi artıyor. Aşırı sıkıştırırsanız kutudan sızarak kaçıveriyor. Elektronun yükünü biliyoruz. Bütün elektronların aynı büyüklükte yüke sahip olduğunuda biliyoruz bu elektronun özelliklerinden biridir diyoruz. Elektronun yükü dediğimiz şey gerçekte ne ve nasıl ortaya çıkıyor?
yukarıdaki örneklerdeki anlatımlar çok genişletilebilir. Buraya sınırlı olarak yazabiliyoruz. Ayrıca sınırsız sayıda örnek bulabilirsiniz.
Az bilenler için olabilir ancak bugün için sizce gerçekten
Denizin Yarılması Mıdır Mucize?
Yoksa Yaratılmış Herşey Mi?
Onun için diyorum ki bugün artık mucizeyi ihtiyacımız yok. Bakabilirseniz her yerde görürsünüz mucizeyi...
Ne anlatmak istediğinizden İnanın bir şey anlamadım'' En azından konuyu nereye dayandırmak istediğinizi anlatsaydınız'ya Sayın Tanrısever'!!
Esasında biz bir mucizenin içinde yaşıyoruz ama biz bu mucizeyi normal karşılıyoruz! Çünkü biz Kainattı böyle kabul ediyoruz ama işte böyle değil!!! Hayat bir mucize!!! Dünya bir mucize!!! Kainat bir mucize!!!! Mucizeden de mucize bekliyoruz!!! Bu konu hakkında başka bir yerde de yazmıştım ama şu kadarını söyliyeyim: "Dünya da genelde iki cinsiyet var erkek her seferinde milyarlarca tohum, dişi de her seferinde milyarlarca yumurta üretiyor! Bu milyarlarca tohum arasından bir tanesi, milyarlarca yumurta arasından bir yumurtayı seçip döllüyor! Döllenmeyen yumurtalar diğer tohumlar tarafından döllenmemeleri için üstlerini ilk döllenme olayı olduktan sonra kapatıyorlar!!! Ve hayat eğer ortam ve şartlar uygunsa başlıyor!!! Bu bile başlı başına bir mucize değil mi? Nasıl oluyor? Hem de hemen hemen her seferinde!!!!
Ay'ın yarılması mucizesi palavradır.
Büyük sahabelerin hiçbirinden rivayet edilmez.
Sadece Enes bin Mâlik naklediyor.
Denizin yarılması'da''Palavra o Yazılanların TAMAMI Palavra PALAVRA..
Ne deniz yarılmıştır. Nede karıncalar konuşmuş nede ay yarılamıştır bunlar insanların hayal ürünüdür. Allah'ın kanunları değişmez
Sünnetullah Allah'ın kanunu demektir. Uyduran uydurana.
Üstün ırkı kurtarma projesi, Kızıldeniz yarıldı, adil, dürüst firavun boğuldu, kurtulan yahudiler kısa süre sonra altın buzağı yaptı, Musa ve tanrısı kandırıldı, hem denizi bölecek güçte, hem de yarattıklarını tanıyamayacak, mikro ölçekte yapılan dokunuşlar kurtarıcı alamet-i olamaz,