Yemekleri doğal ateşle pişirmek mi yoksa elektrikli aletlerle pişirmek mi sağlıklı?

Birsey soracam ;mutfağımizdaki elektrikli araçlar kullanmak sağlığımız için zararlı mi yani yemegimizi doğal gaz ve ateşle pişirmek mi sağlıklı, elektrikli çaycı, elektrikli fırın gibi araçlar zararlı mı sağlık açısından?
Teşekkürler

Y
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
10
10 CEVAP

Bişey olmaz, herşeyleri organik, yemekleri ateşte pişen yerlilerin ortalama ömür süreci 35-40 yıl. Biz hormonlu sera domatesi, teflon tava ve doğalgazla ortalama 80 yaşıyoruz.

Z

Buyuksehirlerde solunan egzost gazlari ve stresete var.

Şafak Özsoylucu 6 yıl

Abi bundan gelişen tıbbın rolü var. Teflon tavanın değil. Bu arada ateşten pişen çayın tadını hiçbir ocak vermez

Doğan Tepir 6 yıl

Tabiki vermez çünkü sen bu yargıyı benimsedin ve ateşte pişen çayı görüyorsun. Gerçekten böyle bir şey söyleyebilmek için her iki çayı da denetmemiz lazım bence

Efe Olgun 6 yıl

80 yaşına kadar hastalıklarla boğuşup kalitesiz hayat yaşamaktansa 40 yaşında mutlu ve sağlıklı ölmeyi yeğlerim. Bence yaşam süresinin uzunluğundan ziyade kalitesi önemli. Ayrıca paketlenmiş olarak yediğimiz içtiğimiz şeylerin çok büyük bir bölümü (bence) sağlığa zararlı. Bunu önlemek çok zor.

Büşra Witt 6 yıl

Büşra Witt hanım beslenmenize dikkat ederseniz, sürekli spor yaparsanız, sigara, alkolden uzak durursaniz ve eğer aileden gelen genetik bir hastalık yoksa ve stresten uzak durursaniz 90 yaşına kadar sapasağlam bir hayat surebilirsiniz

Doğan Tepir 6 yıl

Doğan Tepir bey, demek istediğimi tam olarak ifade edemedim sanırım. Beslenmeme dikkat etsem bile her şey hormonlu olduğundan, "doğal" diye düşünüp aldığımız ürünler bile hormonlu/katkı maddeli çıktığından, doktorların bugün "sağlıklı" dediği besinlere yarın "zararlı" demelerinden dolayı ne kadar dikkat etsek de tam anlamıyla sağlıklı yaşamak mümkün değil maalesef. Ama sizin önerilerinizle en azından daha az hasta olarak yaşayabiliriz sanırım

Büşra Witt 6 yıl

Yerlilerin ortalama ömrü değil aslında o 35-40 yıl modern çağa yani Pasteur sonrası gelişen modern tıp öncesine kadar insan ömrü ortalaması 35-40 yıl. Bu noktada hastalar kazada yaralanıp iyileşemeyenler vs ortalamayı düşürmüş modern toplum için. Buradaki çarpıtma ise avcı toplayıcı bir yerlinin doğal düşmanlarını bertaraf etmiş olsa bile yine de tüm çocukların yaşamaması doğal gerçeği ile (mevcut doğal çevreye uyum açısından seleksiyona faydalı aslında bu) modern toplum ve devamındaki ortalama ömrün artışının tamamen moden toplumun bir başarısı gibi gösterilmesi durumu. Bazı başarılarımızın olduğu elbette aşikar, omurgası hasar görmüş birini ya da daha önce rastlanmayan bir virüse bakteriye parazite maruz kalmış ilkelin bununla başa çıkması ya da vücudun aniden bu etkene karşı savunma geliştirebilmesi imkansız. Ancak modern toplumun kronik sorularını sayalım bunların bir kısmı çözüldü ya da minimuma indi ancak özellikle doğrudan viral ya da bakteriyel olmaynlarda sorunlar devam etmekte nirekim bunlar salt dış etkenlerden değil uymsuzlıktan da ortaya çıkıyorlar. Çiçek hastalığı, çeşitli çocuk hastalıkları, hıtarcıklı veba, verem yani hepatit, diabet, kalp damar problemleri, ölümcül soğuk algınlıkları ve kanser. Ve hatta aids in son aşamasında beliren hiv virüsü. (son aşaması kısmına dikkat nitekim afrikalı açlar dışında doğal ilkellerde bu bir çeşit soğuk algınlığı gibi atlatılır, eğer önceden başka hastalıklar da mevcut ise hiv bulaşması durumunda son aşamaya gelinebilir) Bunlar tamamen doğal yaşayan ilkellerde de mevcut ancak burada akla eğer afrikadaki açlar ilkel olarak gelirse olmaz onlaın yaşama minimum direnç sağlayacak bir durumları yok,, diğer kesimlerde ise son derece spesifik hatta çoğunda rastlanmayan durumlar. Doğal beslenelim konusunu ise geç, doğal beslenemezsin hadi diyelim doğal beslendin her gün duman soluyorsun yaşam ortamın doğal değil, organik tarım ise yeni bir sektöre dönüştü pek de doğal denemez. Yapabiliyorsanız gidin doğada yaşayın ancak doktor da lazım ağaçtan düşersin falan zor işler bunlar. Ha ağaçtan düşmedin iyi yaşadn mutlu yaşadın yüz yıldan fazla yaşama olasılığın var dinç olarak yani yatalak olmadan ancak kesin de değil bir ömür uzunluğu standartı yok çünkü. Bir de doğada ne olmaz diye düşünüp olmayanları yememeye çalışın mesela doğada şeker ve tuz ekilmez yemeğe çikolata pasta olmaz yemeyin bunları ya da sık yemeyin çocuklarınızın alışkanlık edinmesini engelleyin. Tamamen de doğal beslenemeyeceğiniz için bir şehirde, bunu da abartmayın tabi ishal falan olmayın sonra. Beri yandan ormana giden modern adam oraya kendi kaygılarını da götürür ormanı bok eder sonra da gitmese daha makbul doğal açıdan zaten bu kronik stres faktörü de 50 li yaşlardan itibaren güçten düşmeye neen oluyor, sağlıklı iken doğru dürüst sex yapamıyor modern insan her bir yerleri stresten kasılmış kalmış farketmiyor da sanıyor ki sorun bende değil düşmanlarda. (Herkes düşman artık) : ))

Ercan Akalın 6 yıl

Büşra Witt 80 yaşına kadar yaşamıyorsun sen zaten. Türkiyedeki mutsuz zavallıların ortalama ömrü 73 yıl. Norveçte japonyada avustralyada yaşayanlar 80 i geçiyor. Emin ol onlar akdar mutlu değilsin

Murat Demirkaya 6 yıl

Zafer'in '' Bişey olmaz, herşeyleri organik, yemekleri ateşte pişen yerlilerin ortalama ömür süreci 35-40 yıl. Biz hormonlu sera domatesi, teflon tava ve doğalgazla ortalama 80 yaşıyoruz.''' yorumuna cevaben 80 yıl dedim zaten. Hangi ülkede ortalama kaç yıl yaşanıyor diye bakmadım. Zaten ana fikir de 80 mi 100 mü değil, mevcut koşullarda sağlıksız ve uzun yaşamın bi anlamı olmadığı idi.

Büşra Witt 6 yıl