Ahlak nedir? evrim ile ahlak arasında ilişki varmıdır? Hayvanlarda ahlak olurmu? Homo sapiense özgü siyasal ve ekonomik sistemleri ahlak açısından değerlendirebilirmiyiz.
Her canlının iki temel amacı bulunur: A) varlığını korumak ve sürdürmek, b) üremek ve soyunu sürdürmek. Bu iki temel amaç, kaynakların yetersiz olduğu ortamlarda diğer canlılarla etkileşiminde daima çatışmalara neden olur. Ancak, özellikle enerji değerli bir kaynak olduğundan, enerji ekonomisi canlının iki temel ihtiyacından sonra gelen en önemli gereksinimdir. Kaynakların yetersizliği ve enerjinin ekonomik kullanımı ihtiyacı, canlıları bir arada yaşamaya zorlar (tür içi ve türler arası) (örneğin, içgüdülerimiz enerjinin ekonomik kullanımının zorunlu sonucudur). Tür içi ve türler arası etkileşimin zorunluluğu, canlıların genlerinde, içinde bulundukları çevrenin ve popülasyonun ihtiyacı oranında empati genlerinin kazanılmasıyla sonuçlanmıştır (ayna nöronlar). Eğer ayna nöronlar olmasaydı, karşımızdaki canlıya empati kurmamız mümkün olmazdı. Empatinin en gelişmiş halini insanda görürüz ama daha ilkel şekillerine primatlarda rastlarız (bununla ilgili çok sayıda deney var). Önce ahlak ilkelerini tanımlamalıyız: sevgi, saygı, dürüstlük, doğruluk, iyilikseverlik, fedakarlık, hakkaniyet, vb. Ahlak ilkelerini toplumsal normlarla karıştırmayalım (evlilik kurumu, giyim tarzı, iletişim ritüelleri, vb.). Toplumsal normlar toplumdan topluma değişir ve genetik değildir; doğru veya yanlış da değildir. Ancak ahlak ilkeleri doğuştan gelir, 2+2'yi hesaplamaktan daha basittir, tüm insanlarda bulunur. Örneğin, karşı cinsle (veya hemcinsinizle) herhangi bir ritüele göre sözleşme yapmadan bir arada yaşamanız, bazı toplumlarda yanlış olarak değerlendirilirken, bazı toplumlarda doğru bulunabilir. Bu tür bir tercihin ahlakla ilgisi bulunmaz. Ama eğer eşinizi aldatırsanız, ahlaksızlık yaparsınız ve yanlış bir davranıştır. Çünkü bunun yanlışlığını kavramak genlerimize işlemiştir, kültürle bunu değiştiremezsiniz. Bir toplumda çıplak gezebilir, başka bir toplumda her yerinizi örtmeniz gerekebilir. Bunun ahlakla ilgisi bulunmaz, toplumsal normdur ve toplumlar da zamanla değişim gösterebilir ve bu normlar da değişebilir. İnsanlık tarihi bunun binlerce örneğiyle doludur.
" Toplumsal normlar toplumdan topluma değişir ve genetik değildir; doğru veya yanlış da değildir." Tüm çoğrafyalar'da ortak olan bir toplumsal norm yok mu? Tecavüz hangi toplumda iyi bir şey olarak algılanmış? Adam öldürmek? Çocuğun anne babası ile evlenen bir toplum/millet var mı? Bunlar evrensel normlar değil mi? Başkasının cinsel hayatını takip etmek, ahlak ile mi ilgilidir yoksa toplumsal norm mudur? Aristotales der ki: “Bütün erdemler arasında sadece adalet diğer insanların iyiliğiyle ilgili bir şeydir, çünkü başkalarıyla kurulan ilişkide ortaya çıkar. Kısaca adalet erdemin bir parçası değildir, ta kendisidir. Aynı şekilde adaletsizlik de kötülüğün bir parçası değil ta kendisidir.”
bahadır Hocam, toplumsal normlar da ortak bir norm yok mudur? Tüm toplumsal normların birleştiği bir norm örneğin çocuk ile annenin/babanın evlenmesi yasak, tecavüz yasak. Bunlar evrensel norlar diyebilir miyiz?
Genlerin ensest ilişkiye karşı çözümünü en iyi anlatan kitap, 1800'lerde ömrünü ilkel kabileleri incelemeye adayarak atalarımız hakkında önemli tespitler yapmış olan George Frazer'ın "İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük" kitabıdır diyebilirim. Çocuğunun babası olduğu olgusunun bilincinde olmayan ilkel dönem insanında dahi, içgüdüsel olarak enseste karşı önlemler var (bu, sosyal hayvanlarda da var). Aslında ahlak ilkeleri açısından ensestin doğruluğu veya yanlışlığı söz konusu olmasa bile, soyun devamı açısından sorunlu olduğundan sorunlu (popülasyon içi gen çeşitliliğini azaltma, zararlı genlerin baskınlaşarak etkinleşmesi vb.). özellikle bir arada yetişme en önemli koruma (aynı ortamda büyümüş olması kardeşleri, anne-babayı koku, ten, vb. Nedenlerde enseste karşı koruyor). Bunun tam tersine; ayrı yetişme, örneğin iki kardeşin farklı ailelerde yetişmesi, bu korumayı sağlamadığından enseste yatkınlaştırıyor. Sonuçta insanoğlu yüce bir varlık değil; evriminin bir ürünü.
Her canlının iki temel amacı bulunur: A) varlığını korumak ve sürdürmek, b) üremek ve soyunu sürdürmek. Bu iki temel amaç, kaynakların yetersiz olduğu ortamlarda diğer canlılarla etkileşiminde daima çatışmalara neden olur. Ancak, özellikle enerji değerli bir kaynak olduğundan, enerji ekonomisi canlının iki temel ihtiyacından sonra gelen en önemli gereksinimdir. Kaynakların yetersizliği ve enerjinin ekonomik kullanımı ihtiyacı, canlıları bir arada yaşamaya zorlar (tür içi ve türler arası) (örneğin, içgüdülerimiz enerjinin ekonomik kullanımının zorunlu sonucudur). Tür içi ve türler arası etkileşimin zorunluluğu, canlıların genlerinde, içinde bulundukları çevrenin ve popülasyonun ihtiyacı oranında empati genlerinin kazanılmasıyla sonuçlanmıştır (ayna nöronlar). Eğer ayna nöronlar olmasaydı, karşımızdaki canlıya empati kurmamız mümkün olmazdı. Empatinin en gelişmiş halini insanda görürüz ama daha ilkel şekillerine primatlarda rastlarız (bununla ilgili çok sayıda deney var). Önce ahlak ilkelerini tanımlamalıyız: sevgi, saygı, dürüstlük, doğruluk, iyilikseverlik, fedakarlık, hakkaniyet, vb. Ahlak ilkelerini toplumsal normlarla karıştırmayalım (evlilik kurumu, giyim tarzı, iletişim ritüelleri, vb.). Toplumsal normlar toplumdan topluma değişir ve genetik değildir; doğru veya yanlış da değildir. Ancak ahlak ilkeleri doğuştan gelir, 2+2'yi hesaplamaktan daha basittir, tüm insanlarda bulunur. Örneğin, karşı cinsle (veya hemcinsinizle) herhangi bir ritüele göre sözleşme yapmadan bir arada yaşamanız, bazı toplumlarda yanlış olarak değerlendirilirken, bazı toplumlarda doğru bulunabilir. Bu tür bir tercihin ahlakla ilgisi bulunmaz. Ama eğer eşinizi aldatırsanız, ahlaksızlık yaparsınız ve yanlış bir davranıştır. Çünkü bunun yanlışlığını kavramak genlerimize işlemiştir, kültürle bunu değiştiremezsiniz. Bir toplumda çıplak gezebilir, başka bir toplumda her yerinizi örtmeniz gerekebilir. Bunun ahlakla ilgisi bulunmaz, toplumsal normdur ve toplumlar da zamanla değişim gösterebilir ve bu normlar da değişebilir. İnsanlık tarihi bunun binlerce örneğiyle doludur.
" Toplumsal normlar toplumdan topluma değişir ve genetik değildir; doğru veya yanlış da değildir." Tüm çoğrafyalar'da ortak olan bir toplumsal norm yok mu? Tecavüz hangi toplumda iyi bir şey olarak algılanmış? Adam öldürmek? Çocuğun anne babası ile evlenen bir toplum/millet var mı? Bunlar evrensel normlar değil mi? Başkasının cinsel hayatını takip etmek, ahlak ile mi ilgilidir yoksa toplumsal norm mudur? Aristotales der ki: “Bütün erdemler arasında sadece adalet diğer insanların iyiliğiyle ilgili bir şeydir, çünkü başkalarıyla kurulan ilişkide ortaya çıkar. Kısaca adalet erdemin bir parçası değildir, ta kendisidir. Aynı şekilde adaletsizlik de kötülüğün bir parçası değil ta kendisidir.”
Ergün Sülek bahsettikleriniz ahlaksal ilkeler, toplumsal normlar değil
bahadır Hocam, toplumsal normlar da ortak bir norm yok mudur? Tüm toplumsal normların birleştiği bir norm örneğin çocuk ile annenin/babanın evlenmesi yasak, tecavüz yasak. Bunlar evrensel norlar diyebilir miyiz?
Genlerin ensest ilişkiye karşı çözümünü en iyi anlatan kitap, 1800'lerde ömrünü ilkel kabileleri incelemeye adayarak atalarımız hakkında önemli tespitler yapmış olan George Frazer'ın "İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük" kitabıdır diyebilirim. Çocuğunun babası olduğu olgusunun bilincinde olmayan ilkel dönem insanında dahi, içgüdüsel olarak enseste karşı önlemler var (bu, sosyal hayvanlarda da var). Aslında ahlak ilkeleri açısından ensestin doğruluğu veya yanlışlığı söz konusu olmasa bile, soyun devamı açısından sorunlu olduğundan sorunlu (popülasyon içi gen çeşitliliğini azaltma, zararlı genlerin baskınlaşarak etkinleşmesi vb.). özellikle bir arada yetişme en önemli koruma (aynı ortamda büyümüş olması kardeşleri, anne-babayı koku, ten, vb. Nedenlerde enseste karşı koruyor). Bunun tam tersine; ayrı yetişme, örneğin iki kardeşin farklı ailelerde yetişmesi, bu korumayı sağlamadığından enseste yatkınlaştırıyor. Sonuçta insanoğlu yüce bir varlık değil; evriminin bir ürünü.