Bazı arkadaşlarım abilerim bende delil istiyordu Allah cc varmı? Ahiret varmı? Vs kusura kalmayın işlerimden dolayı geç yazıyorum 1400 sene önceki Kuran-i Kerim den günümüze gelen ve günümüz bilim adamların bile bal için şifalar kaynağı olduğu sağlıklı olduğu çoğu kez kanıtlamış tez bile yazılmış.. Size Ayet-i kerime
Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla.
"Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü meyveden ye de Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!” Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki onda insanlara şifa vardır. Elbette düşünen kimseler için bunda alacak ibret vardır." (Nahl, 16/68, 69)
Erdal Gülderen
E
Gökhan kardeşim oku lütfen hepsini
Kuran-ı Kerim'de Rahman Suresinin 19. ve 20. ayetlerinde ve bazı surelerde geçen denizlerin birbirine deniz sularının birbirine karışmaması olayını baz alarak ateizm, deizm ve agnostisizm düşüncelerini savunan insanlar, bu durumun İslam dininde bir mucize olmadığını ve günümüzde, bilimsel çalışmalar sonucu bu olayın çürütüldüğü görüşünde fikir beyan etmektedir. Yine Kur'an ve bilimi baz alarak deniz sularının birbirine karışmaması ile ilgili bu konuyu ve doğrularını açıklamaya çalışalım.
denizlerin karismamasi - cebelitarik
Yine Kur'an ve bilimi baz alarak deniz sularının birbirine karışmaması ile ilgili bu konuyu ve doğrularını açıklamaya çalışalım.
Denizlerin Birbirine Karışmaması Olayı
Söz konusu ayetler şu şekilde;
"İki deniz bir değildir. Birinin suyu tatlı ve kolay içimlidir; diğeri tuzlu ve acıdır. Her birinden taze balık eti yersiniz; takındığınız süsler çıkarırsınız; Allah'ın lütfuyla rızık aramanız için gemilerin onu yararak gittiğini görürsün. Belki artık şükredersiniz." (Fâtir Suresi, 12)
"O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır." (Furkân Suresi 53. Ayet)
"Yahut yeryüzünü karar kılma yeri yapan, içinde nehirler akıtan, onun için oturaklı dağlar yapan ve iki denizin arasına bir engel koyan mı? Allah ile birlikte başka bir ilâh mı var? Hayır, onların çoğu bilmiyor!" (Neml Suresi, 27. Ayet)
"(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.
(Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar." (Rahmân Suresi, 19-20)
Ayetler'de denizlerin birbirine karışmaması olayı açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu olay kısaca, deniz sularının tuzluluk seviyelerinden kaynaklanan özkütle / yoğunluk farkından dolayı, yüzey gerilimi oluşması ve bu nedenle farklı iki özellikteki suyun moleküllerinin birbirine bir itme uygulaması şeklinde. Burada tatlı ve acı olarak nitelendirilen olay, tuzluluk farkın ithafen söylenmiş kelimelerdir.
Kaldı ki Allah Kur'an-ı Kerim'de bizim bilmemizi istediği olayları, muhteşem bir şekilde en öz haliyle anlatmıştır. Yani yüce Allah'ın, Kuran'ın indiği dönemde, İslam'ın tebliği sırasında insanlara bu olayı onların anlayacağı şekilde anlatması kadar doğal birşey yoktur. Kuran'ın en önemli özelliklerinden birisi anlaşılabilir bir dille, sadelik içinde muhteşemliği sahip olmasıdır. Bunu mantık çerçevesi içinde düşündüğünüzde de, eğer art niyetli değilseniz gayet anlaşılabilir bir durum olduğuna hak verirsiniz.
Bilimin gelişmediği bir dönemde insanlara bir din tebliğ edilirken, onlara bilmesi gereken ve böylelikle ibret alıp kendini düşünmeye sevketmesi gereken olayların sade yalın bir şekilde anlatılması kadar doğal birşey elbette yoktur.
Kuran'dan Önce Denizlerin Karışmaması Olayı Biliniyor muydu? Denize bir borudan akar gibi karışan tatlı suyun özellikleri daha da ilginç ve harikadır. Çünkü suda hayret edilecek özellikler vardır. Kendisi daha ağır olan deniz suyu, kendisinden daha hafif olan tatlı suyu üzerinde taşır. Dolayısıyla tatlı su, deniz suyundan hafif olduğu için deniz suyuna karışmaz ve denizin üzerinde yüzer. (Gaius Plinius Secundus, Naturalis Historiae II, CVI 224)
Gaius Plinius Secundus Maior MS 1. yüzyılda yaşamış İtalyan bir Yazar ve Filozoftu. O dönemden kaldığı bahsedilen Naturalis Historiae eserinde, yukarıdaki alıntının var olduğu idda edilmektedir. İddia diyorum çünkü, ateist, deist ve agnostik insanların çoğu, deniz sularının karışmaması olayından bahsederken, mutlaka Plinius'un bu alıntısından da bahsetmektedirler. Açıklamasınıda, Kuran'dan yüzyılllar önce, denizlerin karışmaması olayı biliniyordu şeklinde yapmaktadırlar. Burada dikkat çekilmesi gereken noktalar şunlar.
1- Kuranın değiştirildiğini, insan eliyle yazılıp günümüze kadar değişime uğrayarak geldiğini söyleyenler, eğer yukarda bahsi geçen kitap varsa (!) bu kitabın değiştirilmediğine nasıl bu kadar emin olabiliyorlar.
2- Bu kitabın her asırda bilim insanlarının elinden geçtiğini bile bile (Naturalis Historiae'nin 18. yy'da tüm bilim adamlarınca itibarsız kabul edilip, 19. yy'da tüm bilim adamlarınca başyapıt bir edebi eser olarak lanse edilmesi) objektif düşünerek, kitabın değiştirilmediğini kabul edip nasıl kaynak gösterebiliyorlar.
3- Diyelim ki bu olay, Kuran'dan yüzyıllar önce bilinse (!) bile, Kuranda bu olayın yer alması ve açıklanması doğruluğundan birşey kaybettirir mi ?