BİLGİ - İLİM - İMAN
Müslümanların ilimden başlayıp imana gitmeleri lazım. İmandan başlanılmaz. Çünkü imanın içi, içeriği bilgidir. İlmin karşıtı cehalet olup, ilmin yokluğudur. Yok'a iman olmaz, varlığa, var olup bilinen şeye iman olur. Bir şeyin var olduğunu bildiren ilimdir. Bunun için iman edilecek şey bilinmiş ve bilinen şeydir.
(Cehaletin'in Tahsili kitabından alıntı)
Cem Turkarslan
C
Şu fark var (iman) la doğmak.. Başlangıç iman olunca gerisi pek önemli olmayabiliyor. .
İmanla doğulmaz, aksine herkes ateist doğar, çevresindeki dine uyar.
Imanla dogmakmi??
siz yaradanin sevgili kullari Turkiye gibi bir yerde dogdugunuz icin ne kadar sanslisiniz.
Gecenlerde birisi yazdi burada, adam diyor daha hayatinda kuranin sayfasini acip anliyarak okumamis ama kendisine baska bir ulkede dogsaydin ne olurdun diye sordugumda arastirir yine ISLAMI bulurdum diyor demis.
Bir seyi anlayin almanyada dogsaniz bu gun hristiyandiniz
israilde dogsaniz yahudi
Cinde dogsaniz ya budist yada shantoist .
insanlar bombos dogarlar, cevre etkenleri onlari egip bukup ne olduklarini verir.
Her cocuk BARIS uzerine dogar kötulugu tanimadigi icin, iman uzerine degil
Bu yorumda kısıtlama var cem abi insan iman la doğmaz sa ilim herkese nasip olmaz bilgi de herkese nasip olmaya bilir .. Bizleri özel kılan iman la dogmamiz ins ...
siz hicde özel degilsiniz önce bunu bi anliyalim bacim, 7 milyar insandan kendini ayirip turkiyede dogdugun icin islamin icine dogdugun icin kendini özel sanmak, egoistlikdir. Afrikadaki kicinda don olmayan adamla senin aranda insan olarak hic bir fark yok.
(Insan lik) anlamadım kastım bu olmadığın dan emin olmalısınız cem abi ...
Bacim yukardada yazdim, biz bir iman ile dogmuyoruz, hatta su muslumanim diyenlerin yarisindan cogunda ölüme yaklasdiklari ihtiyarladiklari halde bile iman daha yok , imanin taklidi var, imanin sadece dilde sözu var . Iman anliyarak ögrenerek, bunlar uzerinden GUVENEREK gelir.
- Her insanın “İslâm fıtratı üzerine yaratılması” Ahlâk, “hulk” kelimesinin çoğulu; huy, tabiat, mizaç, seciye gibi mânâlara geliyor. İnsanın fıtratıyla, yaratılışıyla yakın alâkası var. Rum Sûresinde şöyle buyrulur: “O hâde (Habibim) sen yüzünü bir muvahhid olarak dine yönelt. Allah’ın insanları yaratmasında esas aldığı o fıtrata uygun hareket et...” (Rum, 30/30) Şems Suresi'nde de bazı mahlûkata kasem edilir, bunlardan birisi de nefistir. Yedinci ve sekizince âyetlerde, “Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene” kasem edilmektedir. Bu âyet-i kerime, “her çocuğun İslâm fıtratı üzere doğduğunu” haber veren Peygamberimiz (asm.)'in kelâmıyla birlikte düşünüldüğünde şöyle bir hakikat ortaya çıkar: Demek ki, insanın fıtratı iyice dikkate alınabilse, güzel ahlâkın kaynağına da inilmiş olacak. İnsanın bedeni İlâhî bir sanat olduğu gibi, istidadı ve tabiatı da Hakk’ın tanzim ve takdiriyledir; o da İlâhîdir. Buna göre, sözlük anlamından hareketle, güzel ahlâk denilince insanın yaratılışında mevcut olan bu kabiliyetlerin yerli yerince kullanılması akla gelir. Ahlâksızlıkların tümünde bu sermayenin yanlış kullanılması söz konusudur. İnsanın yaratılışında iman etme kabiliyeti vardır. Zira insan basit bir masanın bile kendi kendine yapılıp çatılamayacağını bilecek güçtedir. Putperestler bile kendilerini birinin yarattığını bilmişler, ama onu doğru tanıyamamışlar ve tabiatlarındaki ibadet etme ihtiyaçlarını, yanlış olarak cansız cisimlerle tatmin etmeye çalışmışlardır. - Hiçbir insanın gıybet edilmekten hoşlanmaması, insan yaratılışının gıybeti reddetmesi demektir. - Yalan söylemenin zorluğu, doğru söylemenin ise rahatlığı, yalanın yasak, doğrunun sevap olduğuna fıtratın şehadetidir. - Kıskanma duygusunun insanın yaratılışına konulması da namus mefhumunun fıtrî olduğunu ders verir bize. - Borç para istediğimiz bir dostumuzun, alacağını fazlasıyla geri istemesinden rahatsız olmamız, faizin haram oluşuna fıtratın şehadetidir. Misaller çoğaltılabilir. Demek ki, insanın yaratılışı güzel ahlâk üzeredir. Ancak, insan tabiatına yerleştirilmiş bulunan bütün bu özelliklerin mecralarını bularak tekâmül etmeleri gerekiyor. Bu tekâmülün esasları, İlâhî kitaplarda konulmuş ve peygamberlerce (as.) insanlık âlemine tebliğ edilmiştir. “Ben anc ak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”(Muvatta, Husnü'l Halk, 8) hâdis-i şerifinin bir mânâsı da bu olsa gerek. * * * - Hz. Peygamber (asm.)'in, “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) hadisini nasıl yorumlarsınız? Bu hadisteki temel mesaj, İslâm fıtratı üzere doğan yavruları batıl inançların, menfi ideolojilerin yahut sefahat odaklarının eline düşmekten koruma konusunda anne babaya düşen büyük görevi ve sorumluluğu ihtar etmektir. Her insan yaratılış itibariyle lekesiz, tertemiz, iman ve İslâm'a en müsait bir hüviyettedir.
Cocuklar yetiskinlige erip. Kendi akillari ile ilim sahibi olup dinleri arastirip uygun buldugunu secene kadar aileler karismamalimi?
Bence oyle olmasi gerekiyor. Cocuga erken yasta dini ogretmek onun beynini yikamak ve zorlamaktir. Iman bilincli olmayi gerektirir. Yoksa atalar dinine mensup bireyler yetistirmekten oteye gidilmez...
BAna kalsa öyle olurdu, cocuk akli selim olana kadar her din her ögreti ona esit bir sekilde verilmeli daha sonra onun kararina birakilmali
ne oldu cocugun ISLAMI sececginden bir suphenizmi var yoksa, hani imanliydik hani bu dine inaniyor ve guveniyorduk, hani tek gercekdi??
Ben laf sokmak icin yazmadim. Bilakis ögrenmek icin sordum. Üslubunuz beni sasirtti. Üzüldüm. Ayrica cocuguma her dini ögretsemde. Gayri ihtiyari cocuklar anne babalarinin dini tercih ederler cok büyük oranla.
Kufurmu ettim brader . Hayirdir ne üslubu.
Laf olsun diye degil gercekten sasirttiniz beni
Ben kendi gercegimi yazdim. Sizler nasil biyorsaniz oyle yapin
Katkı sunmak mı sunmamak mı sağlıklı olur?
Peki ilmin hakikatini neye göre ayırt edeceğiz? Ilim öğrenmek için bir alim gerekmiyor mu? Kendi başımıza öğrendiğimiz ilmin dogrulundan emin olamayız. Alimler ya da ilim sahibi dediğimiz kişiler de cemaat cemaat ayrılmış. Adı pek bilinmeyen bir cemaate mensup bir arkadaşım vardı. Diger cemaatlerin akide ilmine önem vermediklerini ama kendi cemaatlerinin ilim üzerinden imana ulastiklarindan bahsediyordu. Ama işin içine cemaat girince ve birbirlerini yerdikleri için doğru olan nedir insan düşünüyor. Kime güveneceğiz bu konuda?
Ilim deyince niye akliniza sadece dini ogretiler geliyor Yaradanin ayetleri sadece inanc icin yolladigi kitabindanmi ibaret
Elbette değil ama iman için başta dini öğrenmek lazım o yüzden sordum cem abi.
Tamam bacim ama yaradanin dini yarattigi kainat + gönderdigi kitap +iyi yetismis bir insan akli bunlarin 3 ü saglikli bir sekilde bir araya gelirse din din oluyor yani ortamdaki yanlis dini anlayisi görebilmesi icin ilk önce insanin aklini yetistirecegiz, buda fen bilimleri olur akil belirli bir seviyeye geldigi zaman, neyin dogru neyin yanlis oldugunu görup eleyebilecek bir duruma gelir, iste ozaman yaradanin kitabi ögretilir, yani sirada dunyadaki diger dinler ve onlarin icindeki celiskiler hatalar verilir , Akli selim saglikli bir mantik sahibi insanin ondan sonra islam disi bir sey sececgini ben dusunmuyorum
Iman ilk başta gelmeli kayıtsız şartsız ilim bilgi tahsil edilir Ecel saatimiz bizde bilinmediği için iman ilk sırada
Hic bir cocuk benligini bulana kadar inancindan sorumlu tutulmaz. ECEL SAATIYLE NE ALAKA
Çocukla alakalı bir şey göremedim yazıda
Her insan kendi kararini verecek yasa gelene kadar dedim Yani akli selim olana kadar Bunlar cocuklar ve genc yetiskinlerdir
Ama insan dini bilincini sonradan da kazanabilir bazı şeyleri farkına varmadan yaşıyor ben ilk başta iman derken bunu kastettim
Anlaiyamiyorum Kardes ne demek istedigini?? Biz yeni dogmus bir cocugun ISLAMIN ICINE dogup dogmamasindan bahsediyoruz. Ben dogmamali cunku dogarsa imanin hakikatlerini bilmeden, dogdugu cevrenin ve ailenin kaliplasmis bilgisi ile yogrulup, oda aynisi olacak diyorum . Buda almanyada dogup hristiyan olmasindan farkli degil
Peki Dinçer bey bir hristiyan düşünelim amacı doğruyu bulmak olsun.. Dinleri araştırıyor ve İslâma geldiğinde vefat ediyor. Sizce yeri cehennem midir? Yani arayista yolda olmanın kıymeti yok mudur?
Aklında kabul edecem fikri varsa allahın merhamet sonsuz belki de bizden şanslı olur
Hep merak etmişimdir. Allah neden en iyi dini en sona bırakmıştır? Yoksa o da mı deneme yanılma metodu kullanıyor?
Hristiyan ümmeti incili kendi yeniden yazdı yetmedi Hz isa ya ilah lık duruma getirdi
En iyi din ne demek ??
Her dinde her peygamberde bizim icin aynidir, arasinda ustunluk farki yaratmayiz biz, tabi biz yapmayiz ortadaki durum ne yazikki öyle degil
En iyi demeyelim de çalışır durumdaki tek din diyelim. Yoksa Allahın dinleri arasında üstünlük olduğunu düşünmüyorum. Öyle olmasının tek anlamı; diğerlerinden ömrü daha uzun sure yururlukte olacağı için daha kapsayıcı olabilir. Yururlukten kalkmış paranın değeri büyük olsa ne değişir?
Diger dinlerde yururlukte, Yürürlükte olmayanlar dunya tarihinden silinmis bir durumda Yaradan kitabinda diger din mensublarindan SIRKE dusmeyecek olanalarinda mukafatlari oldugunu söyluyor.
Vallahi Cem hocam bana kalsa Allahın emri üstüne yaşayan ve herhangi bir din secmeyen insan da çok.. İslam olmadan kimseye cennet yok diyenlerle derdim var da heryerde konusulmuyor. Cok sıkılıyorum dar düşüncelerden. Ben klasik islam inancına göre yorumladim yoksa inancım o yönde zaten değil.
kalkip kuzey kutbunda yasayan eskimodan, arastirip islami bulmus olmasi gerekdigini dusunmek, egoizmin tavan yapmis hali bence
özünle sözün birmi sözünle hareketin tavrin birmi iyi bir insanmisin cevrene insanlik saciyormusun ?? Sen bilmesende ISLAM uzerinesin
Arkadas önce ibadetleri dinden cikardi. Yeterli görmemis demekki simdide insanligi nezaketi cikartmaya calisiyor.
ya birakin her kesden bir seyler beklemeyi, gunde yuz bin tane yorum yapiyorum, istedigim gibi yazamiyacaksam kapatir dukkani giderim. incele incele cok kirildim ben, hosuna gitmeyen kim varsa uzak dursun yazilarimdan, bu kadar basit bu
Ya sev ya terk et diyen fasist zihniyetin. Kibirli sanal versiyonusun. Bari din bilim irfan islerini kibrine malzeme yapma. Git futbol taraftari falan ol. Rahat rahat söversin. İlmin irfanin namusunu lekeleme
En iyi din Allah'ın koruyabildiği dindir.
Ah keşke öyle olabilse. AMA ilim de eğitimle başlar. Önce düzeltmemiz gereken eğitim sistemimizdir..
Buda bilgiyle olur, saglam bir egitim sisteminin ne oldugunu bilmeden nasil yapariz bunu
Dilbilimlerinden anlayan varmı?
O zaman neden ağaç yaşken eğilir demişler
Çocuklar akılları başlarına geldiklerinde asla İSLAMI kabul etmezler. AMAN Onlar çocukken KUR'AN kurslarına gönderelim de islamlaşsınlar beyinleri uyuşturulsun diye demişler.
Konu eğitim olsaydı yine beyinleri uyusturulsun diye mi bu sözü söylemişler diyecektiniz Muammer Olcer bey
Muammer Olcer Eğitim önemli diyen biri eğitim kurumları olarak gecen devletten maas alıp diyanet işleri tarafından atanan kişilerin verdiği eğitim islam olunca neden uyuşma olarak kabul ediyor yada eğitim sisteminde hata görüyor olabilir ki .... Şimdi aklıma bir soru daha geldi! Siz gibi düşünenler nasıl uyuştu
İman: Dinin ortaya koydugu dogmalara inanmadır tanım itibari ile dogma ise doğruluguna emin olmayan şeydir zaten doğruluguna emin olmadan inanılması tanımıdır. Yani söylediğinizin kelimeleri bağdaşmıyor baştan çakışıyor ve yanlış, doğru kabul edelim cevaben de ...... Suyu boşa dökersen dolmaz ... Boş bir kaba dökersen o zaman berraklıgı görülecek derece de dolar... Sonra için alırsa içersin. Burada imanı sürahi, ilimi su teşbihiyle değerlendirelim. Bu yeterli bence
Teşbih yapıyoruz madem: O suyu Mevla boşa yağdırır da her fidan hakkı kadarını alır rahmetten.. Yahut suyu yoğurda eklersen ayran içersin.. Üzüm ruhuna katarsan rakı olur.. Yeri gelmişken zamanında bir hoca varmış tek kerameti iki farkli suyu birleştirip ayran yapmasiymis.. Gerçek: Adam rakı icermiş meğer..
Detayına girmedin kıssadan hisse alınır umudu ile ... İçin alırsa içersin demem oydu ki sözde imanını ve ilmini boşa harcayan da var yani suyu istediği gibi içebilirsiniz ama dediğim örnek suydu temeli su ...
O zaman şöyle konuya döneyim.. İman o surahidir evet ancak bilim o surahinin şeklini belirleyen cam olma sürecindeki ısı gibidir.. Bilim olmadan yaratılan sürahi sıradan bir cam parçası iken (taklidi iman) bilim temelli okuyup sindirilerek oluşturulmuş iman bir sürahi değil artık bir sanat eseridir..
Evren Kulacoglu asıl konumuz imanın çeşitleri değil o konu soruldugunda bu cok daha akılcı sekilde detaylandırılır. Şu an iman çeşit ve aşamaları konuşulmuyor diye görüyorum. İmanın sonrasındaki her doğru ilim bilimi destekler abdest sonrası insan aurasının yeşile dönmesi gibi .... Bunu bilerek abdest almak cok daha guzel olur katılıyorum ama bu farklı bir konu
BİLGİ - İLİM - İMAN Müslümanların ilimden başlayıp imana gitmeleri lazım. İmandan başlanılmaz. Çünkü imanın içi, içeriği bilgidir.(ana başlık buydu başka bir mesaja karşılık yazdiysaniz afedersiniz yanlış anlamışım) iman türleri değil zaten imanın hangi süreçlerden geçirilerek oluşturulduğu eleştirisi bir bakıma..
- Her insanın “İslâm fıtratı üzerine yaratılması”
Ahlâk, “hulk” kelimesinin çoğulu; huy, tabiat, mizaç, seciye gibi mânâlara geliyor. İnsanın fıtratıyla, yaratılışıyla yakın alâkası var.
Rum Sûresinde şöyle buyrulur:
“O hâde (Habibim) sen yüzünü bir muvahhid olarak dine yönelt. Allah’ın insanları yaratmasında esas aldığı o fıtrata uygun hareket et...” (Rum, 30/30)
Şems Suresi'nde de bazı mahlûkata kasem edilir, bunlardan birisi de nefistir. Yedinci ve sekizince âyetlerde, “Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene” kasem edilmektedir. Bu âyet-i kerime, “her çocuğun İslâm fıtratı üzere doğduğunu” haber veren Peygamberimiz (asm.)'in kelâmıyla birlikte düşünüldüğünde şöyle bir hakikat ortaya çıkar: Demek ki, insanın fıtratı iyice dikkate alınabilse, güzel ahlâkın kaynağına da inilmiş olacak.
İnsanın bedeni İlâhî bir sanat olduğu gibi, istidadı ve tabiatı da Hakk’ın tanzim ve takdiriyledir; o da İlâhîdir.
Buna göre, sözlük anlamından hareketle, güzel ahlâk denilince insanın yaratılışında mevcut olan bu kabiliyetlerin yerli yerince kullanılması akla gelir. Ahlâksızlıkların tümünde bu sermayenin yanlış kullanılması söz konusudur.
İnsanın yaratılışında iman etme kabiliyeti vardır. Zira insan basit bir masanın bile kendi kendine yapılıp çatılamayacağını bilecek güçtedir. Putperestler bile kendilerini birinin yarattığını bilmişler, ama onu doğru tanıyamamışlar ve tabiatlarındaki ibadet etme ihtiyaçlarını, yanlış olarak cansız cisimlerle tatmin etmeye çalışmışlardır.
- Hiçbir insanın gıybet edilmekten hoşlanmaması, insan yaratılışının gıybeti reddetmesi demektir.
- Yalan söylemenin zorluğu, doğru söylemenin ise rahatlığı, yalanın yasak, doğrunun sevap olduğuna fıtratın şehadetidir.
- Kıskanma duygusunun insanın yaratılışına konulması da namus mefhumunun fıtrî olduğunu ders verir bize.
- Borç para istediğimiz bir dostumuzun, alacağını fazlasıyla geri istemesinden rahatsız olmamız, faizin haram oluşuna fıtratın şehadetidir.
Misaller çoğaltılabilir.
Demek ki, insanın yaratılışı güzel ahlâk üzeredir. Ancak, insan tabiatına yerleştirilmiş bulunan bütün bu özelliklerin mecralarını bularak tekâmül etmeleri gerekiyor. Bu tekâmülün esasları, İlâhî kitaplarda konulmuş ve peygamberlerce (as.) insanlık âlemine tebliğ edilmiştir.
“Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”(Muvatta, Husnü'l Halk, 8)
hâdis-i şerifinin bir mânâsı da bu olsa gerek.
* * *
- Hz. Peygamber (asm.)'in, “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) hadisini nasıl yorumlarsınız?
Bu hadisteki temel mesaj, İslâm fıtratı üzere doğan yavruları batıl inançların, menfi ideolojilerin yahut sefahat odaklarının eline düşmekten koruma konusunda anne babaya düşen büyük görevi ve sorumluluğu ihtar etmektir.
Her insan yaratılış itibariyle lekesiz, tertemiz, iman ve İslâm'a en müsait bir hüviyettedir.