Cunku daha onceden ogrenilmis. Bilgiler bilinc ile bilincaltinda zitlasabilir bilinc anlik ogrenirken bilincalti ogrenilmis bilgiyle bizi hayatta tutmaya calisir herhaukarda biziz bilincaltina daha temiz bilgiler kayit etmeliyiz daha ahlaki daha net
Evet, epilepsi hastalarının krizlerini hafifletmek için beyin lobları birbirinden ayrılır. Deneyden ziyade, tedavi yani. Deneyler, bu operasyonu geçiren insanlarla yapılıyor.
Belki de bazı durumlarda aynı anda birden fazla şey gördüğü için olabilir. Birden fazla doğru mantıklı inanılır veri akışı olduğunda beyin şaşırıyor olabilir. Ve bu çoklu veriyi anlamlandırıp düzenlemek adına yani sembolize edebilmek için içlerinden sadece birini seçip diğerlerini baskılamak zorunda kaldığı için bu çelişkiler doğuyor olabilir. Mesela ilüzyon oyunları da beynimizde çelişkiler yaratır. Şunun gibi, burada aslında üç surat var ama hangisini seçmeliyiz?
yapmak istediğin şeye göre farklılık gösterebilir, olmaz diyen taraf genelde o konuyla ilgili kötü hissetmenle alakalıdır. Diyelimki aklına bir fikir geldi kafanda bu fikri tasarladın ve yapmak istiyorsun fakat etrafındaki insanlardan biri buna benzer bir fikri zaten denedi ve başarısız oldu, bu seninde başarısız olacağın anlamına gelmez ve bunun farkındasın fakat, karşında negatif bir örneğin olması ister istemez sana bununla ilgili kötü hissettiriyor, bu normal birşey insanların öğrenme sürecinde çevresindeki örneklere bakarak veya geçmiş tecrubeleri değerlendirerek kendileri için iyi veya kötüyü ayırt etmelerinde yardımcı oluyor.
gayet normal, günümüz dünyasında çok fazla alternatif var ve hangisinin senin için doğru olduğuna karar vermekte zorlanıyosun, aynı zamanda yanlış kararı vermektende korkuyosun. Açıkçası en doğru karar diye birşey yok verdiğin her karar senin için ayrı problemler ve zorluklar oluşturacak ve bu zincirleme olarak devam edicek ve bu oldukça normal herkesin hergün yaşadığı bir durum.
aslında kötü birşey değil aynı mekanizma senin mutlu olabilmeni de sağlıyor. Benim söylemeye çalıştığım bunun çok normal ve herkesin yaşadığı birşey olması. Bazı problemlerin kişiye özel olmadığı anlaşıldığı taktirde üstesinden gelmek daha kolay olur.
Limbik sistemin sağ duyusuyla, nörokorteksin bilişsel çıkarımları bazen çatışabilir. İç sesinizi ve adlandıramadığınız o duyguyu dinleyin. Genellikle limbik sistemdeki o duygu haklı çıkar. Çünkü limbik sistemin kökeni, nörokorteksten çok daha eskiye dayanır ve çok daha köklü bir genetik altyapısı vardır. Kertenkele beyninizin size “Lan bu işte bir iş var ama ne olduğunu anlayamıyorum, ama bir türlü içine sinmiyor nedense...” dediği şeyleri dinleyin. Kesin o işte bir iş vardır gerçekten...
Gerçekten de o duygularım oldukça kuvvetli, aşırı derecede hem de karşımdaki kişi konuşunca neredeyse aklını okuyacak dereceye geliyorum ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyorum, bunun çoğu kişide olmadığının da farkındayım yada çok abartıyorum
Enes Sofu Bazı şeylerin farkındalığına sahipseniz, isteseniz de kendinizi engelleyemezsiniz. Şizofrenlikten ziyade aşırı duyarlılıktandır. Duyarlılık iyidir, dünyayı ve her şeyi daha net görmenizi ve algılamanızı sağlayan eşsiz bir gözlük iken, aynı zamanda duyarsız insanların arasında omuzlarınızı çökerten bir yük gibidir. Ama yine de iyi ki var.
Vay arkadaş... yorumlara bakıyorum da, zihnin odaları, anima-personalar, bilinçaltılar, beynin sağ tarafı sol tarafı, bilincin farklı boyutları felan havada uçuşuyor. Yapmayın arkadaşlar. Lütfen bir konu hakkında sadece yorum yapmak için yorum yapmayın. Söz konusu fizik, kimya, biyoloji gibi bilimler olunca sadece bilenler konuşurken konu psikolojiye gelince neden herkes konuşuyor? Tuygur hocam buna da bir çare lazım. Çok fazla bilgi kirliliği var. Çoğu da geçersiz. Mesela e=mc2 ye birisi çıkıp itiraz etse ışık hızı yerine ses hızı kullanalım felan dese bu sizce ne kadar doğru olur? Bunu neden her alanda olduğu gibi, bu şekilde düşünmüyoruz?
Cevaba gelince, tuygur hocamın yazdığı kısım doğru. yukarıda diğer arkadaşlardan savunma mekanizmalarından bahseden arkadaş da bir nebze haklı. (Tamamen diyemeyiz çünkü açıklama eksik kalır) Kökeni çok farklı dinamiklere bağlı bir soru aslında. Sadece net olarak şudur diyemeyiz. Kültürel normlar, sosyal kaygı, sosyal baskı, bunlara bağlı olarak id-süperego çatışması, ahlaki ve etik değerler... Hepsi biraz olsun etken olabilir. O yüzden bunu daha spesifik değerlendirmeliyiz. Çünkü herkes için aynı sebep - sonucu vermez. Kişi psikotik bir bozukluk yaşıyorsa da sizin dediğiniz özellikler görülebilir. Bu aşamada yukarıda yazılanların hiçbiri geçerli olmaz. Vaka üzerinden ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor.
Cevabınız beni gerçekten tatmin etti sorunuma tamamıyla yanıt olmuş bir yorum teşekkür ederim ama bu kadar detaylı konuşabileceğim birini nasıl bulabilirim, psikologlar veya psikiyatristler bu kadar detaya giriyorlar mı gerçi psikiyatri en fazla antidepresan yazar yollar ama neyse
Enes Sofu bu kadar detaya giren kişi bir psikolog. Psikiyatristler hakkında da çok önyargılı olmamalısın. Her meslekte olduğu gibi iyisi de kötüsü de olacak elbet. Merak ettiğin sorular varsa buradan veya özelden sorabilirsin.
Cunku daha onceden ogrenilmis. Bilgiler bilinc ile bilincaltinda zitlasabilir bilinc anlik ogrenirken bilincalti ogrenilmis bilgiyle bizi hayatta tutmaya calisir herhaukarda biziz bilincaltina daha temiz bilgiler kayit etmeliyiz daha ahlaki daha net
Teşekkür ederim
İşleri biraz daha karıştırmak için şu videoya da bakılabilir: Aslında beynimizde iki kişi barınıyor
https://www.youtube.com/watch?v=wfYbgdo8e-8
Videoda yapılan deney gerçek mi acaba
Evet, epilepsi hastalarının krizlerini hafifletmek için beyin lobları birbirinden ayrılır. Deneyden ziyade, tedavi yani. Deneyler, bu operasyonu geçiren insanlarla yapılıyor.
Ben de ondan bahsediyordum
Teşekkür ederim video için, aydınlatıcı oldu.
Bölünme var. Tek doğru yok birden fazla doğru ya ikisine de emin olmadan inanan şüpheci çelişkili biri var
Belki de bazı durumlarda aynı anda birden fazla şey gördüğü için olabilir. Birden fazla doğru mantıklı inanılır veri akışı olduğunda beyin şaşırıyor olabilir. Ve bu çoklu veriyi anlamlandırıp düzenlemek adına yani sembolize edebilmek için içlerinden sadece birini seçip diğerlerini baskılamak zorunda kaldığı için bu çelişkiler doğuyor olabilir. Mesela ilüzyon oyunları da beynimizde çelişkiler yaratır. Şunun gibi, burada aslında üç surat var ama hangisini seçmeliyiz?
Bana kız suratı daha yakın geldi
Ama kızın arkası dönük
Tamam kız sonuçta
yapmak istediğin şeye göre farklılık gösterebilir, olmaz diyen taraf genelde o konuyla ilgili kötü hissetmenle alakalıdır. Diyelimki aklına bir fikir geldi kafanda bu fikri tasarladın ve yapmak istiyorsun fakat etrafındaki insanlardan biri buna benzer bir fikri zaten denedi ve başarısız oldu, bu seninde başarısız olacağın anlamına gelmez ve bunun farkındasın fakat, karşında negatif bir örneğin olması ister istemez sana bununla ilgili kötü hissettiriyor, bu normal birşey insanların öğrenme sürecinde çevresindeki örneklere bakarak veya geçmiş tecrubeleri değerlendirerek kendileri için iyi veya kötüyü ayırt etmelerinde yardımcı oluyor.
Yorumunuz için teşekkür ederim, hayatım ile ilgili kararlar verirken çok zorlanıyorum bu yüzden rüzgarın akışına göre gidiyor hayatım
gayet normal, günümüz dünyasında çok fazla alternatif var ve hangisinin senin için doğru olduğuna karar vermekte zorlanıyosun, aynı zamanda yanlış kararı vermektende korkuyosun. Açıkçası en doğru karar diye birşey yok verdiğin her karar senin için ayrı problemler ve zorluklar oluşturacak ve bu zincirleme olarak devam edicek ve bu oldukça normal herkesin hergün yaşadığı bir durum.
En kötüsü de söylediğiniz şeyin farkında olmak
aslında kötü birşey değil aynı mekanizma senin mutlu olabilmeni de sağlıyor. Benim söylemeye çalıştığım bunun çok normal ve herkesin yaşadığı birşey olması. Bazı problemlerin kişiye özel olmadığı anlaşıldığı taktirde üstesinden gelmek daha kolay olur.
O mekanizmayı nasıl harekete geçirecez, heyecanlanmaya başladım
Limbik sistemin sağ duyusuyla, nörokorteksin bilişsel çıkarımları bazen çatışabilir.
İç sesinizi ve adlandıramadığınız o duyguyu dinleyin. Genellikle limbik sistemdeki o duygu haklı çıkar. Çünkü limbik sistemin kökeni, nörokorteksten çok daha eskiye dayanır ve çok daha köklü bir genetik altyapısı vardır.
Kertenkele beyninizin size “Lan bu işte bir iş var ama ne olduğunu anlayamıyorum, ama bir türlü içine sinmiyor nedense...” dediği şeyleri dinleyin. Kesin o işte bir iş vardır gerçekten...
Gerçekten de o duygularım oldukça kuvvetli, aşırı derecede hem de karşımdaki kişi konuşunca neredeyse aklını okuyacak dereceye geliyorum ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyorum, bunun çoğu kişide olmadığının da farkındayım yada çok abartıyorum
Şizofren olabilirmiyim
Enes Sofu Bazı şeylerin farkındalığına sahipseniz, isteseniz de kendinizi engelleyemezsiniz. Şizofrenlikten ziyade aşırı duyarlılıktandır. Duyarlılık iyidir, dünyayı ve her şeyi daha net görmenizi ve algılamanızı sağlayan eşsiz bir gözlük iken, aynı zamanda duyarsız insanların arasında omuzlarınızı çökerten bir yük gibidir. Ama yine de iyi ki var.
Empat olayından bahsediyoruz galiba bir de o bela var
Vay arkadaş... yorumlara bakıyorum da, zihnin odaları, anima-personalar, bilinçaltılar, beynin sağ tarafı sol tarafı, bilincin farklı boyutları felan havada uçuşuyor. Yapmayın arkadaşlar. Lütfen bir konu hakkında sadece yorum yapmak için yorum yapmayın. Söz konusu fizik, kimya, biyoloji gibi bilimler olunca sadece bilenler konuşurken konu psikolojiye gelince neden herkes konuşuyor? Tuygur hocam buna da bir çare lazım. Çok fazla bilgi kirliliği var. Çoğu da geçersiz. Mesela e=mc2 ye birisi çıkıp itiraz etse ışık hızı yerine ses hızı kullanalım felan dese bu sizce ne kadar doğru olur? Bunu neden her alanda olduğu gibi, bu şekilde düşünmüyoruz?
Cevaba gelince, tuygur hocamın yazdığı kısım doğru. yukarıda diğer arkadaşlardan savunma mekanizmalarından bahseden arkadaş da bir nebze haklı. (Tamamen diyemeyiz çünkü açıklama eksik kalır) Kökeni çok farklı dinamiklere bağlı bir soru aslında. Sadece net olarak şudur diyemeyiz. Kültürel normlar, sosyal kaygı, sosyal baskı, bunlara bağlı olarak id-süperego çatışması, ahlaki ve etik değerler... Hepsi biraz olsun etken olabilir. O yüzden bunu daha spesifik değerlendirmeliyiz. Çünkü herkes için aynı sebep - sonucu vermez. Kişi psikotik bir bozukluk yaşıyorsa da sizin dediğiniz özellikler görülebilir. Bu aşamada yukarıda yazılanların hiçbiri geçerli olmaz. Vaka üzerinden ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor.
Cevabınız beni gerçekten tatmin etti sorunuma tamamıyla yanıt olmuş bir yorum teşekkür ederim ama bu kadar detaylı konuşabileceğim birini nasıl bulabilirim, psikologlar veya psikiyatristler bu kadar detaya giriyorlar mı gerçi psikiyatri en fazla antidepresan yazar yollar ama neyse
Enes Sofu bu kadar detaya giren kişi bir psikolog. Psikiyatristler hakkında da çok önyargılı olmamalısın. Her meslekte olduğu gibi iyisi de kötüsü de olacak elbet. Merak ettiğin sorular varsa buradan veya özelden sorabilirsin.
Ama çoook çok uzun olur
Küçük detaylar olursa sorabilirim ama teşekkür ederim yardımlarınız için
Her zaman beklerim.