Cennet bu dünyadaki adaletsizlikleri telafi eder mi?

Dinlerde amaç biraz da bu değil mi zaten sonsuz olma arzusu ve ezileni vaadlerle bastırma

Öyle elbette, yoksa düşünsene herkes kendi adaletini sağlamaya çalışır ve kaotik bir yaşam ortaya çıkardı. En temel bağlamda dinler toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar bütünüdür. Devletler de öyle değil mi? Nasıl sabrediyorsunuz?

nihal olaya bu şekilde bakanlar ateist ve ya deistler olur genelde

Adaletin sağlanacağına inanmaya ihtiyacım var benim devam etmek için. Sizler, inanmayanlar nasıl adaletinizi kendiniz sağlamaktan alıkoyuyorsunuz kendinizi?

umut ben orijin ve sonuç odaklı yaklaşıyorum özgün kararlarım var sanırım, bilemeyeceğim

Elbette ruyamizda öldüğümüzde uyaniryoruz demi gerçek Hayatda ölünce başka bir alemde uyanacagimiza umuyorum

Nihal Tuana hanim genelde dinlerle ilgili konusmam bi kac sey soyleyip kacicam.. Dinlerin temel mantigi da bu pasivize tavri olusturmak icindir.. Sistemler ve erkler tarafindan kullanislidir.. sosyal realiteye aman allahindan bulsun seklinde riayet eder.. Birlik olup hak sormayalim guc yetiremedigimiz zalimliklere birlik olamaylim diye.. Cok uzun uzun konusmak gerekecek pek yazmayi sevmiyom:) sunu da eklim inancin psikolojik boyutu enfesdir.. Dusunsene herseyin hesabi sorulacak...

Sonuçta herkes haksızlığa uğruyor ve genel anlamda adalet yerini bulmuyor. Kurallar olmadan yaşayabilir miydik? Birlik olup hesap mı sorardık yoksa herkes kendi kan davasını mı güderdi? Dini olarak değil de toplumsal açıdan ergonomik bir durum var ortada. En nihayetinde doğanın bile kanunları var. Doğanın parçasıysak bizim neden olmasın? Olması daha doğru ve elzem değil mi?

Toplumsal kurallar uzerinde illaki etkisi var.. Butun inanislar sosyal ve ticari iletisimler yerlesik hayata gecis mulkiyet edinme gibi kavramlar da kurallara sirayet eder.. Dinlerin etkisi olmamistir demiyorum lakin insan kendi akliyla kutsal denilen kitaplardan daha evrensel kanunlar yazabiliyosa dinler hukmunu yitirmistir...

Sorumda da bunu belirtmiştim, cennetin mertebeleri olması fikri ve bu örnekte geçen 2 kişinin farklı mertebelerde olacağı inancı sizi tatmin ediyor yani, anladım. Sorunuza gelirsek; bence ahirette hesap sorulacağı inancı asıl dünyada adaleti baltayan durumlarda biri. Hayvanlar üzerinden örnek vereyim, insan örneği dikkat dağıtabilir; biliyorsunuz ki gıda endüstrisinde hayvanlara ciddi eziyetler ediliyor. Siz bir inançlı olarak hayvanlara o eziyetleri yapanların öbür dünyada ceza çekeceğine inanıp içinizi bir nebze soğutuyorsunuz ve bu dünyada adalet arama ihtiyacınız kısmen azalıyor . " bu dünyanın bir de öbür tarafı var, yapın bakalım yapın, öbür tarafta ne bok yiyeceksiniz " gibi cümleleri hepimiz sık sık duyarız. Peki, öbür taraf diye bir şey olmadığını, tek adalet şansımızın bu tarafta olduğunu hepimiz kesin olarak bilsek? Sizce de o zaman bu insanlara bu kadar göz yumulur mu? O zaman çok daha fazla insan ayaklanmaz buna mani olmaya çalışmaz mı ?? Bence "nasılsa öbür tarafta hesabı görülür " diye bir çok günah ve acı erteleniyor ve eğer biz haklıysak, öbür taraf yoksa bu yaptıkları bu insanların yanına kar kalacak.. O yüzden vicdan soğutmayı bırakıp adaletin bu dünyada tecelli etmesi için çareler aramalı, ayaklanmalıyız. Ama bizim her ayaklanışımızı yobaz dinciler (sizi tenzil ediyorum radikallerden bahsediyorum ) baltaladığı için her şey o insanların lehine gelişiyor .

Kanunların gerekliliği üzerinde anlaştığımızı görüyorum. Lakin adalet? Tam anlamıyla tatmin edecek adalet? Onu sağlayabiliyor muyuz ki? Mümkün mü?

Bu sağlanabilirse bile inanın ki dinle olmayacaktır

İclal evet, bir nebze insanları durduruyor olabilir dinler, kısmen hayatı düzenlemek için istenen bir durumdur bu Zaten. Ancak dinlerde bu hayat için de cezalar var. Hem de aşırı sayılabilecek sertlikte. Kısasa kısas denen bir durum var, türlü hallerde öldürme var. Yanlış anlamayın teokratik bir yönetim asla istemem ve de istemiyorum, inancın kişi ile sınırlı olduğunu savunurum hep. Ancak indirildiği zaman ve coğrafyalara uygun bir şekilde cezalar var ve bu o zaman için en azından yeterli görülmüş. O halde bugün dinlerin yerini devletler mi almış durumda?

Evet uzun bir konu. Ancak inancın beni özellikle adalet duygusundan yakaladığını biliyor ve fikir alışverişi için teşekkür ediyorum.

Tanri adil degil malesef:) bak iste bu da cok uzun neyse ben kactim tsk ettim efenim hoskalin..

Ben de hep dünya adil bir yer değil derim güle güle.

Ben de genelde seyirci konumundayım burada müslümanın, bu diyalog çok seviyeli olduğu için müdahil olmaya karar verdim. nihal hanımın değindiği konuya ufak bir katkı da bulunmak istiyorum. Adı şeriat yada teokratik yönetim, günümüz insanları tarafından tam uygulanamayacağı için gelmez kimse de istemez. Ama İclal hanıma söylüyorum, bizim inancımıza göre Allah ın isimlerinden bir tanesi El adl adil, bu adaletin er yada geç sağlanacağına inanıyoruz. Ama sizce bunun ahirete kalması, veya verdiğiniz iki kadın örneğine göre ödüllerinin farklı olması, sizin kalbinizi tatmin etmeyecek benim de etmez. Peki, o dediğiniz uzuvları kesilen bayanın uzuvlarını kesenlerin kısasa kısas olarak uzuvlarının kesilmesi, ve ayrıca buna ek olarak ahirette cezalarını çekmeleri, sizi tatmin eder mi. Ve ayrıca günümüz ceza sistemlerinde en yüksek cezaya idam diyoruz. O kesenlere sadece ölüm cezası vermek, sizce yeterli mi. Cevap vermeyebilirsiniz, beklemiyorum. Ama düşünürken düşünsenize hafif etki ederse diye soru olarak belirttim.

Çok güzel soru sormuşsunuz bende hep bunu merak ettim kötülüklerin yapanların yanına kar kalacağını bile bile bir insan nasıl yaşar ?