İhtimaller doğrultusunda her şey mümkündür. Eğer ortaya ihtimal sunacak isek bir tanrının midesinde yaşıyor da olabiliriz ya da bir zamanlar inanildigi gibi mavi gözlü bir devin gözünde de olabiliriz. Kısacası ihtimaller ile gerçekler tartışılmaz.
İhtimaller, felsefeyi oluşturur ve felsefe 5n1k yı. Buda bilimin, bu ihtimalin gerçek olma olasiligini hesaplamasina yol açar. Böylelikle ihtimaller ile gerçekler karşılaştırılıp doğru bulunur. Haliyle bunu yaparken ihtimaller ve gerçekler tartışılmış olur. Aksi takdirde ihtimaller ve gerçekleri tartismayacaksak herkes görünmez adama inansın. Bence gerçeklerle arasindaki bağı çözümlemeli, karşılaştırma yapmalı ve tartışmalıdır insan?
Tartisma yapilirsa şimdi bir devin agzinda yasamadigini kanitla diyeceksin. Gercekler ve hayaller olarak 2 ye ayirdigimiz kavramlar sözlü olarak yapmaktan sakindigimiz tartismalarin genel adidir. Bu 2 kavram beynimizde biz farkinda olmadan tartismayi yapar ve bir sonuca ulaşır. Sizin bir devin agzinda yasamadigimiza, suanda inandiginiz evrende konukluk ettigimize inanmaniz size her ne kadar dogru geliyorsa, cinlerle veya daha farkli varliklarla etkilesime gecmis bir kişinin buranin aslinda cehennem olduğuna inanması da ona o kadar dogru geliyordur.(cinlere inanmiyor olabilirsiniz lakin inanan bir insan düşünmenizi istiyorum) Demek istediğim, gercekleri degerlendirirken aldigi gercekleri ayni zamanda hayal gucune uyarlayip farkli inanışlara yol acan beynimiz ihtimaller ve gercekler arasinda her zaman bir tartisma yapar. Tartismanin sonucu sizim yasadiginiz gerceklerden geçer. Cinni vaka yasayan kisinin inanclari ile sizinkinin bir olmamasi gibi. Yalniz suda bir gercek ki bir baskasinin yasadigi bir seyi yasamadigimizdan dolayı inanmakta güçlük çekebiliriz. Bilim bu konuda da ise yaramaktadir. Bir baskasinin yasantisindan ötürü ortaya attığı, olmasi "ihtimal" bir fikri alip gerçekler ile tartışma içerisine sokar. Bunu dille yapmasakta zihnimiz hallediyor zaten.
İhtimaller doğrultusunda her şey mümkündür. Eğer ortaya ihtimal sunacak isek bir tanrının midesinde yaşıyor da olabiliriz ya da bir zamanlar inanildigi gibi mavi gözlü bir devin gözünde de olabiliriz. Kısacası ihtimaller ile gerçekler tartışılmaz.
İhtimaller, felsefeyi oluşturur ve felsefe 5n1k yı. Buda bilimin, bu ihtimalin gerçek olma olasiligini hesaplamasina yol açar. Böylelikle ihtimaller ile gerçekler karşılaştırılıp doğru bulunur. Haliyle bunu yaparken ihtimaller ve gerçekler tartışılmış olur. Aksi takdirde ihtimaller ve gerçekleri tartismayacaksak herkes görünmez adama inansın. Bence gerçeklerle arasindaki bağı çözümlemeli, karşılaştırma yapmalı ve tartışmalıdır insan?
Tartisma yapilirsa şimdi bir devin agzinda yasamadigini kanitla diyeceksin. Gercekler ve hayaller olarak 2 ye ayirdigimiz kavramlar sözlü olarak yapmaktan sakindigimiz tartismalarin genel adidir. Bu 2 kavram beynimizde biz farkinda olmadan tartismayi yapar ve bir sonuca ulaşır. Sizin bir devin agzinda yasamadigimiza, suanda inandiginiz evrende konukluk ettigimize inanmaniz size her ne kadar dogru geliyorsa, cinlerle veya daha farkli varliklarla etkilesime gecmis bir kişinin buranin aslinda cehennem olduğuna inanması da ona o kadar dogru geliyordur.(cinlere inanmiyor olabilirsiniz lakin inanan bir insan düşünmenizi istiyorum) Demek istediğim, gercekleri degerlendirirken aldigi gercekleri ayni zamanda hayal gucune uyarlayip farkli inanışlara yol acan beynimiz ihtimaller ve gercekler arasinda her zaman bir tartisma yapar. Tartismanin sonucu sizim yasadiginiz gerceklerden geçer. Cinni vaka yasayan kisinin inanclari ile sizinkinin bir olmamasi gibi. Yalniz suda bir gercek ki bir baskasinin yasadigi bir seyi yasamadigimizdan dolayı inanmakta güçlük çekebiliriz. Bilim bu konuda da ise yaramaktadir. Bir baskasinin yasantisindan ötürü ortaya attığı, olmasi "ihtimal" bir fikri alip gerçekler ile tartışma içerisine sokar. Bunu dille yapmasakta zihnimiz hallediyor zaten.