Kuranda bir çok peygamberin mucizelerinden bahsedilir.
Saymaya gerek yok.
Denizin ikiye ayrılmasından tutun ölülerin diriltilmesine kadar bir çok mucize.
Eskiler bu olayların gerçekten olduğuna inanırlardı.
Biz daha akıllıyız.
Bizler, bunların Doğa kanunları çerçevesinde bir açıklamasının olduğunu düşünüyoruz.
Yaratan, kainatın tamamını hatta Varlığın tamamını kendi kanunları ile yönetiyor. Biz bunlara Doğa Kanunları veya Sünnetullah diyoruz.
Allahın Sünnetinde değişme olmaz hükmünden hareketle bu mucizelerin olmadığını veya en azından anlaşıldığı gibi olmadığını zan ediyoruz.
Zan ediyoruz dedim çünkü
Allahın kanunlarının ne olduğunu bilmiyoruz.
Siz bugün denizi yaramıyorsanız, ölüyü diriltemiyorsanız
bunun Allahın kanununda olmadığını nereden biliyorsunuz.
Sahi, siz Allahın kanunlarının çeşidinin ne kadarını biliyorsunuz ?
Sunetullah'ın doğa kanunları olduğunu nereden anlıyoruz
Başka birşey mi
Evet Kuran'da doğa yasaları olduğuna dair bir tane âyet göremedim varsa verirsen sevinirim
Sosyal ve ahlaki yasalar gibi duruyor Gördüğüm
Mesela Mülk süresinin ilk altı ayetini hiç görmedin mi ? Bütün bu oluşa sen ne ad veriyorsun?
Gördüm Sunetullah kelimesi hiç geçmiyor
Sunetullah adı uydurmuyorum
Doğa yasaları levhi Mahfuz olarak duruyor Sunetullah daha başka bir şey gibi ne dersin?
Nerde geçiyor Sünnetullah? Madem geçmiyor sen nasıl tanımlayabildin ?
38: ALLAH'ın kendisine yasallaştırdığı bir konuda peygambere herhangi bir engel yoktur. Bu, öteden beri, gelmiş geçmişlere uygulanan ALLAH'ın sünneti (yasası) dır. ALLAH'ın emri, belirlenmiş ve kesinleşmiştir.
Fâtır, 43: Yeryüzünde büyüklendiler, kötülük planladılar. Halbuki kötü plan sahibine geri teper. Geçmişlere uygulanan sünnet (yasa) dan başkasını mı bekliyorlar? ALLAH'ın sünnetinde bir değişiklik göremezsin; ALLAH'ın sünnetinde bir sapma göremezsin.
Evet dediğin gibi de anlaşılır. Genelde Sünnetullah kelimesini Hayat veya Yaşam ile ilgili kuralları anlatırken kullanırım. O yüzden yazımı tekrar okudum. Belki anlaşılmadı ama derdim mucizeleri Doğa kanunları ve Sünnetullah adı altında olduğundan farklı göstermeye çalışanları eleştirmekti. Buna rağmen kavramları konuşmanın akışı içinde yanlış kullandığımız oluyor.
Oktay bey Sünnetullah kavramını ve Allahın Kanunları kavramını birbirinden ayırın dedi. Ayetlere bakılınca ayrı gibi duruyor ancak yüzyıllardır aynı manada kullanıldığı için otomatik öyle kullandığımızı yazdım. İnsanlar böyle anlıyor.
Sunet kelimesinin geçtiği tüm ayetlere baktım Hiçbiri doğa yasaları fizik kuralları ile alakali değil 1 tanesi bile Sunetullah sosyal ve ahlak kuralları ve bu kurallara göre allahın verdiği karşılık Allah diyorki kötü ve ahlaksız olursaniz kötülüklerinizin ve ahlaksizliginizin acı sonuçları başınıza gelir İyi davranirsaniz smdaha fazlasını veririm Bu allahın sünneti
Keramet diye bir şey yok Mucize dediğimiz de âyet/delil/işaret ASA yılana dönüşüyor Dahası da var Tevratta da asa yılana dönüşüyor Tevil Tevil bir yere kadar
Mucize veya keramet adını ne koyarsanız, olmaması için ne sebep var. Anlatmaya çalıştığım şey bu, bunlar Allahın kanununda yok diyemezsiniz. Bunu demek için Allahın kanunlarının tamamını biliyor olmanız lazım.
Allahın kanunlarının dışında veya üstünde de deme şansına sahip değilsiniz.
Taht için yorum yapamıyorum Bilmiyorum anlayamadım
Yani biz bşrşeyleri görmedik diye veya yspamıyoruz diye bunları inkar edip mevcut bildiğimiz kanunlarla açıklamaya çalışmak bana saçma geliyor
Keramet peygamberler dışında evliyalara verilen mucize olarak tanımlandığı için o şekilde yorum yaptim
O ayette ilim verilen kişi deniyor
Ne ilimi? Bilmiyoruz
Suha Şilepe Mucize olayları benim için gayp iç yüzünü bilmiyorum Belki görmediğimiz anlamadığız başka şeyler vardır Belki olayın iç yüzü farklıdır. Lakin tahminlerle yorumlamayı doğru bulmuyorum
Yarın sadece düşünerek konuşmayacağınızı bile bilir misiniz ?
İlim bilim hepsi Allahın.
Oktay Kırmızıoğlan ben tahmin yürütmüyorum. Dikkat edin olduğu gibi kabul ediyorum.
Tek yorumum şu. Allahın kanunlarında değişiklik olmadığı için, bir kişi yaparsa herkes yapar. Haa bu iline nasıl sahip olur nasıl yapar bilmem.