Diyanet İşleri: Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik KEHF 86
Kuran'in bu ayetinin modern bilimle celismesi nasi aciklanabilir? Günes dogup batmasi terimleri kullanilirsa dünyanin düz odugu ve günesin batip doga bilecegi bir alan olmasi lazim. Kaldiki dünya yuvarlak ve hem kendi ekseninde hemde günes etrafinda dönmesiyle gündüz, gece ve mevsimler dedigimiz zaman kavramlari olusuyor. Ayeteki balcikli su gözesine deyinmek bile istemiyorum. Günümüzde günesin batip dogma terimleri hala kullanmamiz galiba buradan geliyor.
Gökhan Waha
G
86- Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
Zülkarneyn, batıda Atlas okyanusuna, yahut Karadeniz'e kadar gitti. Orada güneşin deniz ufkunda batışını seyretti. Ancak, koca kâinat içinde bu deniz, kendisine bir su gözesi kadar küçük geldi. Güneş, sislerle kaplı deniz ufkunda, sanki balçıklı bir su gözesine gömülür gibi batıyordu. Sahilde karşılaştığı kavim, müfessirlerin kanaatına göre, kâfir bir millet idi. O yüzden Allah Teâlâ, Zülkarneyn'i, bu kavmi cezalandırmak veya eğitmek, irşad etmek, böylece iyilikle yola getirmek arasında muhayyer kıldı