*Paskalın Kuramı veya Hz. Ali'nin Cevabı*
Allah varsa -Ben birşey kaybetmem diyen İnanır argümanı eleştirisi......
Hristiyan dünyasında ilk defa Pascal'ın, İslam dünyasında ise Gazali'nin Hz. Ali'ye ithafen söylediğini aktardığı söz çok meşhurdur ve insanların, genelde kendi iç dünyasında düşüncesinde ve özellikle sorgulamasında başvurduğu bir savunma psikolojisidir. Bazen tartışma ortamlarında ateistlere karşı bu argümanı kullanan müslümanlara da rastlıyorum.
Genelde şu şekilde aktarılır;
- Ben müslüman olarak bir Yaratıcıya inanıp, Kuran'da bana emredilen şeyleri yaparsam ( Namaz kılmak, hacca gitmek, zekat vermek, günah işlememek vs) ve öldüğümde ahiretin olmadığını görürsem en fazla yok olup gitmiş olurum. Ama sen ateist olarak (eğer Allah varsa) cehenneme gidersin.
Kısaca bu şekilde anlamlandırabileceğimiz bu kuram bana göre aklıbaşında bir müslümanın kullanmaması gereken bir argümandır.
Mantık olarak sanki doğru kurgulanmış gibi görülse de zayıf bir imanın ve düşük akademik seviyenin göstergesidir...
Allah'ın varlığı akılla bilinir. O'nun yarattığı evrende yaratılış delilleri her detayda zaten görülür. Önemli olan bu delilleri içselleştirip NET bir imana sahip olmaktır. Pascal kuramında olduğu gibi bir kar-zarar analizi bir akıl yürütme değil ezik bir psikolojinin sonucudur.
Kuran'da Allah'ın bizden istediği samimi bir imandır. Bu tarz bir tüccar mantığı değil....
Dünyadan o kadar akıllı gelip geçti ama sadece Allah'ı bilmek bildirmek NEBİLERE nasip oldu, akılla bulduğunu zannedenler kendileri bulmuş gibi böbürleniyorlar, nice akıllılar cehil defterine yazılıp geçti gitti, kimi de firavuna sayıldı gitti,
onlar secilmiş kişilermiydi)
Bizim nebi seçme hakkımız yok, Allah Nebi seçmeyi sadece kendi uhdesinde tutmuş, bize de inanıp itaat etmek düşer, Allah sadece Nebilerin bildirmesi ile bilinmiştir, akılla bilen olmamıştır, aklı ile bulduğunu iddia edenler kendi kültürlerinden kalma birikimi kendi bulmuş gibi yutturmaya çalışmaktadır,
Isdafee olarak gelir o kelime ki secmek demektir, kim secmis tabii ki Allahu teala
Biz, Son Nebi Hazreti Muhammed'in bildirdiklerine bütünüyle inanıyoruz, Ben böyle inanıyorum, Kur'anı bildiren Allah'ı bildiren sadece Hazreti Muhammed'dir, son vahiy ona gelmiştir, işin aslını esasını bilen bildiren sadece Hazreti Muhammed'tir, evvelki nebilerden kalanların içinde bazı benzerlikler olması bir eklemleme falan değildir, Hazreti Muhammed vahyin bütününe mazhar olarak vahyi tamamlayan son Nebidir., Hazreti Muhammed kasıtlı bir şekilde devre dışı bırakılarak, kendi büyüklüklerini iddia etmek isteyen bir sürü insan var, Kur'an anlaşılabilir, yeni bilgiler ortaya çıkarılabilir, açıklanabilir, üzerinde çok şeyler söylenebilir, ama bu bilgiden öteye geçmez, hiç bir müslümanı tanımadan kendi kendine Kur'ana inanan insanların durumu islâm ülkelerinden farklıdır, onlar müğmin olurlar, fakat Hazreti Muhammedin adını günde beş vakit her ezanda işitip halâ yok saymaya kalkanlar düpedüz münkirlerdir, belki de dejenere etmeye kılıf arıyorlardır, hadislerle tatmin olmuyorlarsa Hazreti Muhammedin Hayatı var, sahabenin hayatı var, İslâm biat üzere sistemleştirilmiştir, önce bunları öğrenmek gerek ,
Ama ben bu olayi farkli sekilde biliyorum;bir ateistle bir musluman yillarca mektuplasir bir turlu birbirlerini ikna edemezler.. Son tahlilde musluman olan bu sozu soyler ve bunun uzerine ateist inanir.. Yani bir dogma seklinde hemen basinda soylenen degil de bir suru mucadelenin nihayetinde sarf edilmis bir cumledir.. Boyle dusununce gayet mantikli
İslâm ülkelerindeki durumlar farklıdır, diğer ülkelerde durum farklıdır, zaten o konuya değindim, adama tebliğ yapılmamış, tutmuş Kur'anı incelemiş inanmış, ya da bir kitaptan islâmı okuyup beğenmeiş doğru yanlış demeden samimi olarak kabullenm, ş bunlar başka, tartışanların durumu başka, islâm ülkelerinde her şeyden haberli olanlar başkadır, ilk zamanlarda yabancı kabilelerin reisleri islâm olduğunda o kabile bütünüyle islâm sayılıyordu, Türkler'de de böyle olmuştur, hükümdar İslâma geçince bütün boy islâm sayılmıştır, fıkhi konular ileriye bırakılmıştır ,
Allah Rasulünün hayatını her yönüyle, Hazreti Amine'den başlayarak en ince teferruatına kadar okuyup anlamak gerek diye düşünüyorum. Ben böyle bir yol izliyorum, şimdikilerin yorumlarına da ancak o çerçeve üzerinden bakıyorum, nihâyetinde herkesin defteri kendine açılacak ,
Kanaatimce soz dogrudur.
Bu ifadeyi inananin inanis seklini ifade eden bir soz olarak ele alinmamali. Aksine ahirete inanmiyanin mantigiyla, onun anliyacagi dilden onu ikna etmeye yonelik zekice bir yaklasimdir
Allah varsa goster! Diyen inancsiza Sende aklin varsa goster dememize benzer bir durum...
Ben bilirim demiyorum, sacede ben böyle bir yol izliyorum diye açıkça belirttim, o dönemi her yönüyle anlamak, Hazreti Muhammed'in Hayatını bütün aşamaları en ince detayına kadar öğrenip ona göre kendime bir düşünce yapısı oluşturuyorum, Kur'an zaten başucu kitabımdır, üzerinde yoğunlaştığım ayetlerle ilgili ne varsa öğrenmeye çalışıyorum, kimseyi de etkilemek gibi bir düşüncem yok mesleğim değil bu konuda ikbal sahibi değilim, sadece gönül zevki, bir hayret bir hasret, gerisi hikâyet ,
Bazen bazı şeyler vardır, hiç yoktan iyidir gibi !..
Hiç inanmamaktan ya varsa düşüncesi olanlara istinadendi fethiye hanım. Bu düşünceye sahip olmakda bir inançtır. Ölçüsünü yaradan bilir. Bu düşünceyi eleştirenler kendilerininde eleştiriye odaklı bir düşüncelerinin olduğunu unutmamalıdır. Eleştiri ile iddia farklı kavramlardır. Umarım anlatabilmişimdir...
Zayıflık var tabii bende ona bişey demiyorumda, sonuçta zayıfta olsa bir nevi arafat durumu var...)
Mesele Kur'andan önce Hazreti Muhammed'tir, kitap yeter diyenlerin tamamı dinleri dejenere ettiler, tarih böyle söylüyor, isteyen istediği gibi inanır bu ayrı bir durum, benim kanaatım Hazreti Muhammed'i anlamadan sadece tefs, r ve meâl üzerinden Kur'anı anladık der gibi bir tutum takınmak doğru bir tutum olmaz, Kur'an hazreti Muhammed'e nazil olmuştur, biz ancak onun bildirdiklerini biliyoruz. Ta-Ha ne demek, Ya Sin ne demek, tebbet ne demek, vedduha ne demek, Elif-Lâm -Mİm ne demek daha bunlar ve benzerleri anlaşılamamış,
Bismillâh, "Lekad caekum Rasulun min enfusikum aziz, Aleyhi ma anittum harısun aleykum bil müğminine raufurrahim." bunu bana açıklayabilecek tatmin edebilecek bilginiz var mıdır ?
Size icinizdsn bir rasul geldi ki o sizi nefsinden aziz tuttu, muminlere karsi merhametli, haris hirstan geliyor anittum un da tam yazilisini bilmem gerek
Bu kadarı zaten biliniyor, daha da fazlası biliniyor, bizi nefsinden daha aziz tutan Rasulü biz de egomuzdan üstün tutup itatat edeceğiz, bize Kur'an yeter diyerek inkâra kalkışmayacağız, Rahim vasfı Allah'a ait olmasına rağmen bunu Kur'an'da Rasulüne tahsis etmiş, Bismillâhirrahmanirrahim derken besmelenin içindeki Rahim esması Hazrete Muhammed'e tahsis edildiğine göre , ,,,,
Rasulsuz bir din dusunulemez zaten
kim anladı kim açıkladı, ne demekmiş ?
Vema erselnâke illâ rahmetellil alemin, kimdir bu RAhmet olan, Rasuli reddetmek doğrudan doğruya Kur'anı reddetmektir, kıyısından köşesinden dini dejenere etmektir, Sahabiler bile bir çok ayette, bu nedir ya Rasulüllah diye sual ederlerken, şimdikilerin bilgiçlik taslaması hiç de hoş değil,
Kuran ilk kimin ağzından çıktı
Kim peygamberi reddediyor
İmam buhari denen adama iman etmek zorundamiyim
Neymiş hafızası çok iyiymiş
Yüzbinlerce hadisi ezberliyormus
Her hadiste abdest alıp namaz kiliyormus
Fakirlere yardım ediyormuş
Sürekli kendini oven
Kendi kendine delil olan bir adama iman etmemek peygamberi red mi
Sunni olmak imanin şartı mı?
Sol elle kıç yikamak sağ elle yemek yemek mi peygbere iman
Ayete göre Aziz sıfatını da Rasul'e vermiş, Rauf sıfatını da Rasule vermiş, daha başka ayetlerde çok vasıflardan bahsediliyor, yani Hazreti Muhammed'i kendi esmasındaki sıfatlardan bazıları ile sıfatlandırıyor, var mı böyle başkası, hiç bir şey bilmesek dahi bunlar bile Rasul'ün nasıl muhteşem vasıflarla donatıldığını bildiriyor, bunları kasten es geçerek, kurnazca eleştiri taktiği ile, bunları görmezden gelerek kendi sefil egosu ile mukayeseye kalkan aymazlar ağızlarıyla karga tutsalar bile ben kaale almıyorum,
Kemal
Fetih kastettigin rahimlik fetih 29. Ayette Ashab için de var
Gerci hangi anlamda rahimlik bu da tartışılır
Ayrıca Tevrat ve incille de bu sıfat ona uyanlarda yer buluyor
Fetih, 29: ALLAH'ın elçisi Muhammed ve beraberinde bulunanlar inkarcılara karşı sert ve kendi aralarında ise #rahimlerdir/merhametlilerdir. Onları, eğilip secde ederek ALLAH'tan lütuf ve hoşnutluk dilerken görürsün. Yüzlerinde secdelerin izleri vardır. Bu, onların #Tevrat'taki #nitelikleridir. #İncil'deki nitelikleri ise, filizini çıkarıp güçlendirmiş ve kalınlaşıp gövdesi üzerine dikilerek ekincileri sevindiren bitki gibidir. O, onlarla inkarcıları öfkelendirir. ALLAH, onlardan inanıp erdemli davrananlara bağışlanma ve büyük bir ödül söz vermiştir.
Kendinizi o kadar öne çıkarmak için uğraşsanız da Hazreti Muhammed farklıdır, sahi siz niçin vahiy alamıyorsunuz, öyle kolay mı vahiy almak, bir kere vahiy Allah ile irtibattır, ayrıca Kur'anı Kerim size mi nazil oldu da o kadar güvenle açıklamaktan bahsediyorsunuz, o Kur'anın kolaylığı sadece Hazreti Muhammed içindir, Hazreti Muhammedden gelenlere hiç terrddütsüz inanırım, sonrakilerin üfürükleri beni enterese etmez, çünkü sonrakiler kendilerini öne çıkarmanın reklâmından öte geçemiyorlar, Kevser Süresinden haberiniz var mı ?
Mesele kendini one çıkarmak değil Kemal İşbilir
Mesele Allah i öne çıkarmak peygamberi değil.
Zira biz bunu peygambere gelen vahiyle öğreniyoruz.
Sizin böyle bir amacınız yok.
Bizim sizi ısrarla tevhide cagirmamizin sebebi peygamberi allah gibi sevmeniz.
Zaten allahtan daha çok seviyorsunuz
Ayet diyorsunuz ya, işte Ayette sadece Rasul diyor, herkes demiyor, yok öyle Rasul'ün yerine kendinin koymak, yani Rasul'den başka kimse o makamda değil, illâ Rasul, o bakımdan Rasulüllâh'ı bilmeyenlerin sözleri islâm babındaki sözleri düpedüz üfürükten ibarettir, daha Rasulin Kerim var, RAsulü öğrenmeden ayet açıklamya kalkmak olsa olsa ya bilinçli bir dejenere hareketi yada kendini Rasul zannetme gafletidir ,
Kemal İşbilir
Fetih 29. Ayette de var.
Ayrıca neden 9. Surenin 128 ve 129. Ayeti tek sahitlidir
Neden tüm ayetler medenî iken
128 129 mekkidir
Nübüvvet Mekke'de başladı, Medine'de devam etti, ayrıca, elimizdeki Kur'an nüzül sırasına göre mushaf haline getirilmedi, öyle olsaydı, İkra en başta olurdu,
Yok ama bu sure çok istisna
Gecen mesela ya sin
Elif lam mim ne anlama gelir demiştin ya.
O harfler muddesir 30. Ayetteki 19 sayısı ile kodlanmış
Bu video 6 dakika on bilgi elde edebilirsin
https://youtu.be/5UX2tBDGTXQ
Kaf kuranin ilk harfi
Kuran'da da iki surede var
42 ve 50. Sure
İki surede de 57 57 olmak üzere eşit geçer
42. Sure 50. Sureye göre baya bi uzundur hemde âyet sayısı fazladır
Buna rağmen eşit geçer
57 19 un tam iki katıdır
Ayrıca 57 57 toplam 114 tür
114 sıradan bir sayıdır lakin
Kuranla zikredildiginde sıradan değildir
KURAN SIFRE KITABI DEGILDIR SAYIN BEYEFENDI!
Lut kavmi Kuran'da 13 yerde
Qavmi lut olarak geçer yani Kaf harfi ile 12 yerde geçer
1 tanesi ihvanı Lut olarak geçer
Lutun kardeşleri
50. Surenin 13. Ayetinde...
Şayet 50. Surenin 13. Ayetinde ihvan değil de Kaf olarak geçse idi
Kaf harfi sayısı 58 olurdu
görsel materyalKİm açıklıyor o kodlamayı, Hazreti Muhammed ise tamam, Ehli Beyt ise tamam, Sahabei Kİram ise yine tamam, hattâ tabiin olsa yine tamam, ama bunlar değil de sonrakiler kodlamışsa ne olacak, koordinatları nelerdir, ehli keşf biri ise onun da açıkça bilinir olması ve ismi de gerekir,
Sonrakiler nasıl kodlayacak
Zaten kodlamak insanın harcı değil
Havas İslâma ait bir usul değildir, havastan faydalananlar olabilir o başka,
40 ile 46. arası 7 surenin ilk ayeti ha mim
Toplam 2147 adet ve 19 un tam 113 katı
Ayrıca ha mim geçiş adetlerinin toplamı da 113
Kitap sadece hurfu mukaddaları 19 ile kodlamiyor
Kelimeleri de kodluyor
Allah Rahman rahim isim
Vs
Bunlarla ilgili televizyonlarda bir çok proğramlar yapıldı, konuşuldu, ama bunlarla hidayet mümkün müdür,
Hayır bunlarla ilgili yapılmadı
Daha doğrusu bir iki kere Celakilla alakası yok
Bu kitabin ilahi bir guc tarafindan kodlandigina ispat degilmidir .
Bu kitap insan eliyle yazilmistir diyenlere inen bir tokad degilmidir.
Allahin hepiniz bir araya gelseniz bunun benzeri bir kitap yazamazsiniz demesinin bir basamagi degilmidir?
Tabi ki hidayet için mümkün
Bunu ben değil allah söylüyor
Müddessir, 31: Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (ondokuz'u) da, () inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık, () kitap verilmiş olanları ikna etsin, () inananların inancını güçlendirsin, () kitap verilmiş olanlarla inananların kuşkularını ortadan kaldırsın, ve () kalplerinde hastalık olanlarla inkarcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır.