Bizans'ın kralı kapılarına dayanan mesleme'in ordularına karşı koymak yerine tahtı bırakıp kaçmıştır. Tahtı almasında mesleme'ye (müslüm'e veya müslüm-an) söz veren Bizans generali Büyük Leon, şehre vardıktan sonra kararını değiştirmiş ruhban sınıfı ile halkın desteğini alarak Tahta oturmuştur.
Bu arada benim teorim;. Leon, imparatoru kansız ve rızası ile tahtan indirmek için mesleme'yi kullanıp kışkırtmıştır. O'na tahtı vaad edip, hükümdar tahttan inince başka bir oyun ile tüm destekleri toplayarak kansız bir şekilde iktidarı ele geçirmiştir.
Peki Leon'un zekası haricinde elinde ne vardı?
İslam tarihini yaratacak bir eser.
Daha doğrusu koca bir yalan.
Leon'un elinde bir kitap vardı.
Leon, Babil’de, Hz. Daniel'in mezarında eski bir belge (charte) almış ve onu kopya ettikten sonra metni muhafaza etmiş, ölümünden çok seneler sonra bu metin birileri tarafından
Costantinople’a getirilmiş.
belgede (kitabın bir bölümünde) Leon ölene kadar hükümdar olarak kalacak yazıyor.
Düşünerek gidelim.
Peki kitabı kendisine veren kim?
Mesleme olabilir mi?
İkisi birden Bizans'ı ele geçirmek için böyle bir oyun hazırladılar mı?
Olamaz mı?
Eldeki veriler kimi haklı çıkarıyor?
Hakkı olanı almak için 3 yıl boyunca Bizans kapısında Mesleme neden bekledi?
Bir kitap ile Bizans halkı ve civarın desteğini alan Leon'u gören Mesleme sizce dönünce ne yaptı?
Epey bir yol araladık.
Gerisi şimdilik beklesin.
Bu arada Leon ve Mesleme çok yakın dostlar.
241 yılında, Dicleden kuzeye, Fırat'a kadar uzanan Arabiya krallığının Dicle
yakındaki başşehri Hatra da Sasanilerin eline geçti. Bura halkı ve daha fazla
halk grupları Arabiyadan sürülerek doğuda çok uzaklara yerleştirildi.
Tahminen
Marvda (bugünkü güney Türkmenistan) yaşamaya zorlandılar. Bunların
arasındaki aramanlılar, belki arap hıristiyanları da, yeni yurtlarında, izole
edilmiş durumlarıyla, eski hristiyanlık geleneklerine devam edip geliştirdiler.
Sonraları Pers İmparatorluğundaki doğu Suriye büyük klisesi İznik Kararlarını ,
zamanla da Roma İmparatorluğunun başka kararlarını kabul etmiş olsa da,
bunlar (Ç. N.: Sürgünler) soylarının getirdiği Hristiyanlığı korudular. Kuran
geleneğinin Suriye başlangıcını o zamanın sürgünlerinde aramak gerekir.
Aslında resim çok net eski suriye kilisesi hristiyanlığı tek tanrıcı anlayışı iznik konsülünden sonra etkisini yitiriyor.
Ama bu anlayışı terk etmeyenler islam denilen heretik hristiyan anlayışını devam ettiriyor daha sonrada kurumsallaşiyor.