Diller nasıl oluşmuştur? İlk kim elmaya elma demiştir? Ağaç nasıl ağaç olarak adlandırılmıştır? Kullanılan ilk dil hangisidir? Konuşma nasıl oluşmuştur?
Diller nasıl oluşmuştur? : Asli ihtiyaçları karşılayan kelimelerin(et, it, su, ma, ab, ana, ebu, baba, od, ateş, har, ok, yay vs.) tek veya iki hamlede(hece) dile getirilmesi dilin ilk çıkışının ünleme şeklinde ortaya çıktığı fikrini doğurur. Geçmişi bilemeyiz ama şu an yaşayan bebekleri biliriz. Bebeklerin kullandığı tabirlere bakarak geçmişimizi anlayabiliriz. Sıcak cisimler için "uf", anne veya besin için "ma", baba için için "pa", su için "du veya dudu", köpek için "hav", kuzu için "me" gibi. Aynı şekilde asli ihtiyaç olan fiiler de basittir. Gel, git, öt, de, vur, al, yat, kır vb. Zaman ilerledikçe basit diller gittikçe evrimleşmiş(kompleksleşmiş) ve modern zamanın ihtiyaçlarını karşılar hale gelmiştir. Modern zamanların ihtiyaçlarını karşılamak için ilkel diller kısmen yapı değiştirerek türetilebilir yapı kazanmıştır. Fizyolojik evrimde eğer alt-yapınız uygun değilse bazı özellikleri kazanamazsınız. Geçmişte uçmak üzere evrimleşmiş bir canlı hassas işleri yapacak parmaklara artık sahip olamaz. Evrim bu kadar köklü değişimi yaratamaz. Fakat dillerde böyle değildir. Modern zamanın iletişim ihtiyaçlarının karşılanması için dil köklü değişimlere açıktır. "Eritro blastosis fetalis, transantantal meditasyon distribitörü" gibi kelimeler modern zaman ihtiyaçlarını karşılamak için türetilmiştir.
İlk kim elmaya elma demiştir? : Benim merak ettiğim şu tabiri ilk kim kullandı? "Tekin Ayşe'ye yürüyor" Gençler bu tabiri ilan-ı aşk etmek yerine kullanıyormuş, yeni öğrendim. Hemen yanı başımızda türetilen bu tabiri kimin bulduğunu bile bilebilmezken, binlerce yıl önce türetilen "elma" tabirini kimin uydurduğunu bilmek mümkün değildir. Dil, toplumsal mutabakat üzerine bina edilmiştir, elma kelimesi iletişimi sağlıyor ve üzerinde mutabakat sağlanmışsa kullanılmaya devam edilir. O yüzden yapay zekanın en zorlandığı alan dildir. Çünkü mantıksal bir alt-yapısı yoktur. Bizim dil öğrenme çerçevemiz nöral network üzerinde gelişir. Yapay zeka dil öğrenecekse nöral network algoritmaları üzerinden dil öğrenebilir. Tıpkı AlphaGo Zero'nun nöral network kullanarak satrancı öğrenmesi ve yenilmez hale gelmesi gibi.
Ağaç nasıl ağaç olarak adlandırılmıştır? Bir önceki cevap bunun için de geçerli.
Kullanılan ilk dil hangisidir? Bunu bilmenin mümkün olduğunu zannetmiyorum. Kullanılan ilk dilin halen yaşadığını da zannetmiyorum. Dil uçup giden bir kavram olduğu için yazılı kaynak delil de yok.
Konuşma nasıl oluşmuştur? Bebekler ile aynı muhtemelen. Önce sesler(ünlem) sonra basit fiiler, sonra türetme. Fizyolojik evrimde bir canlının yaşayıp yaşamayacağını belirlerleyen doğal seleksiyon iken, dilde yapılan üretimlerin(mutasyon, varyasyon) yaşayıp yaşamayacağını belirleyen toplumsal mutabakattır.
Dilin toplumsal mutabakat olduğunun(mantıksal değil) en büyük delili "Galatı meşhur lügat-ı fasihten evladır" sözüdür. Genel kabul gören yanlış dil kullanımı, doğru tabirin kullanılmasından daha iyidir. "Göz var nizam var" genel kabul görmüş yanlış kullanımdır. Gücü yeten "Göz var izan var" şeklinde düzeltsin.
Ben hala "Tekin Ayşe'ye yürüyor" tabirine taktım. Gençleri anlamak ne mümkün. Bu arada "takmak" kelimesi biz gençken üretilmiş bir tabirdi.
tekrar chomsky'i ifade edeyim. Bahsettiğiniz savlar davranışçılık ekseninde gelişir. Buna göre evet, duyduğumuz kelimeleri ve kullanımları tekrar ederek dile büyük oranda hakim olabiliriz; fakat hiç duymadığımız şeyleri de üretebiliyoruz. örneğin "colorless green ideas sleep furiously" cümlesi, chomsky tarafından kullanılmadan önce hiçbir şekilde kullanılmamış bir cümledir. Fakat üretebiliyoruz? anlayabiliyoruz ve gramer açısından ziyadesiyle düzgün? yazınızın ilk kısmı kelime gelişim süreçlerini iyi ifade edebilse de cümle bazında malesef yürümüyor. Masa tamam, bilgisayar tamam ama "masanın üzerindeki bilgisayar" demek için işin içine bahsettiğiniz parametreler ile evrimleşmesi pek de mümkün olmayan (zayıf bir ifadeyle) yapısal süreçler dahil olmakta. İşin 'bilinç' (cognitive) kısmı sözcük üstü sözcük, kelime üstü kelime ve sizin ifadenizle 'kısmen yapı değiştirerek' oluşamıyor malesef. yazınızın geri kalanına tamamıyla katılıyor ve yorumunuz için teşekkür ediyorum. Ziyadesiyle aydınlatıcı olmuş
Diller nasıl oluşmuştur? : Asli ihtiyaçları karşılayan kelimelerin(et, it, su, ma, ab, ana, ebu, baba, od, ateş, har, ok, yay vs.) tek veya iki hamlede(hece) dile getirilmesi dilin ilk çıkışının ünleme şeklinde ortaya çıktığı fikrini doğurur. Geçmişi bilemeyiz ama şu an yaşayan bebekleri biliriz. Bebeklerin kullandığı tabirlere bakarak geçmişimizi anlayabiliriz. Sıcak cisimler için "uf", anne veya besin için "ma", baba için için "pa", su için "du veya dudu", köpek için "hav", kuzu için "me" gibi. Aynı şekilde asli ihtiyaç olan fiiler de basittir. Gel, git, öt, de, vur, al, yat, kır vb. Zaman ilerledikçe basit diller gittikçe evrimleşmiş(kompleksleşmiş) ve modern zamanın ihtiyaçlarını karşılar hale gelmiştir. Modern zamanların ihtiyaçlarını karşılamak için ilkel diller kısmen yapı değiştirerek türetilebilir yapı kazanmıştır. Fizyolojik evrimde eğer alt-yapınız uygun değilse bazı özellikleri kazanamazsınız. Geçmişte uçmak üzere evrimleşmiş bir canlı hassas işleri yapacak parmaklara artık sahip olamaz. Evrim bu kadar köklü değişimi yaratamaz. Fakat dillerde böyle değildir. Modern zamanın iletişim ihtiyaçlarının karşılanması için dil köklü değişimlere açıktır. "Eritro blastosis fetalis, transantantal meditasyon distribitörü" gibi kelimeler modern zaman ihtiyaçlarını karşılamak için türetilmiştir.
İlk kim elmaya elma demiştir? : Benim merak ettiğim şu tabiri ilk kim kullandı? "Tekin Ayşe'ye yürüyor" Gençler bu tabiri ilan-ı aşk etmek yerine kullanıyormuş, yeni öğrendim. Hemen yanı başımızda türetilen bu tabiri kimin bulduğunu bile bilebilmezken, binlerce yıl önce türetilen "elma" tabirini kimin uydurduğunu bilmek mümkün değildir.
Dil, toplumsal mutabakat üzerine bina edilmiştir, elma kelimesi iletişimi sağlıyor ve üzerinde mutabakat sağlanmışsa kullanılmaya devam edilir. O yüzden yapay zekanın en zorlandığı alan dildir. Çünkü mantıksal bir alt-yapısı yoktur. Bizim dil öğrenme çerçevemiz nöral network üzerinde gelişir. Yapay zeka dil öğrenecekse nöral network algoritmaları üzerinden dil öğrenebilir. Tıpkı AlphaGo Zero'nun nöral network kullanarak satrancı öğrenmesi ve yenilmez hale gelmesi gibi.
Ağaç nasıl ağaç olarak adlandırılmıştır? Bir önceki cevap bunun için de geçerli.
Kullanılan ilk dil hangisidir? Bunu bilmenin mümkün olduğunu zannetmiyorum. Kullanılan ilk dilin halen yaşadığını da zannetmiyorum. Dil uçup giden bir kavram olduğu için yazılı kaynak delil de yok.
Konuşma nasıl oluşmuştur? Bebekler ile aynı muhtemelen. Önce sesler(ünlem) sonra basit fiiler, sonra türetme. Fizyolojik evrimde bir canlının yaşayıp yaşamayacağını belirlerleyen doğal seleksiyon iken, dilde yapılan üretimlerin(mutasyon, varyasyon) yaşayıp yaşamayacağını belirleyen toplumsal mutabakattır.
Dilin toplumsal mutabakat olduğunun(mantıksal değil) en büyük delili "Galatı meşhur lügat-ı fasihten evladır" sözüdür. Genel kabul gören yanlış dil kullanımı, doğru tabirin kullanılmasından daha iyidir. "Göz var nizam var" genel kabul görmüş yanlış kullanımdır. Gücü yeten "Göz var izan var" şeklinde düzeltsin.
Ben hala "Tekin Ayşe'ye yürüyor" tabirine taktım. Gençleri anlamak ne mümkün. Bu arada "takmak" kelimesi biz gençken üretilmiş bir tabirdi.
tekrar chomsky'i ifade edeyim. Bahsettiğiniz savlar davranışçılık ekseninde gelişir. Buna göre evet, duyduğumuz kelimeleri ve kullanımları tekrar ederek dile büyük oranda hakim olabiliriz; fakat hiç duymadığımız şeyleri de üretebiliyoruz. örneğin "colorless green ideas sleep furiously" cümlesi, chomsky tarafından kullanılmadan önce hiçbir şekilde kullanılmamış bir cümledir. Fakat üretebiliyoruz? anlayabiliyoruz ve gramer açısından ziyadesiyle düzgün? yazınızın ilk kısmı kelime gelişim süreçlerini iyi ifade edebilse de cümle bazında malesef yürümüyor. Masa tamam, bilgisayar tamam ama "masanın üzerindeki bilgisayar" demek için işin içine bahsettiğiniz parametreler ile evrimleşmesi pek de mümkün olmayan (zayıf bir ifadeyle) yapısal süreçler dahil olmakta. İşin 'bilinç' (cognitive) kısmı sözcük üstü sözcük, kelime üstü kelime ve sizin ifadenizle 'kısmen yapı değiştirerek' oluşamıyor malesef. yazınızın geri kalanına tamamıyla katılıyor ve yorumunuz için teşekkür ediyorum. Ziyadesiyle aydınlatıcı olmuş