Tanrının yokluğu kanıtlamaz ama dinlerin yalan olduğu kanıtlanabilir. Dinler yalan olduğuna göre de tanrının olup olmaması ne farkeder? Ayrıca tanrının var olduğunu kafalarınca ispatlamaya çalışanlar diyelim ki tanrı var; tanrının illa bi din göndermiş olması mı gerekir? Kendi halimize bırakmış olamaz mı? Hadi bir din göndermiş olsun bunun senin inandığın din olma ihtimali nedir? Diğer dinleri araştırmadan okumadan nasıl bu doğru dindir diyebilirsin. Bütün dinler kendi dinlerinin son din olduğunu iddia eder. Üstelik tanrı öyle bir kitap göndersin ki kitabında biz bu kitabı apaçık herkesin anlayacağı şekilde gönderdik demesine rağmen milyonlarca kişi tarafından farklı farklı yorumlanıp birbirine zıt anlamlar çıkarılabilsin ve 1400 sene sonra hala aslında tanrı onu demek istememiştir denilebilsin. Onu da geçtik peygamberi öldükten sonra çok geçmeden damadı ve o kitabı yazdırdığı adamlar birbirlerine girsin ve birbirlerini öldürsünler. Ve herşeyi bilen tanrı amerika kıtasından ve evrimden bahsetmesin. Üstüne üstlük benim düşünmeden sorgulamadan hiçbir delil yokken ona inanmamı beklesin ve inanmazsam beni sonsuza kadar yakacağını söylesin. Üstelik yüzlerce belki binlerce din bana aynı şeyleri söylerken.
(yazım hatalarımdan dolayı özür dilerim )
Ekonomisi tarıma bağlı olan topraklarda "öküz" kutsaldır. Tarım onunla verimli hale gelir. Öküzü doğuran ineğe tapınç buradan kaynaklansa gerektir. Buna benzer bir inançta türkiye topraklarında vardır. "Dünya öküzün boynozunun üzerinde durur. Öküz yorulduğunda dünyayı bir boynuzundan ötekinin üzerine atarken deprem olur" inancı. Bir çift(iki tane) öküzle yapılan çiftçilikte öküzün birisinin ölmesi üzerine doğan ekonomik sarsıntı depremle izah ediliyor olabilir. Ekonomisi tarıma dayanan Türkiye'de hiç bir ekonomistin bu durumları değerlendirmemesi ayrı konu.