İklim değişikliğinin Türkiye'ye olan etkisi neden dikkate alınmıyor?

Konumuz iklim değişikliği -- ve Türkiye.

Konu hakkında okuma yapmış, yapmamış hemen herkes bu kavramı duymuş olsa gerek: İklim değişikliği. Ne ki bu iklim değişikliği denen meret? Takdir edeceğiniz üzere, bu isim yalnızca gezegenin yörüngesel farklılıklarından yahut Güneş'in ısı değişikliklerinden ortaya çıkan konuyu değil, daha ziyade 'kapıdaki düşman' niteliğindeki ve insan bazlı etkenleri kapsayan bir tehlikeyi temsil etmekte.

Başta Birleşik Devletler olmak üzere, bu konu birçok ülkede harıl harıl konuşuluyor -- kimi yerde profesyonel ve sağlıklı bağlamda, kimi yerde ise saçma sapan safsatalara konu olmuş vaziyette.

Lakin, maalesef Türkiye, çoğu zaman bu ülkelerden biri değil. Tamam, dediğim gibi, söz konusu safsatalar -- gördüğüm kadarıyla -- özellikle Amerika'da olduğu kadar buralarda pek kol gezmiyor. Fakat bu durum aynı zamanda iklim değişikliğinin gerçek tehlikeleri, bizi nasıl etkileyeceği ve nelere mal olacağı gibi konuları da gözardı etmemizi sağlıyor. Neden?

Sormak istediğim de burada başlıyor işte: Neden? Sizce iklim değişikliği neden Türkiye'de hak ettiği ilgiyi görmemekte? Ve bunu düzeltmek için; insanları gerçekten de kapıdaki düşman diyeceğimiz kadar acil bir tehlike konusunda bilgilendirmek için ne yapılmalı? Bu soruyu yalnızca devlet olarak değil, halk bazında da düşünmenizi istiyorum: İnsanları iklim değişikliği konusunda nasıl bilinçlendirebiliriz? Ne yapılabilir bu konuda sizce?

Çok konuştum. İzninizle susuyor ve mikrofonu size uzatıyorum, efendim.

com-fgzxmyuh0makuux54owk.jpg
B
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
6
6 CEVAP

İklim değişikliği doğal bir süreç. Bununla ilgili bilinçlenmek onu geriye getirme şanısını size vermeyecek. Buyrun bakınız:

com-qa5zd8auawh1gixsq6o8.jpg

E

Çok güzel. Daha önce karşıma çıktı bu. O yüzden, neyse ki, buna hazır bir cevabım var, efendim. Zira söz konusu safsatalardan biri de kendine Üniversite lakabını vermiş, PragerU aptallarının şu zevzek resmi. Alınmayın lütfen -- sözüm meclisten dışarı. Kopyala yapıştır yapıyorum: * * * Sırayla gidelim o zaman; Öncelikle gidin, Richard Lindzen'i bir dinleyin. Adamın iklim değişikliğiyle ilgili söylediği yegane söylemler -- aşırı sakin bir tonla -- tamamen ekolojistlerin, politikacıların ve bilmem-nelerin bu konuda ne kadar "alarmist" yaklaştığı üzerine. Sonra da ekliyor ki, iklimin şu son iki yüzyıl içerisinde 1,4 derece ısınmasının insan-bazlı bir etkisi olduğuna dair HİÇBİR kanıt yoktur. Tüm bunları söylerken, kendi çalışmalarından söz etmiyor bile: Tek söylediği, iklim değişikliği şişirilmiş bir balondur. Niye öyledir, Lindzen abi? Öyledir işte, orasını karıştırma. Ne? Ne? Hadi bunu geçtim. National Institutes of Health demiş ki, "karbondioksit, Yerküre'nin ekosisteminde zorunlu bir etkendir." Eh, haklı -- ne diyeyim. İyi de bunun konumuzla ne alakası var? Karbon emisyonları yüzünden mi? Organizasyonun tamamen gelişigüzel bir konudan çekilmiş cümlesini, sanki iklim değişikliğine atfediyormuşuz gibi buraya eklemek demek; Ümraniye'de yaşanan ev yangınında iki düzine bebek cesedi çıktı iddiasına karşı "ee, ne yapayım? Paleolithic dönemde avcı-toplayıcı insanların ateşi kullanması zorunluydu" diye karşı çıkmak kadar mantıklıdır. National Institutes of Health pratikte iklim değişikliği hakkında hiçbir şey söylemedi bile. William Happer'a gelelim... Hiçbir şey demiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=JqxcY8YWh8M Ne kaldı? Ha, evet. John Christy. Kendisinin İnternet'te erişilebilir olduğu nadir yazılarından biri, BBC News'a yazdığı şu yazı ve birkaç makaleden oluşuyor. Yazıyı okuyun, kendisinin eleştirdiği etkenler IPCC'in olayı abartması ve olduğundan daha büyük bir etken haline getirmesi. Bununla birlikte söylediklerindeki tonlama tamamen bilimsel akademinin üzerine kurulduğu, fakat kendisinin belli ki yanlış anladığı bir konu üzerine: Ne kadar çok bilirsen bil, hala hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Yani diyor ki, istediğin kadar kanıt sun, iklimin karmaşıklığının önünde senin bilgilerin bir hiçtir! Bak sen, diyor buna karşı olarak iklim-bilimcilerin ezici üstünlüğü, biz eve dağılalım o zaman. Bahsi geçen bu BBC News makalesinin de 2007'de yayımlandığını söylememe gerek yoktur, sanırım? Buyurun, yazı da burada: http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/7081331.stm Sözüm meclisten dışarı, abi: Neoliberalizmin körüklediği, bilhassa Birleşik Devletler'de yaşanan bu tip gerzek cherry-picked dediğimiz, kanıt yoksunluğuna nokta-atışı yaparak "iklim değişikliği yoktur" ile başlayan, sonradan da "vardır ama insan etkenli değildir" ile devam edip, en sonunda "insanlar etkilidir ama o kadar da kötü sonuçları yoktur" ile günümüze kadar ulaşan bu savlar, azalarak bitsin istiyorum. Bu tip argümanları öne sürenlerin elinde elle tutulur hiçbir kanıt olmadığı gibi, kendilerince hiç duymadığım akademik isimlerin karşı-argümanlarını (ki bu gayet doğaldır, akdemide herkesin her konuda hemfikir olduğu görülmüş bir şey değildir) bu tip politik agendalara alet etmeleri de tamamen asılsızdır. Kendimize gelelim: Yapacak işlerimiz var.

Burak Ünlü 6 yıl

2. Yazı bana da saçma gelmişti. Bu konuyu biraz araştırayım o zaman ben bilgilendirme için sağolun.

Emre Akgenç 6 yıl

Rica ederim. Biraz da bu yüzden istiyorum konunun bu ülkede tartışılmasını. Çünkü konu hakkında aşinalık oluşturmayan insanların çok kolay lokma olduğu bir karşı-argüman bu -- içinde bilim insanları barındırıyor diye. İtiraf edeyim: Benim de bu insanlardan biri olduğum söz konusuydu vaktinde. Çünkü "Dünya düzdür" ya da, işte "Uzaylılar bizi kaçırıyor, bizimle sevişiyorlar" gibi çok bariz bir çizgi yok iklim değişikliğinin hakkındaki safsatalarda.

Burak Ünlü 6 yıl

eger pre-industrial period ile industrialized periyotu karsilastirirsaniz, zaten sanayi devriminin olaya dogrudan etki ettigine insanlar ikna olur kanimca. Cunku simdi anti-climate change'ciler, tamam sera gazi artiyor ama insanin bu konuda etkisi yok diyorlar.

Isaac Kırkpınar 6 yıl

Yok ben o kadar ağır savunmuyorum yahu. O sanayi bacalarının etrafında zarar vermediği şey yok zaten. Şu küresel ısınma olayları falan bana safsata geliyordu fakat demeden önce araştırmak gerekiyormuş onu yapıyorum şu an.

Emre Akgenç 6 yıl