Ya hu, geç bi maval kısmını da sadete gel... Üç satır sonra "Zeyd'in eşi," diyor, "abayı yakmıştı ama çaktırmıyordun, elalemden utanıyordun" diyor. "Çekinme al, evlatlık karısı da olsa problem etme, allah bana izin verdi" dersin, olur biter diyor...
Neler neler uydurmuslar hepsine de inanıyorsunuz. Ben ailemden gormedigi. Halde Kuran'i arapca hocasiyla çalışıyorum siz icinde dogmussunuz ama abuk sabuk meallere guvenmissiniz. Allah'in kanitini isteyen sivrizekalar o mellerin dogru olup olmadiginin kanitini neden istemezler?
Meal ve yabteafire degup fikiha değip hadis kere sefil direkt kuranin kendisine bakinca goruruzki kuran, aziicik akli olan onurlu kadinlarin inanacago bi. Kitap opamqz.
“Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir. Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kuran’da 58 yerde geçer ve bağlamına göre farklı anlamlara gelir.
Seyahat etmek, dışarı çıkarmak: (Bakara Suresi, 273; Ali İmran Suresi, 156; Nisa Suresi, 101)
Vurmak: (Bakara Suresi, 60 ve 73; Araf Suresi, 160; Enfal Suresi, 12; Ta Ha Suresi, 77; Saffat Suresi, 93) Baskı yapmak: (Enfal Suresi, 50; Muhammed Suresi, 27) Örnek Vermek: (İbrahim suresi, 24 ve 45; Nahl Suresi, 75, 76 ve 112; Kehf Suresi, 32 ve 45) Uzak Tutmak/Ayırmak: (Zuhruf Suresi, 5) Mahkûm Olmak: (Bakara Suresi, 61) Kapamak, Vurmak: (Enfal Suresi, 12; Kehf Suresi, 11) Örtmek: (Nur Suresi, 31) Açıklamak: (Rad Suresi, 17) gibi birçok anlamların hepsi Kuran’daki “darabe” sözcüğüne yüklenmiştir.
Geçmiş çevirmenlerin tamamına yakınının “o kadınları dövün” diye çevirdikleri ayetteki “darabe” sözcüğünü bazıları yumuşatarak “azıcık dövün” , “acıtmadan dövün” diye çevirmişler, Kuran dışı kaynaklardan gerekçeler sunmuşlardır.
Ayetlere bak.. İomihallere elalemin yazdiklarina degil. Allah ne demia apacik kndi kitabindq ona bak...
Kuran kadinin şahitliğini yarim. Görür ... Erkeğe çok eşlilik. Hakki verirm Erkeğe itaaat etmesini söyler.. Yoksa dövülme izni verir.. Boşanma ve velayet hakki önceliği erkektedir..
OZamanlarin şartları ama şöyle ama boyle. Demeyin!!!!!! i bidiidididi bididididi... Çünkü kuran evrenseldir.. Her zamana inmiştir her döneme inmiştir. Allah erkektir yani;)
Dilin degil isterse her tarafin arapca olsun sacmamak istedikten sonra türkçe bir metinden de istedigin manayi cikarirsin Zümra Serender. Istiklal marsimizi da vahşet dolu bir şiir olarak görenler var. Ben onlara gerizekali deyip geciyirum.
Buarada koptala yapistir yaparsan kaale almam.. Aha darabe.. Darabe bin ön ekine hiya gelirse ilk anlamda.. Huva gelirse dayak anlamindadir.. Ve Nisa 34 de huva eki vardır. Allah döv der..
Sen anlamamissin ayetleri Zümra Serender. Bu tamamen kötü niuetinden kaynaklanıyor. Kadinin sahitligi erkeginkinin yarisi falan değil. Bu kadar hainlik olmaz. Yuh diyorum. Borclarla ilgili, kuran'da kültür olarak tanitilan kadini korumak amaciyla alinmis bir onlemi Kuran'in geneline yayman zalimin onde gideni oldugunu gösteriyor. Isterse her tarafin arapca olsun kalbin pis okduktan sonra her halti yersin ayetler uzerinde.
Agzini topla atarim seni! Kişisel hakaret etmeyeceksin.. Fikrimi eleştir. Bana kalbin pis diyemezsin.. Sen de onursuSun madem öyle derim ben de.. Kavgaya döner..
Şahitlik yarim. Miras yarim Çok eşlilik var İtaat zorunlu Örtünmek zorunlu.. "Ki sen aciksin" Dayak var. Darabenin ön eki huva... Hiya degil.. Hatta ennharika ayet Nisa 23
Dul kadinla evlenen ama gerdeğe girmemiş erkekler.. Eğer kadinin kişi yani üvey kiziniz guElse.. Begendiyseniz.. Amaaan kadinla nasilsa yatmadiniz. Bosayin.. Kizi alin..
mıne 1.türk diyanet vakfı tarafından yayımlanan; kur'an-ı kerim ve türkçe meali'nden, aynen alınmış olan ve aşağıda sure numaraları verilmiş ayetlerdir. Her şeyi anlamak mümkün ve fakat kadınlarımızın; bu ayetleri okuyup amin demelerini anlayabilmek gerçekten çok zor. Belki de, kur'an'ın türkçe okunmasına gösterilen tepkinin ardında, kadınların; bu ayetlere muhtemel tepkilerinden korkulması yatıyordur, kim bilir... "Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarf etmelerinden dolayı, erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinde endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa onların aleyhine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür." (Nisa/34) "Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinda belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler." (Bakara/228) "Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır."(Nisa/3) "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. Tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz" (24/Nur/31) "Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür"(Nisa/4/34) " Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. "Nisa/4/128
“Kapıdaki sese kulak “KESİLDİM”. “KESİK KESİK” öksürüyordu. Yanına gidip ellerini tuttum. Elleri buz “KESMİŞTİ”.Gece elektrikler “KESİLMİŞ” ısıtıcı çalışmamış. “Ben biraz “KESTİRECEĞİM” dedi. Akşam söz “KESMEYE” gideceğiz daha, fazla uyuma diyordum ki sözümü “KESTİ”. Tamam kısa “KES” , evdeki bu “KESKİN” koku da ne diye sordu. Dolaptaki süt “KESİLMİŞ” dedim. Bayramda kestiğimiz kurbandan kalanlar bozulmuş. Oğlan da okula geç kalacak “KESTİRME” den gitsin dedi. Giderken de komşuların kızlarını “KESMESİN” …
Şimdi yukarıdaki metinde “kesmek” fiili birçok farklı anlamda kullanılmış olduğu aşikar. Bu anlamları iki nedenle hatasız birbirinden ayırabiliyoruz. Birincisi, içine doğduğumuz bu dilde çoğumuz, bu anlamları ayırt edecek donanıma sahibizdir az çok. İkincisi ise bu dilin kullanıldığı bir zaman diliminde yaşıyoruz ve sözcükleri anlamlandırırken, toplumun bu metnin üretildiği zamanki ritüellerinden, alışkanlıklarından, genel kabullerinden, sözcüğe verilen anlamdan eksiksiz haberdarız.
Ama kabul edersiniz ki, Türkçe’yi sonradan yarım yamalak öğrenen biri için yukarıdaki metin aynı açıklıkta olmayacaktır. Bir de bu yabancının bugünden 1400 sene sonra yaşadığını düşünün. Aynı kökten türemiş hatta yazılışı ve okunuşu aynı olan iki sözcüğün konteks içinde farklı anlamlara gelişini nasıl yorumlardı acaba? Ve bir adım daha ileri gidelim ve diyelim ki 1400 yıl sonra dünya tümden vejetaryen oldu ve hayvanların öldürülüp yenmesi de tıpkı yamyamlık gibi büyük bir tabu halini aldı. Ve sözü yukarıdaki metindeki karakterlerden biri de 1400 yıl sonra son derece saygın bir kutsal tarihsel figür olarak kabul ediliyor. Ve yine diyelim ki günümüzden geriye son derece yetersiz birkaç kayıt dışında pek bir şey kalmamış. Gelecekteki insanlar o saygın ve kutsal tarihsel şahsiyetin et yediğine, hatta bir hayvanı yatırıp kestiğine inanmamayı tercih edebilirler. Bu durumda “geçen bayram kestiğimiz kurban” cümlesindeki “kesmek” hayvanın başını gövdesinden ayırmak” yerine “kesmek” fiilinin diğer olası anlamları ile ikame edebilirler.
Günümüzde ortaya çıkan yeni kuran çevirilerinin bir kısmı da aynen bu şekilde tefsir ediliyor. Örneğin bir suredeki “Öyleyse, inkâr edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun” sözü “boyun” sözcüğün köküne dayandırılarak “Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda onların gözetleme / komuta merkezlerini vurun” haline dönüştürülüveriliyor. Bu konuda yazılmış onlarca tefsir günümüz etiğiyle çelişince sözcükler sabit kalacak biçimde anlamlar değiştiriliyor. Günümüzde yadırganmayan yeni bir anlam kalıbına taşınıyor.
Eğer bir kitabı kendi yorumunuzu katmadan okuyup anlamak isterseniz, dilin yanı sıra tarihsel konteksi ve diğer konu ve dönem kaynaklarını da yardımcı olarak kabul etmelisiniz. Kuran özelinde de “tek kaynak kurandır başka kaynak tanımam kuranda söylenene bakarım” demek “objektif olabilme” açısından aslında hiç de iddia edildiği üzere sağlıklı bir tavır değildir
Oben Çerkezoğlu diyanete inanan kadınlar iki yüzlü zaten. Onların anlattığı dine inanan kadınlar müslümanız diyorlarsa onların kadınlığına ancak tükürürüm ben.
Mine hanım, şu tavrınızın IŞİD le bir farkı var mı sizce.. Samimiyetle merak ediyorum. "Din sadece benim yorumladığım gibidir" tavrı IŞİD tavrı değil midir?
Zümra Serender İslam'da 4 kadın da yok erkeğe. Orda ucu açık ikişer üçer dörder nikayhlayın diyor. Yani en az 2 tane nikahlama EMİR şeklinde gelmiş. Arapçan varsa anlarsın. Ama olmadığı için sanki en fazla 4 gibi algıladın sen de klasik. Bununla beraber anlatılan konu başka, o kadarına da senin ilmin yetmez. Sonra açıklarım diğer arkadaşlara. Sen şimdi bana "Darabe bin ön ekine hiya gelirse ilk anlamda.. Huva gelirse dayak anlamindadir.. Ve Nisa 34 de huva eki vardır. Allah döv der.." iddianı ispatla ben gruptan çıkıcam. Pis kalbinle insanları zehirliyosun burda arapça biliyorum diye katlak seni...
Ben yorumlamıyorum Kaan Bal, ayette olanın dışına çıkmıyorum sadece hadisleri kullanarak. Çünkü Allah yalnız Kuran'dan sorumlusunuz, dinde tek hüküm koyucu benim diyor. Hadislerden uzklaşmamızı öğütleyen yüzlerce ayet var canım
Mine hanım. Siz İslamın belli bir yorumu üzerinden bu kanıya varıyorsunuz, başka birileri de başka ayetler üzerinden kuran'ın sünneti de yol gösterici olarak önerdiğini düşünüyor. Buna göre de kendi kaynaklarını ona göre konumlandırıp yorumluyor. Hangisinin doğru olduğu tartışmasına girmeyeceğim zira bu yüzyılda sonuçlanabilecek bir tartışma değil bu malesef. (herhngi bir dönemde sonuçlanabilir mi, ondan da emin değilim.) Lakin sorun şu ki mutlak doğruyu, gerçeği elinde tuttuğunu sananların kayıtsızlığı içindesiniz. Bu kayıtsızlığı sizin gibi düşünmeyen başkalarında da görüyoruz. İşte bu zan son derece tehlikelidir ve müthiş vahim sonuçlar doğuragelmiştir tarih boyu. Haddim olmayarak bundan kaçınmanızı öneririm...
Tmm cnm zaten öyle yaptığımı belirttim problem yok. Senin gibi tatlı bi arkadaşım inşallah burda uydurulan safsatalara kanmaz. Bak yularıda Zümra Serender dövmekle ilgili bir iddia attı ortaya ama açıklayamadan kayboldu. Bunların niyeti pis. Sen asil bi türk kızına benziyosun, adınla sanınla resminle burdasın. Seni farklı gördüm gerçekten.
Oben Polar cim ilk yorumu sen yaz da erkekler üşüşmesin üstüme yine
Ya hu, geç bi maval kısmını da sadete gel... Üç satır sonra "Zeyd'in eşi," diyor, "abayı yakmıştı ama çaktırmıyordun, elalemden utanıyordun" diyor. "Çekinme al, evlatlık karısı da olsa problem etme, allah bana izin verdi" dersin, olur biter diyor...
Nisa 34.. Döv der..
eğer dul kadinla evLenir de gerdeğe girmesen kizini daha çok begenirsen anasini boşa kizi al diye ayet var la o kitapta..
Bunlari diyen kitap kadiini dövün der mi hiç mi zeka yok sizde?
Neler neler uydurmuslar hepsine de inanıyorsunuz. Ben ailemden gormedigi. Halde Kuran'i arapca hocasiyla çalışıyorum siz icinde dogmussunuz ama abuk sabuk meallere guvenmissiniz. Allah'in kanitini isteyen sivrizekalar o mellerin dogru olup olmadiginin kanitini neden istemezler?
mıne arapca hocalarına pek ınanma tatlım
Dil bilimcilere soruyorum ve ayet sormuyorum. Kuralları soruyorum ve elimde de lisanul arab var. Ben kimseye guvenmem tatlim merak etme sen.
Anadilim arapça. Hatta bursa turkcemle dalga gecerler
Burda
Meal ve yabteafire degup fikiha değip hadis kere sefil direkt kuranin kendisine bakinca goruruzki kuran, aziicik akli olan onurlu kadinlarin inanacago bi. Kitap opamqz.
Aipeminnyuzde doksani şeriat ülkelerinde. Deeim ya arabiz bz..
Ayrıca seriatoe yönetilen.. Yani anayasasi kuran olan ülkelerde Yemende BAE de.. Misir da.. Afganistanda hep erkek egemenler
KURAN'A GÖRE KADIN ASLA DÖVÜLMEZ
“Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir. Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kuran’da 58 yerde geçer ve bağlamına göre farklı anlamlara gelir.
Seyahat etmek, dışarı çıkarmak: (Bakara Suresi, 273; Ali İmran Suresi, 156; Nisa Suresi, 101)
Vurmak: (Bakara Suresi, 60 ve 73; Araf Suresi, 160; Enfal Suresi, 12; Ta Ha Suresi, 77; Saffat Suresi, 93)
Baskı yapmak: (Enfal Suresi, 50; Muhammed Suresi, 27)
Örnek Vermek: (İbrahim suresi, 24 ve 45; Nahl Suresi, 75, 76 ve 112; Kehf Suresi, 32 ve 45)
Uzak Tutmak/Ayırmak: (Zuhruf Suresi, 5)
Mahkûm Olmak: (Bakara Suresi, 61)
Kapamak, Vurmak: (Enfal Suresi, 12; Kehf Suresi, 11)
Örtmek: (Nur Suresi, 31)
Açıklamak: (Rad Suresi, 17)
gibi birçok anlamların hepsi Kuran’daki “darabe” sözcüğüne yüklenmiştir.
Geçmiş çevirmenlerin tamamına yakınının “o kadınları dövün” diye çevirdikleri ayetteki “darabe” sözcüğünü bazıları yumuşatarak “azıcık dövün” , “acıtmadan dövün” diye çevirmişler, Kuran dışı kaynaklardan gerekçeler sunmuşlardır.
Ayetlere bak.. İomihallere elalemin yazdiklarina degil. Allah ne demia apacik kndi kitabindq ona bak...
Kuran kadinin şahitliğini yarim. Görür ...
Erkeğe çok eşlilik. Hakki verirm
Erkeğe itaaat etmesini söyler..
Yoksa dövülme izni verir..
Boşanma ve velayet hakki önceliği erkektedir..
OZamanlarin şartları ama şöyle ama boyle. Demeyin!!!!!! i bidiidididi bididididi... Çünkü kuran evrenseldir.. Her zamana inmiştir her döneme inmiştir. Allah erkektir yani;)
Dilin degil isterse her tarafin arapca olsun sacmamak istedikten sonra türkçe bir metinden de istedigin manayi cikarirsin Zümra Serender. Istiklal marsimizi da vahşet dolu bir şiir olarak görenler var. Ben onlara gerizekali deyip geciyirum.
Buarada koptala yapistir yaparsan kaale almam.. Aha darabe.. Darabe bin ön ekine hiya gelirse ilk anlamda.. Huva gelirse dayak anlamindadir.. Ve Nisa 34 de huva eki vardır. Allah döv der..
Saclarin acik.. Okey ustasi olmuşsun feyste.. Bana sen mi ogreteceksin kurani sen önce madem dindrsin seni kaale alabiomemiNicin dinine uygun giyin
kurana gore asla dovulmezmı
Sen anlamamissin ayetleri Zümra Serender. Bu tamamen kötü niuetinden kaynaklanıyor. Kadinin sahitligi erkeginkinin yarisi falan değil. Bu kadar hainlik olmaz. Yuh diyorum. Borclarla ilgili, kuran'da kültür olarak tanitilan kadini korumak amaciyla alinmis bir onlemi Kuran'in geneline yayman zalimin onde gideni oldugunu gösteriyor. Isterse her tarafin arapca olsun kalbin pis okduktan sonra her halti yersin ayetler uzerinde.
Sana ayet sundum.. İlmihallerini.. Tefsirlerinin yorumlamalarini Birak otur kuran oku. Allahin apacik indirdik herkes anlasin demiş sana..
Örtün..
Esin uç Kadin daha alirsa ses etme.. ( ozamanin savaş sarti falan yok unutma kuran evrensel)
İtaat et etmessen döver..
Agzini topla atarim seni! Kişisel hakaret etmeyeceksin.. Fikrimi eleştir. Bana kalbin pis diyemezsin.. Sen de onursuSun madem öyle derim ben de.. Kavgaya döner..
Şahitlik yarim.
Miras yarim
Çok eşlilik var
İtaat zorunlu
Örtünmek zorunlu.. "Ki sen aciksin"
Dayak var. Darabenin ön eki huva... Hiya degil..
Hatta ennharika ayet Nisa 23
Dul kadinla evlenen ama gerdeğe girmemiş erkekler.. Eğer kadinin kişi yani üvey kiziniz guElse.. Begendiyseniz.. Amaaan kadinla nasilsa yatmadiniz. Bosayin.. Kizi alin..
Ayete gel allah erkeklerin cukunu koruycam diye ne ugrasmis
mıne 1.türk diyanet vakfı tarafından yayımlanan; kur'an-ı kerim ve türkçe meali'nden, aynen alınmış olan ve aşağıda sure numaraları verilmiş ayetlerdir. Her şeyi anlamak mümkün ve fakat kadınlarımızın; bu ayetleri okuyup amin demelerini anlayabilmek gerçekten çok zor. Belki de, kur'an'ın türkçe okunmasına gösterilen tepkinin ardında, kadınların; bu ayetlere muhtemel tepkilerinden korkulması yatıyordur, kim bilir... "Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarf etmelerinden dolayı, erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinde endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa onların aleyhine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür." (Nisa/34) "Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinda belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler." (Bakara/228) "Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır."(Nisa/3) "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. Tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz" (24/Nur/31) "Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür"(Nisa/4/34) " Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. "Nisa/4/128
“Kapıdaki sese kulak “KESİLDİM”. “KESİK KESİK” öksürüyordu. Yanına gidip ellerini tuttum. Elleri buz “KESMİŞTİ”.Gece elektrikler “KESİLMİŞ” ısıtıcı çalışmamış. “Ben biraz “KESTİRECEĞİM” dedi. Akşam söz “KESMEYE” gideceğiz daha, fazla uyuma diyordum ki sözümü “KESTİ”. Tamam kısa “KES” , evdeki bu “KESKİN” koku da ne diye sordu. Dolaptaki süt “KESİLMİŞ” dedim. Bayramda kestiğimiz kurbandan kalanlar bozulmuş. Oğlan da okula geç kalacak “KESTİRME” den gitsin dedi. Giderken de komşuların kızlarını “KESMESİN” …
Şimdi yukarıdaki metinde “kesmek” fiili birçok farklı anlamda kullanılmış olduğu aşikar. Bu anlamları iki nedenle hatasız birbirinden ayırabiliyoruz. Birincisi, içine doğduğumuz bu dilde çoğumuz, bu anlamları ayırt edecek donanıma sahibizdir az çok. İkincisi ise bu dilin kullanıldığı bir zaman diliminde yaşıyoruz ve sözcükleri anlamlandırırken, toplumun bu metnin üretildiği zamanki ritüellerinden, alışkanlıklarından, genel kabullerinden, sözcüğe verilen anlamdan eksiksiz haberdarız.
Ama kabul edersiniz ki, Türkçe’yi sonradan yarım yamalak öğrenen biri için yukarıdaki metin aynı açıklıkta olmayacaktır. Bir de bu yabancının bugünden 1400 sene sonra yaşadığını düşünün. Aynı kökten türemiş hatta yazılışı ve okunuşu aynı olan iki sözcüğün konteks içinde farklı anlamlara gelişini nasıl yorumlardı acaba? Ve bir adım daha ileri gidelim ve diyelim ki 1400 yıl sonra dünya tümden vejetaryen oldu ve hayvanların öldürülüp yenmesi de tıpkı yamyamlık gibi büyük bir tabu halini aldı. Ve sözü yukarıdaki metindeki karakterlerden biri de 1400 yıl sonra son derece saygın bir kutsal tarihsel figür olarak kabul ediliyor. Ve yine diyelim ki günümüzden geriye son derece yetersiz birkaç kayıt dışında pek bir şey kalmamış. Gelecekteki insanlar o saygın ve kutsal tarihsel şahsiyetin et yediğine, hatta bir hayvanı yatırıp kestiğine inanmamayı tercih edebilirler. Bu durumda “geçen bayram kestiğimiz kurban” cümlesindeki “kesmek” hayvanın başını gövdesinden ayırmak” yerine “kesmek” fiilinin diğer olası anlamları ile ikame edebilirler.
Günümüzde ortaya çıkan yeni kuran çevirilerinin bir kısmı da aynen bu şekilde tefsir ediliyor. Örneğin bir suredeki “Öyleyse, inkâr edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun” sözü “boyun” sözcüğün köküne dayandırılarak “Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda onların gözetleme / komuta merkezlerini vurun” haline dönüştürülüveriliyor. Bu konuda yazılmış onlarca tefsir günümüz etiğiyle çelişince sözcükler sabit kalacak biçimde anlamlar değiştiriliyor. Günümüzde yadırganmayan yeni bir anlam kalıbına taşınıyor.
Eğer bir kitabı kendi yorumunuzu katmadan okuyup anlamak isterseniz, dilin yanı sıra tarihsel konteksi ve diğer konu ve dönem kaynaklarını da yardımcı olarak kabul etmelisiniz. Kuran özelinde de “tek kaynak kurandır başka kaynak tanımam kuranda söylenene bakarım” demek “objektif olabilme” açısından aslında hiç de iddia edildiği üzere sağlıklı bir tavır değildir
Oben Çerkezoğlu diyanete inanan kadınlar iki yüzlü zaten. Onların anlattığı dine inanan kadınlar müslümanız diyorlarsa onların kadınlığına ancak tükürürüm ben.
Mine hanım, şu tavrınızın IŞİD le bir farkı var mı sizce.. Samimiyetle merak ediyorum. "Din sadece benim yorumladığım gibidir" tavrı IŞİD tavrı değil midir?
Zümra Serender İslam'da 4 kadın da yok erkeğe. Orda ucu açık ikişer üçer dörder nikayhlayın diyor. Yani en az 2 tane nikahlama EMİR şeklinde gelmiş. Arapçan varsa anlarsın. Ama olmadığı için sanki en fazla 4 gibi algıladın sen de klasik. Bununla beraber anlatılan konu başka, o kadarına da senin ilmin yetmez. Sonra açıklarım diğer arkadaşlara. Sen şimdi bana "Darabe bin ön ekine hiya gelirse ilk anlamda.. Huva gelirse dayak anlamindadir.. Ve Nisa 34 de huva eki vardır. Allah döv der.." iddianı ispatla ben gruptan çıkıcam. Pis kalbinle insanları zehirliyosun burda arapça biliyorum diye katlak seni...
sız kımın kuranını okuyorsunuz ısmı n
ne
hakkı yılmazmı
evet canım
Ben yorumlamıyorum Kaan Bal, ayette olanın dışına çıkmıyorum sadece hadisleri kullanarak. Çünkü Allah yalnız Kuran'dan sorumlusunuz, dinde tek hüküm koyucu benim diyor. Hadislerden uzklaşmamızı öğütleyen yüzlerce ayet var canım
Mine hanım. Siz İslamın belli bir yorumu üzerinden bu kanıya varıyorsunuz, başka birileri de başka ayetler üzerinden kuran'ın sünneti de yol gösterici olarak önerdiğini düşünüyor. Buna göre de kendi kaynaklarını ona göre konumlandırıp yorumluyor.
Hangisinin doğru olduğu tartışmasına girmeyeceğim zira bu yüzyılda sonuçlanabilecek bir tartışma değil bu malesef. (herhngi bir dönemde sonuçlanabilir mi, ondan da emin değilim.) Lakin sorun şu ki mutlak doğruyu, gerçeği elinde tuttuğunu sananların kayıtsızlığı içindesiniz. Bu kayıtsızlığı sizin gibi düşünmeyen başkalarında da görüyoruz. İşte bu zan son derece tehlikelidir ve müthiş vahim sonuçlar doğuragelmiştir tarih boyu. Haddim olmayarak bundan kaçınmanızı öneririm...
ısde gercek kuranı okuyun mıne hnm
onun bunun meallerınle hareket etmeyın yoksa yanlıs bılgılerle kaplanırsınız
sızın ıcın dıyorum sız sıkıntı yasarsınız bız değil
Tmm cnm zaten öyle yaptığımı belirttim problem yok. Senin gibi tatlı bi arkadaşım inşallah burda uydurulan safsatalara kanmaz. Bak yularıda Zümra Serender dövmekle ilgili bir iddia attı ortaya ama açıklayamadan kayboldu. Bunların niyeti pis. Sen asil bi türk kızına benziyosun, adınla sanınla resminle burdasın. Seni farklı gördüm gerçekten.