Videoyu izledim. Vahyin arapça inmediğini söyleyip. Okuduğu her pasaja "Allah böyle söyledi" diye bahsetmesi baya bir çelişkili olmuş. Sanki allah kelime kelime yazdırmış gibi.. Dediğim gibi allah; araştıran, gözlemleyen, düşünen akıl-mantık yürüten herkesin aklına doğru bilgiler getirendir. Yarattıklarına neyin doğru neyin yanlış olduğunu ilham eden ve iç güdüsel olarak (fıtraten) bildirendir. Muhammed de bu şekilde elde ettiği bilgilerini kendi derlediği kitap ile aktarmaya çalışmıştır. Öyle oturduğu yerden gayb bilgilerinin kendisine gelmediği apaçık ortadadır. Yazmış olduğu edebi eserde çok sayıda kıssalar, mecazlar ve bezetmeler vardır. Eğer doğru şekilde araştırılır ve pasajların ne anlatmak istediği derin derin düşünülürse, doğru bilgilere ve öğütlere ulaşılabilir. Fakat doğrular sadece bu kitap üzerinden anlaşılmaya çalışılırsa herkes bu kıssaları, mecazları ve benzetmeleri farklı yorumlayacağı için; bu zihniyete sahip kimseler bu pasajlardan anladıklarını sandıkları bilgiler ile allahın sözlerine uyduklarını zan ederken, aslında bambaşka bir din üzere kendilerini bulacaklardır. Benim anladığıma göre nebi: Çevresinden aldığı bilgileri (ayetleri-delilleri-işaretleri) akıl-mantık çerçevesi içerisinde değerlendirerek, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bulan-anlayan ve bu bilgileri olduğu gibi başkalarına anlatmaya çalışan bilir kişilerdir.
Yavuz Salmaz bu dediğin kutsal kitapları araştırmaya yeni başlamış biri için akla gelenlerden. Yadsımıyorum. Fakat herkesin kuran okurken aynı sonuca ulaşması gerekmiyor. Bu Kitabın harfi harfine gökten indiğine dair yeterince kanıta ulaşamadığını görüyorum. Yuvarlak bir tahminle herkese vahyedilenlerden yazıya dökülenlerden bir örnek diyorsun. Şimdi aşağıdaki linkte ilgili başlıkları incelemeni istiyorum. Sonra netleşeceğini umuyorum.
Yavuz Salmaz ilgi alaka gösterip izledigin icin tesekkür ederim. Söylediklerini destekleyecek ve eksik kalanlari da tamamlayacagini düsündügüm birkac bilgi var. Bir is görüsmesine gitmem gerekiyor. İnsallah birkac saat sonra döndügümde isaret etmek istedigim konulari yaziya dökerim. Selamlar
Tavsiyen için teşekkür ederim Adem Güçlütürk Peki sizce Kuran kelimesi neyi ifade eder? Kuran; sizin anladığınızı sandığınız o mealler ya da bu mealler hakkında yapılan yorum ve tefsirler midir? Yoksa gerçekliği delil-işaretler ile ve mantıksal olarak sabit olan gerçekler midir?
Bu adam bir mealci. Kurandan anladığını türkçeye uyarlıyor. Tam tercüme değil yani! Adamın her görüşüne katılmasam da çok takdir ediyorum kendisini. Neden? Bu adam sadece ayetlerde gördüğü anlamlar ile kendinden öte tarifler yapıyor. Hepsini ayetlerde gözlemliyor. Bu adam bir beyinin nasıl çalıştığını bilmez. Bilgisayar tomografisinden anlamaz. Noyron nedir bilmez. Fakat "aklına nakşedildi" diyor. "Bir kısa mesajın telefona gelmesi gibi" diyor. Ayetlerde tercih edilen kelimelerin öz anlamlarından çıkarak bu teknik bağlantılara ulaşabilmesi cidden harika bir çalışma. Bir tek bunun için dahi takdir etmeye değer. Çünkü bilim de buna işaret ediyor. Ben hiç bir zaman süper bir dil bilimci olamayacam. Meal yazarı da olamayacam. Fakat biz yeni neslin, mealcilerden bir farkı var. Gerekli tüm bilgiler elimizin altında! Teknoloji bizde. Birkaç TIK ile her sorunun cevabına ulaşıyoruz. Dil bilimci olmasak da o uzmanların geride bıraktığı açıklamaları kullanarak bu çalışmaları bilim ve teknoloji ile daha da ileriye götürme imkanımız var. Bu on bilgiden sonra Vayhiy konusuna geçebiliriz. Teknik konular için alt yapı oluşturacak bilgilere aşağıdaki programdan ulaşabilirsiniz. (ciddi anlamak isteyen de bu özet bilgiler için gerekli vakti de ayıracaktır.) Beynin Sırları - 53 Bölüm Mükemmel Türkçe Eğitim Programı ! https://www.youtube.com/playlist?list=PLH0rzehjnXflZFbhNurK0wvJLi72e6w6q
KISACA: Beynimizde öğrenme, beyin hücreleri (noyronlar) arasında hatların çekilmesi ile oluşur. Her tekrar edilen bilgide hatlar güçlenir (bilgi pekişir), kullanılmayanlar da zaman içinde zayıflar (bilgi unutulur). Her öğrenme işleminde beyin hücreleri arasındaki hatlar değişime uğrar. Yani fizyolojik bir dönüşüm gerçekleşir. İnsan doğduğunda tüm gerekli becerileri beyne kodlanmıştır. (hazır program kodları vardır) ilk yıllarda tecrübe ederek, bu kabiliyetlerini keşfetmeye başlar (beyin hücreleri arasında hatlar çeker). Örneğin, kafamızda bir harita canlandıralım. Bu haritanın bir yolunda yürüdüğümüzü hayal edelim. Bu durumu bilgisayar tomografisinde incelersek ekranda beyin içinde sanal bir harita çizdiğimiz belirir. üzerinde de bizi simgeleyen bir nokta belirir. Tüm bunlar kanıtlandı. Yani düşünerek beynimizde fizyolojik değişimler gerçekleştiriyoruz. Şimdi biz insana yeni bir kabiliyet vermek istersek, bunu nasıl yapacağız? Elbette beyin hücreleri arasında hatlar çekerek bu hücreleri programlayacağız. Ancak bu şekilde kişinin yeni bir yeteneği, becerisi oluşuyor. Ya üzerinde çok çalışarak, (hali hazırda bulunan yetenekleri kombine ederek) ya da vahiy ile (DNA gibi dışardan gelen ek program kodları ile) gerçekleşiyor. Şimdi bakalım ayetler buna ne diyor?
Yavuz Salmaz; VAHiY KONUSU Vahiy Etmek, bilginin varliga yüklenmesidir. Vahiy de bu yüklenen bilgidir. Bu bilginin cesitleri vardir. Örnek olarak Allah'in Ariya kabiliyetini (görevini) ele alabiliriz. Nahl 68: Ve senin Rabbin, balarısına, dağlardan, ağaçlardan ve onların (insanların) kurdukları çardaklardan, evler (kovanlar) edinmelerini VAHYETTİ. Nahl 69: Sonra meyvelerin (çiçeklerin) hepsinden yeyin! RABB’inin emre amade kılınmış yollarında uçun, dolaşın. Onun karnından muhtelif (çeşitli) renklerde içecek (bal) çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için elbette bir âyet (delil/işaret) vardır. Bu bilginin "Allah vergisi kabiliyet" diyebilecegimiz genetik kodlamadir. Bu kodlama ile varliga MELEKE(ler) verilmistir. RUH'un VAHYEDİLMESİ / RUH Nedir? Kabiliyeti/Melekeyi oluşturan program (DNA gibi) İnsandaki vahyi anlamak için Melek dediğimiz şeyi anlamamız gerekiyor. Melek dediğimiz şey MELEKE dir. Görebilme duyabilme MELEKESi, YETiSi gibi. Bu melekler/MELEKELER Ruh ile dilediği (kabiliyeti vermek istediği) insana iner. (Arıya kabiliyetini vahyettiği gibi) http://beta2.kuranmeali.eu/16/2?fref=gc - Ruh Allahin EMRİNDEN- İŞİNDEN- DİR! http://beta2.kuranmeali.eu/17/85?fref=gc 17.85: Ve sana vahiyden soruyorlar. De ki: “Vahy, Rabbimin işindendir. Size ise az bilgiden başka bir şey verilmemiştir.” Kabiliyetler (MELEKELER) beyindedir. Öğrenilen bilgiler de beyindedir. Hesap günü insana verilmiş MELEK(e)ler/Kabiliyetler/Yetiler, onları ve bilgiyi getiren RUH hazır bekler. Hepsi görevini bilmiştir ve konuşması istenen durumunu açıklayacaktır. (78:38) Gün gelecek Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahman'ın izin verdikleri hariç hiç kimse konuşamaz. Onlar da doğruyu söylerler. En büyük dönüsümü KADIR GECEMIZDE yasiyoruz. Kabiliyetlerimizde (MELEKELERIMIZDE) yeni ayarlar yapiliyor. RUH is basinda. Madde madde bilincimizde düzenlemeler oluyor. (97:4) Melek(e)ler ve Ruh (Cebrail) o gece Rab'lerinin izniyle tüm buyrukları yerine getirmek için inerler. Sanırım alt yapı için bu bilgiler yeterli olacaktır. Kolay gelsin.
Su program biraz ipucu verebilir. İyi calismalar
https://www.youtube.com/watch?v=mbaeJ5CM-a0
Videoyu izledim. Vahyin arapça inmediğini söyleyip. Okuduğu her pasaja "Allah böyle söyledi" diye bahsetmesi baya bir çelişkili olmuş. Sanki allah kelime kelime yazdırmış gibi.. Dediğim gibi allah; araştıran, gözlemleyen, düşünen akıl-mantık yürüten herkesin aklına doğru bilgiler getirendir. Yarattıklarına neyin doğru neyin yanlış olduğunu ilham eden ve iç güdüsel olarak (fıtraten) bildirendir. Muhammed de bu şekilde elde ettiği bilgilerini kendi derlediği kitap ile aktarmaya çalışmıştır. Öyle oturduğu yerden gayb bilgilerinin kendisine gelmediği apaçık ortadadır. Yazmış olduğu edebi eserde çok sayıda kıssalar, mecazlar ve bezetmeler vardır. Eğer doğru şekilde araştırılır ve pasajların ne anlatmak istediği derin derin düşünülürse, doğru bilgilere ve öğütlere ulaşılabilir. Fakat doğrular sadece bu kitap üzerinden anlaşılmaya çalışılırsa herkes bu kıssaları, mecazları ve benzetmeleri farklı yorumlayacağı için; bu zihniyete sahip kimseler bu pasajlardan anladıklarını sandıkları bilgiler ile allahın sözlerine uyduklarını zan ederken, aslında bambaşka bir din üzere kendilerini bulacaklardır. Benim anladığıma göre nebi: Çevresinden aldığı bilgileri (ayetleri-delilleri-işaretleri) akıl-mantık çerçevesi içerisinde değerlendirerek, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bulan-anlayan ve bu bilgileri olduğu gibi başkalarına anlatmaya çalışan bilir kişilerdir.
Yavuz Salmaz bu yazdıklarını Kim yazdı?
Ben yazdım
Yavuz Salmaz bu dediğin kutsal kitapları araştırmaya yeni başlamış biri için akla gelenlerden. Yadsımıyorum. Fakat herkesin kuran okurken aynı sonuca ulaşması gerekmiyor. Bu Kitabın harfi harfine gökten indiğine dair yeterince kanıta ulaşamadığını görüyorum. Yuvarlak bir tahminle herkese vahyedilenlerden yazıya dökülenlerden bir örnek diyorsun. Şimdi aşağıdaki linkte ilgili başlıkları incelemeni istiyorum. Sonra netleşeceğini umuyorum.
Yavuz Salmaz ilgi alaka gösterip izledigin icin tesekkür ederim. Söylediklerini destekleyecek ve eksik kalanlari da tamamlayacagini düsündügüm birkac bilgi var. Bir is görüsmesine gitmem gerekiyor. İnsallah birkac saat sonra döndügümde isaret etmek istedigim konulari yaziya dökerim. Selamlar
Tavsiyen için teşekkür ederim Adem Güçlütürk Peki sizce Kuran kelimesi neyi ifade eder? Kuran; sizin anladığınızı sandığınız o mealler ya da bu mealler hakkında yapılan yorum ve tefsirler midir? Yoksa gerçekliği delil-işaretler ile ve mantıksal olarak sabit olan gerçekler midir?
Bu adam bir mealci. Kurandan anladığını türkçeye uyarlıyor. Tam tercüme değil yani! Adamın her görüşüne katılmasam da çok takdir ediyorum kendisini. Neden? Bu adam sadece ayetlerde gördüğü anlamlar ile kendinden öte tarifler yapıyor. Hepsini ayetlerde gözlemliyor. Bu adam bir beyinin nasıl çalıştığını bilmez. Bilgisayar tomografisinden anlamaz. Noyron nedir bilmez. Fakat "aklına nakşedildi" diyor. "Bir kısa mesajın telefona gelmesi gibi" diyor. Ayetlerde tercih edilen kelimelerin öz anlamlarından çıkarak bu teknik bağlantılara ulaşabilmesi cidden harika bir çalışma. Bir tek bunun için dahi takdir etmeye değer. Çünkü bilim de buna işaret ediyor. Ben hiç bir zaman süper bir dil bilimci olamayacam. Meal yazarı da olamayacam. Fakat biz yeni neslin, mealcilerden bir farkı var. Gerekli tüm bilgiler elimizin altında! Teknoloji bizde. Birkaç TIK ile her sorunun cevabına ulaşıyoruz. Dil bilimci olmasak da o uzmanların geride bıraktığı açıklamaları kullanarak bu çalışmaları bilim ve teknoloji ile daha da ileriye götürme imkanımız var. Bu on bilgiden sonra Vayhiy konusuna geçebiliriz. Teknik konular için alt yapı oluşturacak bilgilere aşağıdaki programdan ulaşabilirsiniz. (ciddi anlamak isteyen de bu özet bilgiler için gerekli vakti de ayıracaktır.) Beynin Sırları - 53 Bölüm Mükemmel Türkçe Eğitim Programı ! https://www.youtube.com/playlist?list=PLH0rzehjnXflZFbhNurK0wvJLi72e6w6q
KISACA: Beynimizde öğrenme, beyin hücreleri (noyronlar) arasında hatların çekilmesi ile oluşur. Her tekrar edilen bilgide hatlar güçlenir (bilgi pekişir), kullanılmayanlar da zaman içinde zayıflar (bilgi unutulur). Her öğrenme işleminde beyin hücreleri arasındaki hatlar değişime uğrar. Yani fizyolojik bir dönüşüm gerçekleşir. İnsan doğduğunda tüm gerekli becerileri beyne kodlanmıştır. (hazır program kodları vardır) ilk yıllarda tecrübe ederek, bu kabiliyetlerini keşfetmeye başlar (beyin hücreleri arasında hatlar çeker). Örneğin, kafamızda bir harita canlandıralım. Bu haritanın bir yolunda yürüdüğümüzü hayal edelim. Bu durumu bilgisayar tomografisinde incelersek ekranda beyin içinde sanal bir harita çizdiğimiz belirir. üzerinde de bizi simgeleyen bir nokta belirir. Tüm bunlar kanıtlandı. Yani düşünerek beynimizde fizyolojik değişimler gerçekleştiriyoruz. Şimdi biz insana yeni bir kabiliyet vermek istersek, bunu nasıl yapacağız? Elbette beyin hücreleri arasında hatlar çekerek bu hücreleri programlayacağız. Ancak bu şekilde kişinin yeni bir yeteneği, becerisi oluşuyor. Ya üzerinde çok çalışarak, (hali hazırda bulunan yetenekleri kombine ederek) ya da vahiy ile (DNA gibi dışardan gelen ek program kodları ile) gerçekleşiyor. Şimdi bakalım ayetler buna ne diyor?
Yavuz Salmaz; VAHiY KONUSU Vahiy Etmek, bilginin varliga yüklenmesidir. Vahiy de bu yüklenen bilgidir. Bu bilginin cesitleri vardir. Örnek olarak Allah'in Ariya kabiliyetini (görevini) ele alabiliriz. Nahl 68: Ve senin Rabbin, balarısına, dağlardan, ağaçlardan ve onların (insanların) kurdukları çardaklardan, evler (kovanlar) edinmelerini VAHYETTİ. Nahl 69: Sonra meyvelerin (çiçeklerin) hepsinden yeyin! RABB’inin emre amade kılınmış yollarında uçun, dolaşın. Onun karnından muhtelif (çeşitli) renklerde içecek (bal) çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için elbette bir âyet (delil/işaret) vardır. Bu bilginin "Allah vergisi kabiliyet" diyebilecegimiz genetik kodlamadir. Bu kodlama ile varliga MELEKE(ler) verilmistir. RUH'un VAHYEDİLMESİ / RUH Nedir? Kabiliyeti/Melekeyi oluşturan program (DNA gibi) İnsandaki vahyi anlamak için Melek dediğimiz şeyi anlamamız gerekiyor. Melek dediğimiz şey MELEKE dir. Görebilme duyabilme MELEKESi, YETiSi gibi. Bu melekler/MELEKELER Ruh ile dilediği (kabiliyeti vermek istediği) insana iner. (Arıya kabiliyetini vahyettiği gibi) http://beta2.kuranmeali.eu/16/2?fref=gc - Ruh Allahin EMRİNDEN- İŞİNDEN- DİR! http://beta2.kuranmeali.eu/17/85?fref=gc 17.85: Ve sana vahiyden soruyorlar. De ki: “Vahy, Rabbimin işindendir. Size ise az bilgiden başka bir şey verilmemiştir.” Kabiliyetler (MELEKELER) beyindedir. Öğrenilen bilgiler de beyindedir. Hesap günü insana verilmiş MELEK(e)ler/Kabiliyetler/Yetiler, onları ve bilgiyi getiren RUH hazır bekler. Hepsi görevini bilmiştir ve konuşması istenen durumunu açıklayacaktır. (78:38) Gün gelecek Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahman'ın izin verdikleri hariç hiç kimse konuşamaz. Onlar da doğruyu söylerler. En büyük dönüsümü KADIR GECEMIZDE yasiyoruz. Kabiliyetlerimizde (MELEKELERIMIZDE) yeni ayarlar yapiliyor. RUH is basinda. Madde madde bilincimizde düzenlemeler oluyor. (97:4) Melek(e)ler ve Ruh (Cebrail) o gece Rab'lerinin izniyle tüm buyrukları yerine getirmek için inerler. Sanırım alt yapı için bu bilgiler yeterli olacaktır. Kolay gelsin.