Ana Sayfa
»
Fizik
»
Kuantum fiziğinde parçacıklar gözleme göre hareket ediyorsa dünyada biz var olduğumuz sürece var olmuyor mu?
Kuantum fiziğinde parçacıklar gözleme göre hareket ediyorsa dünyada biz var olduğumuz sürece var olmuyor mu?
0 kişi takip ediyor.
Paylaş:
28
Aslında parçacık durmadan hareket ediyor biz sadece o anki konumunu belirliyebiliyoruz. Parçacık gözlemlenince konum belirliyor. Varlık canlıdan bağımsızdır.
Gözlemci faktörünü burda direk insan olarak algılama bu bir kaya parçası bile olabilir.
Nasıl yani. Gözlemci olursa normal davranıyor olmayınca çok farklı. Ben gözlemciyi canlı olarak biliyorum.
Gozlemciden kasit olcum canli ile alakali değil
gözlemciye bağlı çökme durumu sadece insana özgü değil yani
Sonuçta ölçüm yapıldığını biliyor gibi davranıyor. Bu da kafamda çok deli sorular meydana getiriyor. İbn Arabinin La mevcuda İllallah sözü aklıma geliyor. Yani Allah'tan başka hiçbir mevcut yok. Biz yaratılış itibariyle var sanıyoruz. Herşey bir sanrıdan ibaret gibi.
Mesela Schrodinger'in kedisi deneyinde gözlemci görevi bir sayaçta idi ismini hatırlamıyorum.
Sonuç olarak sayaç dahi gözlem görevi yapıyor ve parçacık gözlem yapıldığını hissediyor gibi davranıyor. Yani düpedüz biliyor gözlem olduğunu. Niyetlerimizi biliyor ya da biz öyle algılıyoruz. Yani yaratılış itibariyle öyle algılamaya programlanmış olabiliriz.
Bence aslında etrafımızda olup biten her şey bizim beynimizin içinde ve sinirlerimiz sayesinde var. Çok mükemmel ve akıl sınırlarını zorlayan bir sistem yaratmış Allah. Gerçeği algılamak çok zor. Belki de gerçek diye bir şey sadece beynimizde.
İslamiyet'e göre sanal dünya mümkün değil. Kur'an'da Allah "her şeyi hak üzere yarattık" diyor.
Bu konuda kesin bilgiye sahip değiliz sanırım yani biliyorda öyle davranıyor falan neye göre algıladığı falan bilinmiyor sadece dalga veya parçacık durumuna çöktüğü biliniyor.
Gözlem yapıldığı zaman parçacık yapılmadığı zaman dalga gibi davranıyor. Biliyor işte bizim gözlem yaptığımızı.
Sonuçta dediğin yere çıkıyor olay zaten.
Ve şöyle yorum yapıyorum. Bu adı her neyse Rabbimizin varlığının en büyük delili. Şöyleki o parçacık biz baktığımızda parçacık gibi davranıyor ki bu dünya var olsun. Yani aslında parçacık Rabbimizin izni ile ki belki de Allah'tan bağımsız olmayan bir şekilde hareket ediyor. Nasıl desem küfre girmeden Allah affetsin sanki herşey Allah denizinde yüzüyor biz de o denizin damlaları gibiyiz gibi. Anlatabildim mi bilmiyorum.
Yani o parçacık veya dalgacık Hay ve Kayyum olan Allah'ın yani demeye dilim varmıyor ama tövbeestağfurullah neyse burada durayım ben işin içinden çıkmak zorlaşıyor.
Şöyle diyeyim Allah'ın bir parçası gibi düşünüyorum. Yani her şey ve hepimiz.
Yani tabi ki buda bir yorumlama saygı duyarım.
Yorum elbette. Ama derin düşündüren şeyler bunlar ve birçok insan bu konuları duymuş dahi değil.
Aynen öyle
Kuantum dünyası için geçerli o
Tamam da kuantum kainatın en küçük parçalarını inceliyor. Yani o parçaların toplamı kainatı oluşturuyor. Kuantum maddeden bağımsız bir dünya değil aksine tam ortası.
Tamam ama kuantumu dış dünyaya uygulayamazsın atom altı fizikte işler kuantum. Mikro evren yani ama makro evrenide kuantuma uygulayamazsın
Bağımsız değil ama. Biz gözlem yaptığımız için makro evren oluşuyor olmasın.
Çok Üç bir soru bu. Gördüğün herşey o zaman sen gözlemliyorsun diye orada.
Olabilir. Sonuçta biz de bu sistemin bağımsız olmayan bir parçasıyız.
Ooooooo siz olayı dine başlamışsınız hacı. Lütfen inanç kimliğinizi bırakıp araştırın. İnançla hersey mümkündür. Onun için ileri gidemezsiniz.
Yanılıyorsunuz. İnanç ve bilimi birbirinin düşmanı değildir. Bilakis kardeştir. Tabi neye inandığınız da önemli. Gidip öküze taparsaniz olmaz tabi.
Kardeş mi yapmayın yahu tanrı parçacığı allaha şirk koşmaktır. Evrim aldatmacadır bunu söyler inanç
İnanç bunu söylemez. Tanrı parçacığı yerine x parçacığı dense, evrim yerine uyum filan dense ve Allah'in varlığı ile beraber bilim yürütülse şu an çok daha iyi noktalara gelirdi bilim. Şunu unutma kardeşim. Bozuk olan İslam değil, kendini müslüman zanneden insanlar.
Bilimsiz din kör, Dinsiz bilim ise topaldır ... Albert Einştein
Ramazan Çatlı söz doğru lakin einstein bey agnostik di bildiğim kadarı ile bu sözün onun olma ihtimali düşük
Şimdi aslinda hata şurda tümden gelim yaptiğin için sen oyle goruyorsun oğuzhan ama işin şu boyutundan bakman lazim biz bu evrende evrildiğimiz için bu evrenin fizik kurallari doğrultusunda yaşamamiz çok normal şoyle birşey var aslinda kaba tabirle atomlarin buyuk çoğunluğu boşluk ama biz bu boşluklari algilamiyoruz o zaman sanal bir dunyada yaşiyoruz diyebilirsin peki niye biz bu yapilari nasil tumuyge gorebiliyoruz yada algiliyoruz bunlarin herbiri fizik kurallari doğrultusunda mumkun oluyor gormek hissetmek bunlarin herbiri diş uyaranlara (işik cisim) karsi vucudumuzda oluşan impulslarin beynimizin ilgili alaninda oluşturduğu bizim goruntu yada his dediğimiz birşey aslinda gormek beynimizde oluşan bir imaj
Yani bizim içinde bulunduğumuz ortamı algılarken zihnimizde oluşan imaj, bizim bu evrende evrilmemiz sonucu mu? Eğer öyleyse kendi algı ve yanılsamalarımızı, açıklığımızı bularak ilerleriz değil mi? Bu bir metod olabilir???
Demek istediğinizi tam olarak anlayamadım açıklığımızı bulmaktan kastiniz nedir
Yahu, beni ve bilim insanlarını delirtiyorsunuz. Soru sorun önce: "GÖZLEMEK NEDİR?" Atomaltı bir parçacık var ve onu gözlemleyeceksin. Bunu nasıl yapabilirsin? Atomaltı parçacıklar ışık parçacığı olan "foton" boyutlarına yakın nesneler. Foton ne? Foton, senin "gözlem yapmanı" sağlayan şey. Senin atom altı parçacığı gözlemleyebilmen için parçacığın üzerine foton gönderip, fotonun parçacığa çarpıp sana geri dönmesi gerekmiyor mu? Eee sen parçacığın kafasına foton ile vurdun. Zavallı parçacığın şirazesi kaydı! E bir zahmet gözlediğini farketsin değil mi?
Şimdi devam edelim: Gözlem neymiş? Bir atomaltı parçacığa başka bir parçacığı çarptırıp yansımasını sağlamak, sonra yansıyan parçacığa bakarak o atomaltı parçacığın ne olduğu hakkında yorum yapmakmış. Sen o parçacığa başka bir parçacık çarptırdığında, o anda ne durumdaysa başka bir duruma geçmesine sebep olmadın mı? Parçacık, kafasına başka bir parçacık çarptırdığın için farklı davranmak zorunda kalmadı mı?
Bu kadar basit şeyleri düşünmeden anlamsız anlamsız yorumlar yapıyorsunuz, çıldırtıyorsunuz insanı.
Abi atom altı parçacıkarın bilinci varmış gibi yorumlar yapılmış onu da bir açıklasanız
Gözlemlendiğini biliyormuş falan
Eray Turaçlar parçacıklar hem dalga hem de parçacık tabiatında ve bu özellik bize çift yarık deneyinin gösterdiği gibi, bu çift yarığa gönderilen bir elektron yarıkların arkasındaki perdede sanki iki elektron varmış gibi iki gölge izi oluşturuyor ve bu bizi elektronun gözlemimizi farkedip ona göre pozisyon aldığı yanılgısına sürüklüyor. Aslında tek elektron var ama ışık hızı ile hareket ediyor, hem de dalga özelliği ile. Bu bütün parçacıklar için geçerli olup, bize gözlemlendiklerini sanki biliyorlarmış yanılgısı oluşturuyor.
Bu yanılgı, Heisenberg in ünlü Belirsizlik İlkesi nden kaynaklanıyor. Bu ilkeye göre, bir parçacığın belirli bir anda belirli bir konumda gözlenebilmesine olanak yok. Bu durumda biz dış dünyanın var olduğunu düşündüğümüz sürece var olduğu yanılgılı sonucuna varıyoruz ve bu gerçek bilim değil, çöp bilim.
Çöp bilim dediğiniz şeylerle zamanda yolculuk ve ışınlanma deneyleri yapılıyor.
Var olan tüm dış dünyayı kuantum ölçeği şiddetinde bir gözlem yeteneğine sahipseniz olabilir. Bakınız quantum zeno etkisi. Diğer yandan sadece atom altı parçacıklar değil, çekirdekte bulunan elektronlarla yapılan deneylerle bu sonuçlar elde edilmiş. Siz dış dünyayı OKB(obsesif kompulsif bozukluk) düzeyinde algılamaya devam ederseniz quantum zeno etkisinden kaçamayacağınız kanıtlanmış diğer bir gerçek. Dogmatik bir yaklaşım veya teolojik veya spiritüel veya iman meselesi açısından olaya bakmak isterseniz, ortaya ilgilenenler için şöyle bir sonuç çıkabilir, bir duruma takılıp kalırsanız, geçmişte olan bir duruma takılıp kalırsanız, bir şey değişmeyecek. Siz gözlemi(geçmişe bakmayı) bırakmadığınız sürece. Sanırım kuantum boyutta buluntuların bizim hissemize bıraktığı şeylerden birisi de uyarlama. Davranış, düşünce, duygu uyarlaması. Geleceğe bakmak. Olumlu düşünmek. Anı yaşamak. (bakınız: ISBN 9786055461515, beyin ve zihin, Nöroplastite ve Zihinsel Gücün Önemi)
Kuantumun ve atomaltı parçacıkların etkisi dış dünya ile etkileşimi düşüktür. Fizikçiker araştırmalarında bu bulguya yalnızca laboratuvar ortamında keşfetmişler. Mesela, Buna en yakın örnek; İzlediğiniz su kaynamazdır. Ancak suyun kaynama noktası belirdiğinde su kaynar. Peki onu kaynatmayan şey nedir? Oda, saniyenin milyonda belkide milyarda biri kadar bir kuantum-zaman etkileşmesi sonucu gecikmesidir. Bunu dış dünyada hissetmemiz imkansızdır.
Ahahhahhahahha zafer abiyide çıldırttınız yaaa daha ne diyeyim