Evrenin başlangıcı... (1/12)
Arkadaşlar öncelikle uyarayım, hiçlik, zamansızlık ve bir kaç bilimsel terimi anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Çünkü bu konu zor bir konudur, kuantum dünyasını bazı bilim adamları bile anlamakta güçlük çekebiliyor. Yazı ağır beyin ağrıtabilir, ben olduğu kadar anlatmaya çalışacağım.
Kuantum Fiziği dahilinde Kuantum Dalgalanma uzayın belli bir noktasında belirsizlik İlkesi dahilinde, enerji miktarındaki geçici değişmedir. Bu olay, enerji korunumu ilkesinin ihlal edilebileceğini göstermektedir. Enerjinin korunumu ilkesi enerjinin yoktan var olamayacağını söyler. Ancak bu ihlal; sadece çok küçük zaman aralıklarında olabilmektedir. Buna rağmen fizikçiler, bu ihlalin yapıldığı anda var olan koşullara bağlı olarak sürenin uzatılabileceğini ve hatta, Evren'i yaratabilecek bir baloncuğun yoktan oluşup genişleyebileceğini ileri sürmektedir. Peki ama kuantum dalgalanma nasıl hiçlikten enerji, dolayısıyla madde oluşumuna neden olabilir? Bunun evren algımız açısından değeri ve önemi nedir ?
Kuantum Dalgalanma sonucunda sanal parçacıkların madde-antimadde çiftleri hiç yoktan var olabilmektedir. Sanal parçacıklar, Kuantum Alan Teorisi dahilindeki matematiğin bir sonucu olarak ortaya çıkan, henüz tam olarak anlaşılamamış bir konsepttir. Bu parçacıklar, doğrudan yapılan gözlemlerle tespit edilememektedirler. Matematiksel hesapların gözlenebilir ve tespit edilebilir kısımları üzerinde etkileri olmadığı için, bunlara "sanal" parçacık denmiştir. Ancak bu yapıların çok ilginç özellikleri vardır: İlk olarak, fiziğin temel ilkelerini ihlal edebilmektedirler. Örneğin zamanda geriye hareket edebilmektedirler, enerji korunumuna tabi değilmiş gibi davranmaktadırlar ve hatta ışıktan hızlı hareket edebilmektedirler. Bunların hiçbiri, gerçek parçacıklar tarafından yapılamaz. Sanal parçacıkların bunu yapabilmesinin nedeni, varlıklarının madde ve enerji üzerindeki toplam etkisinin her zaman sıfır olmasındandır. Gerçek bir madde, asla bu kuralları ihlal edemez, çünkü kendisinin sebep olduğu her şey, "bilgi değeri" taşır ve etrafındaki sistemi toplamda sıfır olmayacak şekilde etkiler. Sanal parçacıklar ise, her zaman kendilerini iptal eden karşıt sanal parçacıklarla bir arada oluştukları için, fiziğin tüm temel ilkelerini ihlal edebilirler. Burada uyaralım: Sanal parçacıklar, anti parçacıklar ile karıştırılmamalıdır; ayrı konulardır. Sanal parçacıklar olduğu gibi, sanal anti parçacıklar da bulunmaktadır. Bunların etkileri, maddenin karşıtı olan antimaddeden farklıdır.
Bu kulağa fantastik geliyor olabilir; ancak kuantum mekaniğinin en temel bulguları arasında yer almaktadır. Üstelik, gerçek madde ve enerji üzerinde tekil etkileri de tespit edilmiştir. Az önce, maddeye ve enerjiye etki edemeyeceklerini söylemiştik. Ancak bu, sanal parçacıkların toplam etkisidir. Sanal parçacık çiftlerinin tekil halleri, madde ve enerjiyle etkileşebilir. Ancak sanal parçacıkların sistemin toplamına etkisi sıfırdır. Sanal parçacıkların etkileri, sayısız defalar, çok çeşitli fiziksel araştırmalarda tespit edilmiştir. Coulomb kuvveti, dipoller arası manyetik kuvvet, elektromanyetik indüksiyon, zayıf çekirdek kuvveti, kuarklar arası güçlü çekirdek kuvveti, fotonların spontane saçılımı, vakum polarizasyonu, Casimir etkisi, atomik düzeydeki Lamb kayması, Hawking radyasyonu gibi sayısız olguda, sanal parçacıkların etkisi tespit edilebilmiştir. Kendileri doğrudan gözlenip tespit edilememektedirler; ancak doğru yere bakmayı bilirseniz, etkileri ayırt edilebilmektedir. Hatta günümüzde, bu sanal parçacıkların muhtemelen Evren'in her noktasında her an oluştuğunu ve sonrasında hemen yok olduklarını doğrulamaktadır.
Not: Yazı uzun olduğu için 12 bölüm halinde atacağım.
Aslında bunlardan yola çıkarak yokluk diye bir şeyin olmadığını, yokluk denilen şeyin madde ve antimadde parçacıklarının toplamı, bütünüdür diyebiliriz sanki. Ben bu konuda detaylı bilgi sahibi değilim ama mantıklı bir önerme gibi geliyor. Eğer bu önerme doğruysa esasında yokluk dediğimiz şeyden antimadde ayırabilirsek ve bir şekilde muhafaza edebilirsiniz maddeyi üretebiliriz. Aynı şey madde üzerinde de mümkün olabilir. Maddeye antimadde eklersek onu yok edebiliriz. Dediğim gibi bu konuda çok bilgili değilim ama okuduklarımdan, öğrendiklerimden böyle bir önerme çıkarıyorum.
Yokluk denilen şeyde ne madde ne antimadde ne de mekan yoktur. Yani kavramak zor diye bundan dolayı yazdım
İnsan bilinci başlangıcı, sonsuzu, varlıgı, yoklugu tanımlayamıyor. beynimiz ilkel
Şimdi tekrar belirtiyim bu konuda pek birşey bilmiyorum ama bence burada en başta yokluğun rasyonel dayanakları olan bir tanımını yapmak gerekli. Belki de zaten vardır bilmiyorum. Ben yokluk deyince madde ve enerji ölçümünün yapılamadığı yapılabilir bile mutlak sıfır çıktığı bir ortam düşünüyorum. Yani böyle bir ortamda benim bahsettiğim önermenin gerçekliği en azından tartışılabilirdir. Zamana gelince, kuantum fiziğinde zamanı bağımsız değişken olarak alabileceğiniz düşünmüyorum. Madde varsa, enerji varsa zaman vardır. Ama bu ikisi mutlak sıfırsa zaten zamanın olmasını bekleyemeyiz. Ben kendime bu şekilde bir açıklama getiriyorum.
Oğuz Coban ben buna katılmıyorum. İnsanlık evreni, doğayı kavrayabilmek için asırlardır bazı disiplinleri geliştirdi. Matematik, fizik gibi şeyler. Ve bunda başarılı olan insanlık, eminim ki bunların hepsini tam anlamıyla kavramak ve hatta bu durumları manipüle edecektir, bunların mühendisliğini bile yapacaktır.
Bilgiyi biriktirmek gelistirmek ayri sey. beynimiz saphiens beyni hayvandan biraz hallice. Goremedigimiz milyonlarca renk var, duyamadigimiz sesler vesaire ustelik dogayi sadece 5 duyu organimizla tanimlayabiliyoruz ötesi yok. Bu kadar ilkellikle bu kadar buyuk problemler cozulmez. Sempanzeden diferansiyel denklem cozmesini beklemek gibi birsey bu. Sonsuzu tanimlamak icin INSANUSTU olmaliyiz. Saphienslikten kurtulmak gerek
Evrenden oncede yokluk diye biseyin olmadığını düşünüyorum bizim için herşeyin başlangıcı big bang ama orada herşey çöküyor bu tekillikten çıktık ama kuantum parçacıkları hareket halindeyken yani dönerken olculdugunde her yerde olabilir yani net bilinemez bu yüzden evren bu gizemli anlaşılmaz parçacıkları birden belirmesiyle oluşmuş olabilir bu patlamada ancak başka bir bebek evrenle çarpışması sonucu oluşmuş olabilir buna gözlenebilir bir kanıt var uzayda çok az galaksilerin olduğu ve evrendeki ısının 0,0000015 C derece daha soğuk bir soğuk leke olan alanın var olması başka evrenlere kanıt çünkü bu soğuk leke big bang ile açıklanamıyor veya evrenin başındaki duzensizlikler veya bu düzensizliklerle oluşan erken karadeliklerlede anlasilamıyor işin açığı bu evrende herşey gerçek olabilir oda bizim hayal gücümüz gibi sonsuz sırlarla dolu
Bu seri evrenin başlangıcını anlatıyor zaten. Tüm seriyi okuduktan sonra fikir edinebilirsin. Kendimizce değil elimizdeki verilerle hareket edelim.
Biraz yorum katsamda ki bu big bang öncesi zaten felsefeye girer güncel verilerde kullandım bildiğim kadar :))
Yorum yapman bile iyi bir şey.
Yokluğun içinde var olmayan parçaların aniden yokluğun içinde bir oluşum oluşturup maddeyi ve antimaddeyi oluşturması mı? Tam kavrayamadim.
İşte mesele de burada. Böyle anlatınca birşeyler eksik kalıyor. Ben bunu şöyle açıklıyorum kendimce: Aslında yokluk madde ve antimaddenin toplamıdır. Yokluktan antimaddenin çıkarırsak madde kalır. Ve muhtemelen bu esnada da bir miktar enerji açığa çıkar. Burada farkedilen de bu olsa gerek
O zaman bu evrende antimadde olmaması gerekmez mi?
Neden böyle düşündün
Önceden bir bütün olan bir yapı aynı evrende sürekli faaliyet içinde iken birlesmezler mi ?
Maddeye antimadde eklendiğinde ikiside yok olmaz mı?
Morpheus kardeş bana bu yazının tamamını mesaj olarak atar mısın?
2 gün içinde seri biter, grup aramasında tagları yazarak, tüm yazıları bulabilir ve alabilirsiniz.
Ah telefondan giriyorum ve biraz eski bir telefon o özellikler kapalı kullandığım facebook programinda.
Pazartesi günü mesaj atın bana seri bitmiş olur, topluca yollarım o zaman.
Tamam.
Bize boyle makaleler lazin
Yazının tamamı var mı?