Vahiy nedir? Kitap nedir? Bizi doğru yola nasıl iletir?

Vahiy: Yaradanın bize bildirdiği, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamamızı sağlayan ve bizi doğru yola yönlendiren iç sesimiz, hissiyatımızdır. Bu hissiyat (Vahiy) sayesinde doğru yola-amellere yönelen kişiler; içlerine işletilen kitabı araştırmaya ve gözlemler yapmaya (okumaya) başlarlar. Derin derin düşünerek ve tefekkür ederek gerçeklere (kurana=deliller ile emin olunan kesin doğrulara) ulaşırlar. İşte bu şekilde, gerçekleri delilleri ile öğrendikten sonra başkalarına hiç bir ücret talep etmeksizin aktaran kişiler, elçiler (resuller) dir.

Resullerin içlerine işletilen (indirilen) kitap: Neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayabilmeleri için araştırması, gözlemlemesi ve tefekkür etmeleri (okumaları) gereken herşeydir. Yani gördüğü, duyduğu, gözlemlediği herşey; olaylar, sebepler ve sonuçlardır. Aynı zamanda Onu, bu araştırmalara yönlendiren; neyin doğru neyin yanlış olduğunu ve ne yapması gerektiğini anlamasını sağlayan hissiyatıdır. İşte bizi bu şekilde doğru yola ileten hissiyatımız; yaradanın bize olan bildirisi (vahyi) dir. Bizi doğru yola ileten ve karanlıklardan aydınlığa çıkartan da işte bu hissiyatımızdır. Aksi takdirde biz, neyin doğru neyin yanlış olduğunu zaten başka bir şekilde anlayamaz ve kavrayamazdık.

Yavuz Ünal
24.05.2017

Y
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
64
64 CEVAP

Şunuda şuraya bırakayım telefonu şarja takıyorum

Kuran: Yazılı sayfalardan oluşan bir kitap değildir. Deliller ile emin olunan, okunmuş (araştırılmış, gözlemlenmiş) gerçeklerin tamamıdır.

Vahiy de bize, neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen iç sesimiz, hissiyatımızdır. Bu hissiyat, yaradanın bize olan bildirisidir. Fakat bazen bu vahye (hissiyata) iblisin vesvesesi karışabilir. İblis de bizi yanlışa yönlendiren iç sesimizdir. Bu sebeple neyin vahiy olduğunu neyin vesvese olduğunu anlayabilmemiz için o konular hakkında araştırmalar, gözlemler yapılmalı ve akıl-mantık yürütülerek deliller (ayetler) tespit edilmelidir. Ancak bu şekilde gerçekler bulunur ve doğrulara ulaşılabilir. İblisin vesvesesi de ancak bu şekilde engellenebilir. Bir konuda ne kadar bilgi sahibiysek, o kadar emin oluruz ve böylece artık, ne kendi iç sesimiz ne de bir başkası bize vesvese veremez. Gerçeklere deliller ile emin olunduktan sonra da isteyen doğru yolu seçer isteyende yanlışlar yapmaya devam eder.

Muhammede indirilen şey (içe işletilen) ise; o kuran dediğiniz kitapta yazan arapça metinler ve pasajlar değildir. Yaratılan herşey, olaylar, sebepler ve sonuçlar (esas okunması, araştırılması, gözlemlenmesi gereken kitap) dır. O da, bu hissiyat (vahiy) gereği araştırmalar ve gözlemler yaparak delilleri (ayetleri) tespit etmiş ve bu ayetler ışığında da ulaştığı gerçekleri mecazlı anlatımlar ve hikayecikler (kıssalar) ile yazıya aktarmıştır. Arapça kuran denmesinin sebebi de budur. Bu okunmuş gerçeklerin (neyin doğru, neyin yanlış olduğunun) arapça olarak yazıya dökülmüş halidir. Ama o kitapta yazanlar kuranın (gerçeklerin) tamamı değildir. Esas okunması araştırılması gereken kitap; kahinat kitabı (yaratılan herşey, olaylar, sebepler-sonuçlar) dır. Kurana (gerçeklere) ancak bu şekilde ulaşılabilir.

Bir de vahye kapalı olan kişiler vardır. Sen onlara ne kadar mantıklı açıklamalar yapsan da, ne kadar deliller göstersende; birçok konuda hiç bir delili olmadığı halde doğru bildiğini sanır (iddia eder) ve gerçekleri anlayamaz. Bu kimseler aklını kullanmayan cahil kimselerdir. Eğer akıllarını kullanıp, derin derin düşünürlerse, onlara da neyin doğru neyin yanlış olduğununun aslında bildirildiğini (vahyedildiğini) görecekler ve anlayacaklardır.

Sizin de insanların din adına yaptığı yanlışları anlamanızı sağlayan iç sesiniz (hissiyatınız) yaradanın vahyidir. Ama toplum bu iç sese vahiy demek yerine, şeytanın vesvesesi diyerek bu sese kulak tıkar ve din adına yapılan yanlış davranışları (ritüelleri) uygulamaya devam ederler. Böylelikle kendilerini vahye kapatırlar, artık gerçekleri de göremezler.

Y