Yazıya göre ana sorunlardan biri yeterli miktarda yeni antibiyotiklerin üretilemiyor olması. Soruna bir çözüm bulunamazsa Ortaçağ’a geri döneriz ve çok sayıda insan hayatını kaybeder diyor araştırmacılar. Öyle ki parmakta açılan küçük bir kesik yarası bile antibiyotik öncesi devirlerdeki ameliyatlar gibi hayatı tehdit edecek hale gelebilecek. Ancak bir çok insan bu uyarıyı küçümsüyormuş. Tarımda kullanılan antibiyotikler azaltılmalı diyor. Sizlere mesela soruyorum senede kaç kere antibiyotik alıyorsunuz?
Besirek
Kanka haline gelmişiz nerdeyse her zaman yanımdalar kendileri
Sanırsam sorunlardan bir tanesi de vücudumuzun antibiyotiklere direnç geliştirmesi
İşte bu yüzden artık antibiyotik kullanımı kısıtlanacak
Ben en son ağustosta hasta olduğumda dolareks kullanmıştım
Yılda 1ndefa heralde
Antibiyotik 2 yılda 1 ajdkfof
Dur bakayım ne yazıyormuş
Dolorex antibiyotik değil ki, ağrı kesici ödem atıcı.
Onu bile yani..
Bu sene bir kez kullandım geçen sene hiç. Elimden geldiğince kullanmamaya çalışıyorum ilaç
İşte bunu yapmamak gerekiyor muş
Bak mesela doktora gittiğinde her ilacın sonuna illa ekler o eklemezse biz ekliyoruz ayrıca ilk kullanımda etkisi olan ilaçlar daha sonra bünyeye etki etmiyor
Günü gelecek vücudumuz antibiyotiklere karşı direnç gösterecek virüsler ve bakteriler antibiyotiklerle savaşmayı öğreniyor
Sanırsam ben en son 2012'de aldım
Kronik bademcık ve faranjitim olduğu halde almıyorum
Aslında ugur vücudumuz asilarla zaten hastalıkları almıyor mu vücuda hemen hemen ikisi aynı manaya geliyor
Birileri bu adama sağlam ödeme yapmış olmalı. Fazla antibiyotik kullanımı geri dönüşü olmayan hasarlar veriyor. Yıllar önce ülkemizde zorunlu hâle gelen ama Erdoğan'ın ben kullanmam dediği domuz gribi aşısını hatırladım. Sonra anlaşıldı ki büyük bir ödeme yapılmış ilaç firmasına. SGK bunu çıkarmaya çalışıyordu
Aynen abuzer
Ama artık çok küçük rahatsızlıkları için bile doktorlar antibiyotik veriyor o yüzden vücudumuz büyük rahatsızlıklar geçirdiğinde antibiyotik işe yaramıyor eskisi gibi
Eskiden çok aliyordum. Doktorlar in tavsiyesi sonrası uzak duruyorum.
Benim salak amcam ceviz ağaçlarının dibine avuç avuç antibiyotik atıyor
Zaten en kötüsüde antibiyotiklere dışardan maruz kalmak
özellikle tarımla uğraşanları bu konuda uyarmak lazım
Olayı çiftçilik değil haftasonlarını vs geçirdiği yerdeki arazısınde yapıyor ama doğal olarak mahsül satılıyor... Babaannemden Yeni öğrendim sıçacam ağızlarına
Bence de öyle yap )
Beslemesi için Hollanda malı bir ilaç aldık bu sene satan adam diyor Hollanda diye almıyorlar abi bu en iyisi kendinize yetiştiriyorsanız dedik biz portakal kesmiyoruz ver yeğenlerin bizim beslendiğimiz küçük bahçeyi onunla ilaçladık ama dışarıdan aldıklarımızı bilemiyoruz Uğur
Hastalık yapan organizma çok kısa sürede evriliyor bu da bir önceki yıl yapılan ilacın etkisini azaltıyor. Sonra daha fazla alıyoruz hem cebimiz bosaliyor hem de karaciğerimiz çöplüğe dönüyor
Yarın gene bir virüs patlatırlar dayarlar ilacı aşıyı bize 
En büyük ekonomik gelir zaten ilaçlardan geliyor
Çünkü insanın tek düşünmeden para harcayacağı şey sağlığı, suistimal ediyorlar işte
Hiç kullanmam. Ne doğal nede suni olarak antibiyotik tüketmiyorum.
Gıdalardan ister istemez alıyoruz ama
Elbette alıyoruz bahsettiğim sarımsak gibi doğal antibiyotik kabul edilen şeylerdi.
Hayır onu demek istemedim tarımda antibiyotik kullanıyorlar
He ondan bahsediyorsunuz. Vallahi biz doğal gıdalarımızı kendimiz yetiştiriyoruz. Nadirdir dışarıdan temin ettiğimiz.
Hayat sana güzel oğuzhan
Zor değil aslında. Çok küçük bir bahçe ve biraz emek. Fakat insanlar alıştı ekmek elden su gölden olayına.
Kendi adıma Antibiyotik kullanımı ni azalttim. Basim agridigi zamanda geçmesini bekliyorum
Ben ağrı kesici hiç almıyorum ya anlamıyorum insanları birazcık bir tarafları acısa hemen ağrı kesiciye koşuyorlar
Eskiden öğretmenler bu şekilde telkinler veriyordu ama artık insanlar daha ihtiyatlı davranıyorlar
Tarım politikamız çok kötü. Çiftçi söylenen ilacı kullanmazsa ürünü bozuluyor. Tohumlar ve meyve ağaçları öyle bir hale geldi ki ilaçsız ürün vermiyor. Mesela tütün tarladayken maruz kaldığı böcek ilaçlarını ve gelişim ilaçlarını bilseniz yaklasmazsiniz bile. Kendi kayısı bahcemizden biliyorum yılda en az üç defa ilaçlama yapılır çoğu da yabancı firma üretimi. Halbuki kayısı ilacını neden Bayer uretsin bizim uretmemiz lazım değil mi. Size kısa bir örnek veriyim. Iki yıl önce Malatya'da kayısı bahçeleri kabuklu bit zararlisiyla karşı karşıya kaldı bu ilk defa oluyordu. Onun için milyonlarca lira ilaç alındı kabuklu bit öldü hemen ardından kırmızı örümcek çıktı ağaçları felç etti. Anlaşıldı ki bu örümcek denen zararlı kabuklu bit ilacı ile gelmiş. Bir yıl sonra Bayer bir ilaç üretti artık kayısı çiçek halinde iken atılacak bu ilaç ile kabuklu bit gorulmeyecekti. Bütün Malatya bu ilaca mahkum oldu. Bir çiftçi ve Mühendis olarak bunlar bizzat yaşadığım gerçekler varın bu milyar euroluk sektörü siz düşünün. Ilac firmaları ne kadar güvenilir artık sizce?
Ugur İzmir abi bu yorumu tut burada hepsi gerçektir bir tane itiraz eden çıkmaz
Antibiyotik ilaci yerine artık ara sıra sarmısak atiyorum
Odanızda sivrisinek varsa orayı detan filan sıkarsınız değil mi? İşte antibiyotik o odayı ilaçlamazzz orayı yakar. Vücudunuzda ki tüm bakterileri öldürür. Bunu gören vücuttaki savunma hücreleri başka bir virüs geldi diye antibiyotiğe karşı bağışıklık kazanır
Ben her bir yeri ağrıdığında ilaç içen insanlara kızıyorum. Şahsen senede 1 defa antibiyotik ihtiyacım oluyor. Bazı insanlara bakıyorum neredeyse ilaç olmadan yaşayamayacaklar. Bu kadar fazla ilaç kullanımı da haliyle bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve basit hastalıklar için ilaca ihtiyaç duyuluyor. İlaç kullanımında da bilinçli tüketici olmakta fayda var.
abuzer Bu tohumların kötü olmasıyla ilgisi var mı?
Önemli bir sorun ama sorun büyüdükçe ticari önemi artacak daha fazla kaynak ayırarak sorunu çözecekler. İlaç kullanımına bireysel olarak dikkat etmeli ama asıl bunu çözecek ülkelerin sağlık sistemleridir. Sınırlamalar getirilmeli ve doktorlara, ilaç şirketlerine ayar verilmeli.
İlaç kullandığınız sürece evrimsel surecte bağışıklık kazanmaya devam edeceğiz. İlac kullanmamaya özen gösteriniz
Süt ürünlerini ve doğal gıdaları kendimiz yetiştiriyoruz. Düzenli olarak doğa yürüyüşleri yapıyoruz. Şehir hayatındayız fakat bunlara zaman ayırmak için gerekirse uykumuzdan oluyoruz fakat aile olarak neredeyse sene içerisinde hiç hastalanmıyoruz. İşin özü aslında yine insanın kendisinde bitiyor.
Sizin aile beni evlat edinir mi acaba
Abi tohumlar laboratuvar ortamında üretiliyor doğal değil ve destek ilaçlara mahkum hale geliyor. Pazardan aldığınız domatesin tohumlarını ekin bir tanesi yesermez. Tarla domatesi denilen ürünlerin bile yüzde doksani bu durumda. Yıllar geçtikçe doğal domates(tohumu yeseren) stoku azalıyor son 10 yılda bitti bitecek neredeyse. Elinde olan da vermiyor bu tohumu
Bir de anladığım kadarıyla kendi tohumunu kendin yetiştiremiyorsun yasakmış neden öyle
Yasaksa eğer biz kaçakçı oluyoruz kendi tohumumuz çünkü.
Aynen yasak kardeşim
Satımı yasaktır onun yetiştirmesi yasak değil çünkü. Mevcut kanunda böyle bir şey görmedim.
Organik tohum biriktiren ve dağıtan vakıflar var.
Stok yapıyorlar ve bin tane engelleme ile karşılaşıyor bu aktivistler. Çoğunun yönetici kısmı da sıkıntılı
Doğru ama isteyene veriyorlar. Bir avuç alman yeterli zaten, kendin üreteceksin sonuçta
Senin komşu tarlasına ilaç atıyor ve sen atmazsan bu zararlilar senin tarlana hücum ediyor. Ilac atınca da o tohum bozuluyor zaten
O çok küçük topraklar için doğru. Zararlılarla mücadele etmenin de alternatif yolları var. Araya bunları uzaklaştıracak değişik bitkiler ekiliyor, sen daha iyi bilirsin sanırım.
Evet öyle bir yöntem var. Mesela parazit bitkileri engellemek için mısır ekilir domates tarlasına. Fakat bu sefer de sivri sinek çok oluyor onun için ilaç atıyorsun
Yetistirirsin ama satamazsin tohum olarak rekabet kanunu böyle diyor
Yani kendi ektiğin tohumu büyüyünce pazarda satamazsın
Öyle mi ?
İsrail'le yapılan anlaşma gereği satamassin
Satamazsin bandrol ve paket yapamazsın
Başlayacağım İsrail'e abi ben tarım ülkesiyim nasıl tohumumu satmama izin vermezsin?
Biz tarım ülkesi değiliz ki. O bir şehir miti.
Nasıl yani ?
Tarımla uğraşan ülkelerde tek bir ailenin üretimine bak burada bütün köy değil, bütün bir ilçe köyleriyle birlikte belki üretemez. Adamlarda uçsuz bucaksız tarım ormanları var.
Birde devlet desteği alman için tohumu devletten alman gerekiyor
Neden İsrail'le öyle bir anlaşma yapıyoruz ki
Ticaret Ugur sen İsrail destekli Bir ulkesin menfaatleri ni koruyacan
Buğday ve saman ithal eden bir ülkeyiz artık. Bir yıl Rusya vermezse gör ozaman ekmek fiyatlarını. Artık GDO lu domatesimizi almıyorlar. Kendileri üretiyor GDO lu domatesi salatalıki vs
ilac olarak 22 yasındayım cocukken 2 3 kez kullanmışımdır birdaha hiç ve asla kullanmsyı dusunmuyorum yanlız yediğimiz yiyecekler malesef antibiyotik içeriyor
Israil falan hikaye sektör politikamız kötü
İyi olan sektör politikamız var mı zaten. Binali teknoloji ile çok uğraşmayın kafayı yersiniz diyor.
Bakalım bu inşaat balonumuz patlayınca ne olacak. Ben inşaat mühendisiyim sektör catirdamaya başladı kimsenin haberi yok olan da görmezden geliyor
bu lafı duyuyorum yıllardır bir şekilde dönüyor ama bakalım ne olacak.
Ne olacak biliyor musun? Konut sayısı ihtiyacı aşmaya başladı bile şimdi buraya bi eksi at. Ucuz işçilik yüzünden tercih edilen firmalarimiz yurtdışı iş alamaz duruma geldi çünkü tekellesti sektör. Limak Kolin cengiz üçlüsü ve Rönesans bu sektörü öldürdü. Siyasi destek sayesinde her ise konuyorlar. Küçük müteahhit is bitiremiyor sırayla iflas başladı. Inşaat mezunu çok orası ayrı bir sorun. Kıyı kesiminde kesecek ağaç kalmadiginda intihar edecez
hepsine katılıyorum, yurt dışı işleri çok önemli ama türkiye de inşaat alanı bitmez buna inanmıyorum işte. Park yok, yeşillik yok her yeri veriyorlar
Aksi bir şey yapamazsın
Veteriner kiliğinde çalışıyorum. Büyük keçi çiftlikleri yoncaları yurt dışından getiriyor.
Politika yok Abuzer sen İsrail çıkarlarını koruyan bir ulkesin
Proyem olayı var bir de et sektörünü işgal etti resmen. Yem ve saman bu kadar pahalı ve dışa bağımlı iken unutun mesela o fiyatların düşmesini
batıda et bedava ya :(((
Değil mi kriz yaşayan Yunanistan'da bile
Onlar refahtan sapıttı zaten
Memurlar Ferrari'ye biniyordu
Turizm sektörleri para basıyor resmen. Bizde o sektör de can çekisiyor artık
Biz uretmekten cok ithal etmeyi seviyoruz. Cunku birilerinin cebini doldurmayi seviyoruz
50 senede bir elin parmaklarini gecmez
Tarımdan tut hayvancılığa oradan tut otomotive herşeyi ithal Edip birilerinin cebini doldurmayi seviyoruz
Agrı kesici bile kullanmıyorum
sende aşırı uçtasın belki de dostum
Yani grip nezle oldugum zaman hemen ilaca sarılmıyorum son çare olarak görüyorum ilaçları
En iyisi. Zaten ilaç alsan da almasan da bir şekilde geçiyor.
Aynen öyle birazda psikolojik ben ilaçsız iyileştiğime inandırdım kendimi
ahaha çok iyi. Yalnız bişi dicem baş ağrısı için apranaks çok feci bişi ya benimkini bıçak gibi kesiyor anında
Türkiye'nin acıklı tarafına girmeden evet bir antibiyotik problemimiz var ama yazıda ortaçağdan kasıt bizim direncimizden çok evrimin hızı
bakteriler evrim şaheseri. Çok iyi adapte oluyorlar tıpkı böcekler gibi.
antibiyotik tedavisi aslında son kurtuluş yöntemi olması lazım iken maalesef antikorlara iş gitmeden devreye sokuyoruz. Ne bağışıklık kazanım elde ediyor ne de koruma sağlayabiliyoruz.
bilirsiniz şu meşhur kara veba. Bu bir bakteri ve müthiş sayıda insanın ölümüne sebep oldu. Ama bağışıklık yendi. Teknoloji kullanılmalı ama ilaç teknolojimiz çok ileri değil. Bu yüzden gerekli olduğu zaman ve gerekli olduğu kadar antibiyotik alınmalı.
mesela benzeri sıkıntı böcek ilaçlamasında da yaşandı. Biz 20 sene önceki ilaçları kullanamıyoruz çünkü böcekler bağışıklık kazandı. Yani zehre karşı savunma geliştirdiler. Sürekli tarım ilaçlarını değiştiriyoruz bu yüzden.
ben bu ilaçlamaları süt, arap sabunu, sarımsak, ısırgan gibi doğal yollar ile yapıyorum kalan da doğaya zarar verilmediği için kuş, uğur böceği vs temizliyor.
En güzeli ama muhtemelen onlara da bağışıklık kazanacaklar.
Derya Serce sarımsağın kokusunu bir çok böcek sevmiyor, zeytinyağı arap sabunu karışımı böceklerin solunumunu engelliyor, süt aynı şekilde kükürtten daha iyi bir alternatif ayrıca ısırgan ve domates yaprakları da böcekleri öldürmede yada uzak tutmada bayağı bir etkili, karıncalara pudra şekeri karbonat karışımı biraz zalimce ama işe yarıyor ayrıca çileklerin altına da ekin sapı (fasal) atıyorum karıncalar rahat yürüyemedikleri için çilekleri rahat yiyemiyorlar uzun lafın kısası aranınca ve biraz zahmetle hiç bir ilaca gerek kalmadan da bir çok şey yapılabilir.
Tabi ki. Ben karıncalara evimde dağılmasınlar diye hep aynı yere şeker bırakırım.
Evrim her konuda devam ediyor
Ben en son ne zaman kullandım hatırlamıyorum, oğlum 7 yaşında antibiyotik hiç kullanmadık! Ayrıca Türkiye'de bilinçsizce bir antibiyotik kullanımı var, grip olunca, başı ağrıyınca dahi antibiyotik alıyorlar, x kişisine yazılan ilacı, y kişisi doktora dahi danışmadan kullanıyor ve ayrıca belirtmek gerekir ki kullanılmayan bir çok ilaç evsel atıklar ile beraber çöpe atılıyor, normal koşullarda eczanelerin bunları alıp uygun şekilde imha etmesi gerekirken bir kaç kez denememe rağmen hiçbir eczane ilaçları imha etmek için geri almadı, ilaçları kalorifer kazanında yakmıştım ama yakılmayan çöpe giden onlarca ilaç var ve bunlarda büyük risk oluşturuyor,
Bu yazı benim pek içime sinmedi çünkü ne kadar sık antibiyotik kullanirsak vucudumuzda ki bakteri ya da virüsler ona gore bagisikliklarini guclendirerek degisime ugruyorlar. Buna gore de her seferinde ilacın dozu ya da etkisi de ona oranla artma ihtiyaci duyuyor. Bunun ne zarari olur? ; sonucta o ilaci almak yani iyilesme asamasi vücutta var olan bir savaş ve savas be kadar büyük olursa tahribati da o kadar büyük olur.
hic
Olayı doğal seleksiyona bırakmayacak kadar ilerideyiz ama fevkalade de değiliz. Antibiyotik teknolojisinin gelişeceğini düşünüyorum. Yani ortaçağ öngörüsü için henüz çok erken.
Grip olduğunda antibiyotik alınmaz. En ufak bi Boğaz şişmesinde alınmaz. Grip ya da boğaz şişmesi ilaç kullanırsınız 1 hafta, kullanmazsanız 7 günde iyileşir zaten. Sadece siz daha iyi hissedersiniz. Antibiyotiğin etkisi 3. günün sonunda başlar. Yani hastalığı yarılamış olursunuz. Birde antibiyotik pat diye kesilmez. En az 7 gün kullanım şarttır ki bağışıklık kazanmasın bakteriler. Yani kısacası zorda kalmadıkça antibiyotik içmeyin. Şimdi ki doktorlar direk antibiyotik yazıyor çünkü yazmazsa hastalar geri gelip iyileşmedim bir antibiyotik bile yazmamış ne biçim bu doktor falan diyorlar. Demem o ki kullanmanız şart değilse kullanmayınız efendiler.
Ilaç kullanmıyorum
Aslında işin komik yanı, grip olanların antibiyotik kullanması. Arkadaşlar gribe neden olan şey virüstür ve antibiyotikler virüsler üzerinde etkili değildir, sadece bakteriler üzerinde etkilidir. Boğaz enfeksiyonlarında antibiyotik kullanılabilir çünkü sebebi bakterilerdir ama grip için boşuna organlarınızı yoruyorsunuz.
Ben en son 3 sene önce doğum yaptığım zaman kullanmıştım antibiyotiği, mecburen. Onun öncesinde hatırlamıyorum ne zaman kullandığımı. Sanırım lise yıllarımda olabilir, 15 sene önce falan.
Ağrı kesici de kullanmam, onun yerine kahve tüketirim başım ağrıdığı zaman, işimi de görüyor şahsen.
Burnu akan antibiyotiğe abanıyor, poliklinikte gripli hastaya antibiyotik yazmazsan küfür olarak algılanıyor, bazı hekimler ilaç firmasından eşantiyon alabilmek adına kotayı doldurmak için uçana kaçana üst düzey antibiyotik yazıyorlar, toplumun kokuşmayan hiç bir kademesi yok maalesef
Şimdi ilaçlara zehir demeyelim. Orayı geçin. Bugün çocuk ölümleri azalmışsa, bugün ortalama yaş 70 bandına çekilmişse bunda modern tıp ve ilaç teknolojisinin payı büyük. Takdiri ilahı değil.
Avrupa'da antibiyotik almak cok büyük bir seydir. Bu yüzden ben simdiye kadar 3 yilda sadece 1 kez antibiyotik aldim. O da penisilindi. Kullanimi kisitli olmali bencede yoksa sonuclari cok ciddi olabilir. Kurzgesagt a da geciyor bu konu. Durum ciddi ama hala umut var diye biliyorum ben.
Hiç
Bunun dışında başka bir kitle türemeye başladı. Doğalcı bitkici. Herşeyi bununla halledebileceğini sanan bir kitle. Antibiyotik manyakları var. Aşırı kullanım böbrekleri iflas ettiriyor. Mümkün olduğunca kullanmamak lazım ama antibiyotiksiz de geçmiyor hastalıklar eski hastalıklar değil .
Bir de şöyle bir durum var bu ilaç bir sektör ve nasıl bir pazarlamacı pazar araştırması yapıp fazla ürün sürüyorsa bunlarda aynısını yapıyor. Robot teknolojisi arttıkça insana ihtiyaç azaldıkça hastalıkla birçok insanı yavaş yavaş gözden çıkartabilirler . Doğum oranları git gide azalabilir. Biraz komplo oldu ama ben böyle düşünüyorum .
Insanlari öldürmelerine gerek kalmiyor, yavas yavas nüfus artisi yavasliyor. Mesela Japonya kirmizi alarm verdi. Komplalara gerek yok, dünyada serbesticaret ve piyasa arttikca ve saglik sistemleri gelistikce ülkelerde, cocuk dogumlari azaliyor. Buda artik nüfus artisinin durmasi, hatta azalmasi anlamina geliyor.
Aynen zaten gerek de yok. Önemli olan az ve öz çıkması. Doğada da böyle zaten az olan değerlidir. Öyle bir kitle yetiştirirsin ki az olur 1 kişi 100000 kişiye bedeldir. yukarıda demek istediğim manipüleye çok açık bir sektör .
Ne kadar büyük bir otorite veya güc mecrasi varsa, kötüye kullanimida o kadar olasidir. Ondan dolayi minimal devlet olmali yada olmamali diyorum. Cünkü en guclü otorite mecrasi ve bu otoriteyi en cok kötüye kullanan yapi devlet. Kendisine yakin olan sirketleri kollarken digerlerini cok edebiliyor ve buda bu piyasanin daha cok istismar edilmesini sagliyor.
Senede maksimum 2
ortalama 3 ayda bir 1 hafta kullanıyorum mecburen. Herseferinde başka antibiyotik veriyor çünkü bağışıklık kazanıyorum antibiyotiğe. Başa dönüp eski antibiyotiği alıyorum çeşit bitince
Size probiyotik yogurt tüketmenizi ve probiyotik tursu yapip yemenizi tavsiye ederim, birde spor yapin. Bakin o zaman cok daha az ihtiyaciniz olacak bu antibiyotiklere.
spor yapıyorum ama sorunum akciğerle ilgili olduğundan hafif sporları tercih ediyorum. Probiyotik yoğurt dediğinizin farkını bilmiyorum ama ev yapımı yoğurt ve turşu yiyiorum
astım, mite toz alarjisi, kronik zature, anjin ve faranjit hepsi birden sırasıyla olduğundan dolayı ve bunların başlangıcı bebekliğimden başladığından dolayı geçici çözümler antibiyotikler oluyor. Fakat dün doğal içerikli bir ilaç keşfettim eczaneden, içinde meyan kökü nane yağı vb. Şeyler var öksürüğüm ilk kez azaldı. Bende onun adına bakıp yarın yazarım buraya gerçekten farkettirdi
Bagirsaklarimiz bizim vücudumuzdaki en kalabalik, cesitli ve bize yarari dokunan floraya sahip yerdir. Bu flora antibiyotik, bol sekerli, düsük lifli beslenme ile zarar görür ve oranin gördügü zarar tüm vücudu ve savunmasini etkiler. Bizim maya diye bir maya varmis Türkiye'de bir arastirin bakin. Icinde bir cok probiyotik bakterisi olna bir kac cesidi var. Yogurttan yagurt üretimi sürekli yapildiginda, icinde zararli mikroorganizmalar birikebilir, ondan hazir mayalarla yapmak daha iyidir.
sayfa önermek istemiyorum, cok abarti seyler dönebiliyor ondan, ancak bir internetten ararsaniz probiyotik yogurt bakterileri diye, yada isterdeniz bir link atarim.
En son çocukken almıştım. Çok büyük oldugu icin yutamiyorum ve kullanmiyorum.
Ağri kesici ayda 1 kere 2-3 gün üst üste kullanirim, antipresan 7-8 yildir kullaniyorum. Antibiotik fazla degil senede 1-2 kere bronşit, bademcik tarzi rahatsizlaninca
Senede 1-2 kere antibiyotik kullanıyorum, o kadar. Ağrı kesici haftada 1 garantisi var.
Baş ve boyun ağrısı... Haftada 1 dayanamayacağım kadar oluyor. Baktırdım ancak bir şey yok, stres diyorlar
Yediğimiz tüm etlerde tavukta yumurtasinda, sebzelerde hep anitibiyotik var artık. İstesemde istemesende içiyorsun ve direncin dusuyor. Herkes alerji hastası, gripten 10 gün yatıyor insanlar artık
Sebzeler ?
yediğin besinler ile bile antibiyotik alıyorsun ki bitmişiz biz.