Fazla acıtmayacak derecede dövmek. Bu, acıtacak şekilde olmamalıdır. Meselâ omuzuna el ile veya misvak yahut hafif bir çubukla hafif şekilde üç kere vurulabilir. Çünkü maksat İslah etmek olup başka bir gaye yoktur. Cessâs'm Cabirb. Abdillah yoluyla tahricine göre Hz. Peygamber (s. A.) Arafat'ta vadide hutbe irad edip şöyle buyurdu:
"Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Şüphesiz ki onları Allah'ın emanetiyle aldınız ve Allah'ın kelimesi (nikâh akdi) ile ferclerinden helâl olarak yararlandınız. Sizin onlar üzerindeki hakkınız yatağınızı yabancılardan korumalarıdır.
Hoşlanmadığınız kimselerin evinize girmelerine izin verirlerse onları hafif şekilde dövünüz. Onların sizin üzerinizdeki hakları da yemelerinde ve giyimlerinde onlara iyi bakmanızdır." İbni Cerir et-Taberî de bunun benzeri bir hadisi rivayet etmiştir.
İbni Cüreyc de Atâ'nm şöyle dediğini rivayet etmektedir: Fazla şiddetli olmayan dövme misvak ve benzeri şeyle olur. Aynısı İbni Abbas'tan da nakledilmektedir. Katade, bunun iz bırakmayacak hafif bir dövme şeklinde olduğunu söylemektedir.
Dövme helake götürecek şekilde olursa kocasının tazminat ödemesi lâzım gelir. Kur'an öğretirken, eğitim sırasında meşru olmayacak şekilde çocuğu döven hocanın tazminat ödemesinin vacip olması gibi.
Kocanın peşpeşe aynı yere vurmaması, yüze vurmaktan da sakınması gerekir. Çünkü yüz, güzelliklerin toplandığı bir yerdir. Vururken bir şey kullanmamalı, hafif bir şekilde vurmaya dikkat etmelidir. Zira gaye o fiilden vazgeçirmek ve te'diptir, yoksa bazı cahillerin yaptığı gibi acıtmak, eza ve işkence etmek değildir.
Hafif şekilde dövmek mubah olduğu halde alimler terk edilmesinin daha faziletli olduğunda ittifak etmişlerdir. İbni Sa'd ve Beyhakî'nin Hz. Ebubekir es-Sıddîk (r. A.)'in kızı Ümmü Kulsûm'den, şöyle dediğini tahric etmişlerdir:
Erkekler kadınları dövmekten nehyedilmişlerdi. Sonra Resulullah (s. A.)'a kadınları (cüretlerini artırdıkları) şikayet edince o da dövme hususunda erkekleri serbest bıraktı ve şöyle buyurdu:
"Hayırlılarınız dövmeyecektir."
Hz. Ömer (r. A.) de bu konuda: "Onları hayırlılarınız olarak bulmayacaksınız." buyurmuştur. Muamelede iyiliği emreden: "Ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle salmak..." (Bakara, 2/220) ayetinin de gösterdiği şekilde hadis ve eser (sahabi sözü), dövmeyi terk etmenin daha iyi ve evlâ olduğuna delâlet etmektedir.
Başka bir hadis de bu hususu teyit etmektedir. "Biriniz karısını köle döver gibi dövüyor, sonra da günün sonunda onunla aynı döşekte mi yatıyor!.."
Şayet size itaat ederlerse artık onlar aleyhine onları dövmek için, zarar vermek için bir yol, bahane aramayın. Yahut işkence ve eziyet verecek bir yol kullanarak onlara zulümde bulunmayın.
Fazla acıtmayacak derecede dövmek. Bu, acıtacak şekilde olmamalıdır. Meselâ omuzuna el ile veya misvak yahut hafif bir çubukla hafif şekilde üç kere vurulabilir. Çünkü maksat İslah etmek olup başka bir gaye yoktur.
Cessâs'm Cabirb. Abdillah yoluyla tahricine göre Hz. Peygamber (s. A.) Arafat'ta vadide hutbe irad edip şöyle buyurdu:
"Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Şüphesiz ki onları Allah'ın emanetiyle aldınız ve Allah'ın kelimesi (nikâh akdi) ile ferclerinden helâl olarak yararlandınız. Sizin onlar üzerindeki hakkınız yatağınızı yabancılardan korumalarıdır.
Hoşlanmadığınız kimselerin evinize girmelerine izin verirlerse onları hafif şekilde dövünüz. Onların sizin üzerinizdeki hakları da yemelerinde ve giyimlerinde onlara iyi bakmanızdır." İbni Cerir et-Taberî de bunun benzeri bir hadisi rivayet etmiştir.
İbni Cüreyc de Atâ'nm şöyle dediğini rivayet etmektedir: Fazla şiddetli olmayan dövme misvak ve benzeri şeyle olur. Aynısı İbni Abbas'tan da nakledilmektedir. Katade, bunun iz bırakmayacak hafif bir dövme şeklinde olduğunu söylemektedir.
Dövme helake götürecek şekilde olursa kocasının tazminat ödemesi lâzım gelir. Kur'an öğretirken, eğitim sırasında meşru olmayacak şekilde çocuğu döven hocanın tazminat ödemesinin vacip olması gibi.
Kocanın peşpeşe aynı yere vurmaması, yüze vurmaktan da sakınması gerekir. Çünkü yüz, güzelliklerin toplandığı bir yerdir. Vururken bir şey kullanmamalı, hafif bir şekilde vurmaya dikkat etmelidir. Zira gaye o fiilden vazgeçirmek ve te'diptir, yoksa bazı cahillerin yaptığı gibi acıtmak, eza ve işkence etmek değildir.
Hafif şekilde dövmek mubah olduğu halde alimler terk edilmesinin daha faziletli olduğunda ittifak etmişlerdir. İbni Sa'd ve Beyhakî'nin Hz. Ebubekir es-Sıddîk (r. A.)'in kızı Ümmü Kulsûm'den, şöyle dediğini tahric etmişlerdir:
Erkekler kadınları dövmekten nehyedilmişlerdi. Sonra Resulullah (s. A.)'a kadınları (cüretlerini artırdıkları) şikayet edince o da dövme hususunda erkekleri serbest bıraktı ve şöyle buyurdu:
"Hayırlılarınız dövmeyecektir."
Hz. Ömer (r. A.) de bu konuda: "Onları hayırlılarınız olarak bulmayacaksınız." buyurmuştur. Muamelede iyiliği emreden: "Ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle salmak..." (Bakara, 2/220) ayetinin de gösterdiği şekilde hadis ve eser (sahabi sözü), dövmeyi terk etmenin daha iyi ve evlâ olduğuna delâlet etmektedir.
Başka bir hadis de bu hususu teyit etmektedir. "Biriniz karısını köle döver gibi dövüyor, sonra da günün sonunda onunla aynı döşekte mi yatıyor!.."
Şayet size itaat ederlerse artık onlar aleyhine onları dövmek için, zarar vermek için bir yol, bahane aramayın. Yahut işkence ve eziyet verecek bir yol kullanarak onlara zulümde bulunmayın.