Sorum ateist arkadaşlarımıza deistliği bırakıp nasıl ateist oldunuz? Hiç deist olmadıysanız da Tanrı'nın var olmadığı kanısına nasıl vardınız ? (Foto dikkat amaçlı)
Lisede ve üni'de ateistken, deist olan iki arkadaşım oldu. İkisine de sordum, nasıl oldu diye. Lisedeki, 'herşey, bir şeyden oluştu, evrim seleksiyon falan, sürekli dönüşerek şu an evrende olan her şey oluştu. Lakin ilk şey neydi ve nasıl oluştu, o ilk şeyi yaratan biri olmalı' demişti. Üni'deki arkadaşım ise, 'tamam aslında bizim var olmamız bile bir tesadüf, ama bu kadar da tesadüf olmaz. Birinin el atmış olması lazım' demişti
Diren Guz en basit atomların elektronların hücrelerin kendi içinde bir iş bölümüne sahip olması. Her birinin ayrı bir görevi var. Ve her biri birbirine bağlı olarak çalışıyor. Yusuf Rslan soruyu bana sordu.
Önceleri deist olmamın tek sebebi cevabını veremediğim bazı sorular olmasıydı. İnsanlık binlerce yıldır cevabını veremediği sorulara dogmatik cevaplar vermişlerdir. İnsan olarak bir konu hakkında hemen nedensellik ilişkisi kurmak zorunda hissederiz kendimizi. Cevabın ne kadar saçma olması önemli degil. Cevap verilmiş olması ilk etapta yeterli beynimiz için. Bilim ise bilmediği birşey için asla başka bir olaya sığınmaz ve cevabı dürüstçe verir. Şu şekilde olmuş olabilir fakat emin değiliz veya bu olgu hakkında bir teori üretmek için bilgilerimiz yetersiz. Yani bilmiyoruz der. Bende bu metodolojiyi kendime Prensip edindim. Cevap veremediğim soruları dürüstçe söylüyorum. Ve bundan zerre gocunmuyorum. Çünkü bu cevapları dinlerin verdiğini söyleyen insanlar ellerinde bir kanıt veya gözlem olmadan sadece inanç ile söylüyorlar. "İnanmak değil bilmek istiyorum. " Carl Sagan
Bahsi geçen bir olgu, var olduğu kanıtlanana kadar yoktur. Yokluğun da kanıta ihtiyacı yoktur. Var olduğu kanıtlandığında gerçekçi düşünen her insan zaten o yöne gidecektir. Fakat gerçekçi bakış açısına göre bir kitapta yazandan veya mucize denilenden çok daha fazlası, somut bir kanıt olarak gereklidir. Bu bağlamda deistliğe geçiş kısmı işin biraz daha nazikleştirilmiş sürümü gibi oluyor. Bu düşünceyle doğrudan reddetmek gayet normal oluyor.
İspat için bu sürecin gözümüzün önünde gerçekleşmesine gerek yok. Canlılık dediğimiz şey 1 grup aminoasitin. Birbirleriyle doğru bağlanarak ürettikleri proteinlerdir. Fakat bu proteinler tamda olması gerekeni üretmek için çok düşük bir ihtimalle doğru katlanmișlar gibi görülebilir. Fakat aynı anda okyanuslar içerisinde oktilyonlarca deneme oluyordu ve bu süreç tahminen 1 milyar yıl kadar sürmüş olabilir. Bence binlerce canlı farklı yerde çıkmış olabilir fakat biz sadece. Üretebilen ve beslenerek entropiye geçici bir süre direnebilen canlılardan geliyoruz. Yani biraz deney biraz matematik bunun mümkün olabileceğini gösteriyor. Aminoasitler için erken dünya atmosferini taklit eden Miller-Urey deneyini inceleyiniz.
tanrısal güç arıyorsan olayı bayağı bilimkurguya vurmuş olursun. Bu gücü tarif edemediğin için sadece şey olarak kalır şey. Tanrı şey dir diye anlatabilirsin anca.
Tanrı zaten metafizikdir. Fizik dışıdır. Benim tanrıyı bilimle anlatma gibi bir gereksinimim yok. Ben bir düzen olduğunu ve bunun olasılıkla gerçekleşmeyecek kadar güzel olduğunu düşünüyorum. Ve bir bilim kurgu ya inanıyorum
sen bir düzen olması gerektiğini ve bu düzen içinde özel bir varlık olduğunu düşünüyorsun sadece. Güzel dediğin düzende canlılık sadece ölüme bağlı !! bu mu mükemmel düzen.?
sorduğun sorular olasık hesaplar enerji falan filan bunlar hep bilimin konusudur. Ve sen henüz 10000 yıl olmayan insan medeniyetinden biliminden bu sorulara net cevap vermesini bekliyorsun, veremesse tanrıdır mutlaka diyorsun. Bu sadece bir dilek.
aslında farkındalığın düşmanıdır bu. Kendini içinde bulunduğun doğa ve evrenle açıklamaya çalışamnk yerine bir tanrıyla izah edip özel hissetme isteği.
Canlılığın bir şeye bağlı olması güzelliğe engel değil ki. Ayrıca bir odun yığını düşün trilyonlarca yıl geçse bile kendiliğinden bir köprüye dönüşebilir mi ?
Tanri bir msj kaygisi gutmuyorsa. Neye inandigimiz pek de umrunda degil demektir. Atrist teist deist musluman vs. Demek ki baska hesaplari var. Senin mantiginla bakacak olursak
Kanit yok
Lisede ve üni'de ateistken, deist olan iki arkadaşım oldu. İkisine de sordum, nasıl oldu diye. Lisedeki, 'herşey, bir şeyden oluştu, evrim seleksiyon falan, sürekli dönüşerek şu an evrende olan her şey oluştu. Lakin ilk şey neydi ve nasıl oluştu, o ilk şeyi yaratan biri olmalı' demişti. Üni'deki arkadaşım ise, 'tamam aslında bizim var olmamız bile bir tesadüf, ama bu kadar da tesadüf olmaz. Birinin el atmış olması lazım' demişti
Şahsen ben de arkadaşların gibi düşünüyorum. Bu kadar tesadüfün bu kadar düzenli bir biçimde çalışması beni deistliğe itiyor.
Düzen derken nasıl bir düzen?
Diren Guz tekrar oku yorumumu 'düzen' diye bir kelime kullandım mı?
Diren Guz en basit atomların elektronların hücrelerin kendi içinde bir iş bölümüne sahip olması. Her birinin ayrı bir görevi var. Ve her biri birbirine bağlı olarak çalışıyor. Yusuf Rslan soruyu bana sordu.
saçma.
Önceleri deist olmamın tek sebebi cevabını veremediğim bazı sorular olmasıydı. İnsanlık binlerce yıldır cevabını veremediği sorulara dogmatik cevaplar vermişlerdir. İnsan olarak bir konu hakkında hemen nedensellik ilişkisi kurmak zorunda hissederiz kendimizi. Cevabın ne kadar saçma olması önemli degil. Cevap verilmiş olması ilk etapta yeterli beynimiz için. Bilim ise bilmediği birşey için asla başka bir olaya sığınmaz ve cevabı dürüstçe verir. Şu şekilde olmuş olabilir fakat emin değiliz veya bu olgu hakkında bir teori üretmek için bilgilerimiz yetersiz. Yani bilmiyoruz der. Bende bu metodolojiyi kendime Prensip edindim. Cevap veremediğim soruları dürüstçe söylüyorum. Ve bundan zerre gocunmuyorum. Çünkü bu cevapları dinlerin verdiğini söyleyen insanlar ellerinde bir kanıt veya gözlem olmadan sadece inanç ile söylüyorlar. "İnanmak değil bilmek istiyorum. " Carl Sagan
bu belgeselden sonra https://www.youtube.com/watch?v=EyAYnfC8FB8
Mitolojik varlıklara inanmak için nedenler olmalı, inanmamak için değil.
Bahsi geçen bir olgu, var olduğu kanıtlanana kadar yoktur. Yokluğun da kanıta ihtiyacı yoktur. Var olduğu kanıtlandığında gerçekçi düşünen her insan zaten o yöne gidecektir. Fakat gerçekçi bakış açısına göre bir kitapta yazandan veya mucize denilenden çok daha fazlası, somut bir kanıt olarak gereklidir. Bu bağlamda deistliğe geçiş kısmı işin biraz daha nazikleştirilmiş sürümü gibi oluyor. Bu düşünceyle doğrudan reddetmek gayet normal oluyor.
adnan abiyogenezin gerçekliği ispatlanmış bir şey değil. Zaten olması için de tanrısal bir güç lazım
Bu argümanınıza kanıt olarak ne sunabilirsiniz?
Kerk Diamandi ilk paragrafı oku http://evrimagaci.org/article/tr/abiyogenez-1-kimyasal-evrim-canlilik-ve-cansizlik-tanimlari
İlk cümlin cevabı yer alıyor. İkinci cümle kendi düşüncemdir
İspat için bu sürecin gözümüzün önünde gerçekleşmesine gerek yok. Canlılık dediğimiz şey 1 grup aminoasitin. Birbirleriyle doğru bağlanarak ürettikleri proteinlerdir. Fakat bu proteinler tamda olması gerekeni üretmek için çok düşük bir ihtimalle doğru katlanmișlar gibi görülebilir. Fakat aynı anda okyanuslar içerisinde oktilyonlarca deneme oluyordu ve bu süreç tahminen 1 milyar yıl kadar sürmüş olabilir. Bence binlerce canlı farklı yerde çıkmış olabilir fakat biz sadece. Üretebilen ve beslenerek entropiye geçici bir süre direnebilen canlılardan geliyoruz. Yani biraz deney biraz matematik bunun mümkün olabileceğini gösteriyor. Aminoasitler için erken dünya atmosferini taklit eden Miller-Urey deneyini inceleyiniz.
dikkat çekmek için sizi resimle kandıran birinin sorularını neden ciddiye alıp da cevaplandırıyorsunuz eh işte ben de bunu merak ettim
Dayı helal nasıl da çözdün ha. Milleti resimle kandırıyorum. Bu gün resimle kandıran yarın neler nelerle kandırır o yüzden cevaplamayın sorumu.
asla cevaplamam... Sadece resim sebebi ile de değil dayısı
tanrısal güç arıyorsan olayı bayağı bilimkurguya vurmuş olursun. Bu gücü tarif edemediğin için sadece şey olarak kalır şey. Tanrı şey dir diye anlatabilirsin anca.
Tanrı zaten metafizikdir. Fizik dışıdır. Benim tanrıyı bilimle anlatma gibi bir gereksinimim yok. Ben bir düzen olduğunu ve bunun olasılıkla gerçekleşmeyecek kadar güzel olduğunu düşünüyorum. Ve bir bilim kurgu ya inanıyorum
sen bir düzen olması gerektiğini ve bu düzen içinde özel bir varlık olduğunu düşünüyorsun sadece. Güzel dediğin düzende canlılık sadece ölüme bağlı !! bu mu mükemmel düzen.?
sorduğun sorular olasık hesaplar enerji falan filan bunlar hep bilimin konusudur. Ve sen henüz 10000 yıl olmayan insan medeniyetinden biliminden bu sorulara net cevap vermesini bekliyorsun, veremesse tanrıdır mutlaka diyorsun. Bu sadece bir dilek.
aslında farkındalığın düşmanıdır bu. Kendini içinde bulunduğun doğa ve evrenle açıklamaya çalışamnk yerine bir tanrıyla izah edip özel hissetme isteği.
Canlılığın bir şeye bağlı olması güzelliğe engel değil ki. Ayrıca bir odun yığını düşün trilyonlarca yıl geçse bile kendiliğinden bir köprüye dönüşebilir mi ?
yani felsefenin sorması gereken bir sorudur bu. Sizler bilimsel olarak kanıtlamaya çalışıyorsunuz.tanrı bilimin konusu değildir ne yazıkki.
İnanmıyoruz diyemeyebiliriz, belki daha çok inanamıyoruz!
serumla
İhtiyacım olmadığını anlayınca ne dine nede tanrıya ihtiyaç duyuyorum ihtiyaç duyanlar tanrıyı yarattı ihtiyaç duymuyanlar sa dünyayı keşfetti .
Ne tanrı olduğundan, ne de Tanrı olmadığından emin olamayız. Sadece iddia da bulunabiliriz. Çünkü bundan emin olacak gücümüz yok.
Foto çok güzel
Ateistlik... Meteorolojideki hissedilen dereceyi hissetmek gibidir.
Hiç deist olmadım, kainat dışı bir yaratıcı hiç mantıklı gelmedi
Yaratıcıya niye gerek duyuyorsun ?
Duymuyorum, bir yaratıcıya inanmıyorum
Ne güzel
Müslümanlıktan sonra kısa bir süre ateistlik ve agnostiklik arasında gidip geldim, şu an materyalist panteistim
Tanri bir msj kaygisi gutmuyorsa. Neye inandigimiz pek de umrunda degil demektir. Atrist teist deist musluman vs. Demek ki baska hesaplari var. Senin mantiginla bakacak olursak
Soruyu soran arkadasim
Sen kackere gördun tanriyi?
Tanri varda sadece biz mi görmuyoz
Yanri kavrami celiskili bi kavramdir.