...
1. Leonardo Da Vinci (1452 - 1519)
Ünlü ressam ve mucit Da Vinci'de Frijit vardı.
Frijit cinsel manada karşı cinse karşı oluşan soğukluktur.
Leonardo'nun hayatı boyunca sevgilisi olmadı, bir erkek olan Mon Salai dışında.
Cinselliği duyguların olmadığı zaman, iğrenç bir şey olarak tanımladı.
Farklı alanlara olan ilgisinden ve sosyal olmamasından dolayı Asperger Sendromu da olduğu söylenebilir.
2. Galileo Galilei (1564 - 1642)
Gelileo Sendromu olarak da bilinen hastalığa sahipti.
Bu sendrom kısaca ''Zemzem kuyusuna işemek.'' Yani o anki topluma ters düşen her ne varsa o konuda insanları zorlamak.
Bunun yanında ilerleyen yaşlarında Galilei kör oldu.
3. John Nash (1928 - 2015)
John Nash (1928 - 2015)
Ünlü ''Oyun Teorisi'' nin sahibi bir matematikçi olan Nash şizofreni hastasıydı.
Çevresinde aslında olmayan kırmızı giysili insanlar görüyordu.
Akıl Oyunları isminde bir film onun hayatından alındı.
4. isaac Newton (1643 - 1727)
isaac Newton (1643 - 1727)
Fizik kanunları ve matematik konusunda muhteşem çalışmalara imza atan Newton Asperger Sendromu'na sahipti.
Asperger Sendromu'nda beynin tüm lobları ayrı ayrı çalışır. Bu yüzden birden farklı alanda uzmanlaşabilirler.
Ayrıca bu rahatsızlık kişinin asosyal olmasına, hep aynı şeyleri tekrarlamasına da yol açabilir.
5. Albert Einstein (1879 - 1955)
Albert Einstein (1879 - 1955)
Modern Fiziğin babalarından Einstein Otistik Spektrum Bozukluğuna sahipti.
Asperger sendromuna benzese de farklılıkları vardır.
Kişi kendini uzun uykulardan alamaz.
Sürekli yarı baygın halde dolaşabilir.
beyin loblarının arasında bağlantı sadece yaşamsal faaliyetleri sürdürecek kadar vardır.
6. Charles Darwin (1809 - 1882)
Charles Darwin (1809 - 1882)
Evrim konusunda başarılı çalışmalar yapan Darwin kekemeydi.
Bunun yanında Chagas hastası da olan Darwin'in vücudunun içinde yumuşak kanatsız böcekler dolaşıyordu.
Tüm bunları hisseden Darwin bu böceklerle ilgili bilgileri bile kitaplarına aktardı.
7. Wolfgang Amadeus Mozart (1756 - 1791)
Wolfgang Amadeus Mozart (1756 - 1791)
Müzik dünyasının gelmiş geçmiş en büyük insanlarından olan Mozart'ta Tourette Sendromu mevcuttu.
Bu hastalık aynı şeylerin sonsuz kez tekrarlanmasına yol açar. Notalama yeteneğinin buradan geldiği düşünülüyor.
Ayrıca bu sendrom kişinin her şeye karşı tikinin olmasına da yol açabilir.
8. Pablo Picasso (1881 - 1973)
Pablo Picasso (1881 - 1973)
Pablo Picasso yoğun bir migrenden muzdaripti.
Disleksi (unutkanlık ve öğrenme zorluğu) hastalığı da kendisinde mevcuttu.
Öğrenmede zorluk çekiyordu ancak baş ağrısının da etkisiyle resimlerde farklı etkilere de yer veriyordu.
9. Dante alighieri (1265 - 1321)
Dante alighieri (1265 - 1321)
İlahi Komedya'nın yazarı Dante'de Norkolepsi ve kas gevşekliği hastalıkları vardı.
Norkolepsi gündüzleri sürekli uyuma ihtiyacı hissetmektir.
Kas gevşekliği ise bu hastalığın bir sonucudur.
Ayrıca Dante, Epilepsi (Sara) hastasıydı.
10. Salvador Dali (1904 - 1989)
Salvador Dali (1904 - 1989)
Bir ressam için en kötü hastalıklardan Parkinson hastasıydı.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu vardı.
Neredeyse 48 yaşına kadar cinsellikten oldukça soğuktu ve eşi ile 15 yıl kadar birlikte olmadı.
11. Stephen Hawking (1942 - ...)
Stephen Hawking (1942 - ...)
21 yaşında henüz tedavisi olmayan ALS hastalığına yakalandı.
Motor nöronların yüzde sekseni öldü ve felç kaldı.
12. Frida Kahlo (1907 - 1954)
Frida Kahlo (1907 - 1954)
Küçük yaşlarda çocuk felci geçirdi.
Uzun süre yatağa bağımlı olduğu için bir bacağı diğerinden inceydi.
Omurgasında sorunlar vardı.
Hayatının sonlarına doğru sağ bacağı kesildi.
13. Agatha Christie (1890 - 1976)
Agatha Christie (1890 - 1976)
Histerik Füg hastalığı vardı.
Bu rahatsızlık kişiyi gerçek dünyadan koparır.
Bu hayal dünyasının Agatha Christie'ye kazandırdıkları göz ardı edilemez.
Ayrıca Christie sara hastasıydı.
14. Christy Brown (1932 - 1981)
Christy Brown (1932 - 1981)
Dünyaya geldiğinde beyin felci geçirdi.
Doktorlara inat annesinin de eğitimiyle sol ayağını kullanabiliyordu.
Epilepsi hastası da olan Brown iyi bir ressamdı.
15. Pisagor (MÖ 570 - MÖ 495)
Pisagor (MÖ 570 - MÖ 495)
Kendisinde Obsesif Kompülsif Bozukluk vardı.
Bu yüzden kök ikinin rasyonel olmadığını ispatlayan öğrencisi Hippasus'u denize attırmıştır.
Fikirlerinin kesin doğru olduğunu düşünürdü.
16. Ludwig Van Beethoven (1770 - 1827)
Ludwig Van Beethoven (1770 - 1827)
9. senfonisini sağırken besteleyen Beethoven'ın işitme bozukluğu vardı.
Astım hastalığından muzdarip olan Beethoven çalışmalarından önce kafasını soğuk suyla dolu kovaya sokardı.
Obsesif de olan Beethoven'da Asperger Sendromu da vardı.
17. Vincent van Gogh (1853 - 1890)
Vincent van Gogh (1853 - 1890)
Van Gogh şizofreni hastasıydı. Boyadan zehirlenmesi bu etkiyi arttırdı.
Bipolar bozukluğu da mevcuttu.
Frengi ve Ménière hastalığından da muzdaripti.
Bir makalede epilepsi hastalarının "iq " larının çok yüksek oldugunu okumuştum. !
İnanırım. Bu konuya bir göz atayım netten
epilepsinin yaratıcılığı geliştirdiği neredeyse yadsınamaz bir gerçektir. Her ne kadar kesin olarak kabul edilmiyorsa - çünkü bilimsel bir açıklaması olmadığı için- epilepsi hastaları krizlerden sonra artık nereden geliyorsa daha bir yaratıcı, normal haline göre daha bir üstün öngörüye sahip oluyorlar. Bu hayal kurulan nesnelerin normal algılanmadığı, çok değişik tatlarla kokularla yani çok değişik yönleriyle algılandığından olduğunu sanıyorum. Mesela nietzsche bunu şöyle açıklıyor: "hastalığım bana bir nimettir, beni öldürmeyen şey beni güçlendirir". dostoyevski sara krizlerinden sonra yazmış en önemli romanlarını. Van gogh keza ilhamını bu hastalığın güçlendiği sırada almış en güzel eserlerinin. Hatta neden van gogh'un eserlerinde renk sarıya yakındır diye sorulursa bunun sebebi sara krizlerinden sonra o dönemde epilepsi krizleri için kullanılan ilaçların kişinin görme yetisini böyle sarı tonlara itmesindendir diyebiliriz. Diğer yandan o çok meşhur capriceleriyle yani kara tablolarıyla sanatının son döneminde kurşun tabletlere bu sanatsal harikalarını resmeden goya da kurşunun da etkisiyle hastalığının daha da depreşmesiyle kendi içine kapanıp bu eserleri ortaya çıkarmıştır. Mesela poe'da hastalığının sıkıntılarıyla yazmıştır o okumaktan ve hayran kalmaktan kendimizi alamadığımız öykülerini. hani böyle çizgi filmlerde görürüz ya kahramanımız bir şey düşünürken birden kafasında bir ampul yanar ve bir fikir bulur. İşte epilepsi hastalığı o ampulun açma kapama düğmesi gibi bir şeydir. beyin kriz sırasında iki lob arasındaki bağıntıyı kaybeder. Loblar kendi içinde aşırı elektrik sinyalleriyle uyarıllır. Bilimsel olarak epilepsi hastalarının beyin aktiviteleri normal insanlarınkine göre aşırı farklılık gösterebiliyor. İşte "yaratıcılığın, dehanın" sırrı bu olsa gerek. eski mısırda boşuna kutsal bir hastalık olarak kabul edilmiyordu bence epilepsi.
Belkide hastalık olarak kabul ettiğimiz hersey aslında bizim icin farklı bir nimettir ne dersiniz?
Evet artık daha farklı gözle bakmaya başladım bu duruma
Demirr Ağ ve Murat Vuslat sizlere bu yazdiklarinizi destekliyecek olan kendimden 2 bilgi vereyim. 5 senedir epilepsi hastasiyim ve bu hastaligin icinde yillar icinde farkinda olmadan yapmis oldugum iq testlerinin sonuclarini sizlerle paylasmak isterim. Ister bir tesaduf ister baska bir sey bu. 1.testin sonucu 120 2.testin sonucu 125 3. Testin sonucu ise 132.. Bu yazmis olduklariniza beyanan yazdim. Arastirilmasi gereken bir konu....
Gerçekten enteresan. Ilaç kullanıyor musunuz?. Depaktin?
Murat Vuslat evet hocam kullaniyorum. Kepra 500×2 liktwn
Epilepsi ilaçlarınin etkin maddesi bu artışı sağlıyor. Daha önce de gözlem yapmıştım.
Olabilir daha oncede duymustum ama ustelemimistim. Birde doktorla konusayim bu konuyu