Sade yağ veya sıvı yağ Anadolunun neolitik çağdan beri üretilen en büyük ticari metasıydı.. Taa ki margarin 1950 li yıllarda ülkemize getirilene kadar.. Ticari metaydı çünkü pazarlardaki en değerli üründü.. Uzun süre dayanıyordu, ısıdan etkilenmiyordu ve çok sağlıklı ve değerliydi.. Mutfakta zenginliğin alemeti farikasıydı.. Yaylacılıkla hayvancılıkla uğraşan toplum yazın yaylada tereyağını yapar, sade yağını kaynatır sonrada testilerde soğuk yerlerde dondururlardı.. (yüksek yaylalarda) dolayısıyla yaylacılık Anadolunun en önemli mesaisiydi.. Pazarlarda çok değerli olan bu ürün hemen alıcı buluyordu.. Yoğurdun çalkalanarak elde edilmesi sonucu elde edilen tereyağı ndan elde edilirdi ve sürü sahiplerine diğer tüm ihtiyacını sade yağı satarak kazanırlardı.. Tereyağı alınan yoğurttan geriye kalan ise fakirin yiyeceğiydi.. Buda Anadoluda çeşitli adlarla anılan kurut-çortan-şortan dı.. Süzülmüş, kurutulmuş, yuvarlanmış ve tuzlanmış bu yoğurt kışın eritilerek fakirin sofrasını süslerdi... Kuruttan yapılan çorba, meze, ana yemekv. B gibi çeşitlilik yaratmıştı.. Bu yemekleri malesef şimdi bilmiyoruz bile..
Bahsettiklerinizin çoğunu duydum ama en son çortan demişsiniz nasıl birşey merak ettim.. Nenem bizi severken ellerin çocuğu çortan çöpten benim çocuğum altın toptan derdi çortan ne acaba .
Sade yağ veya sıvı yağ Anadolunun neolitik çağdan beri üretilen en büyük ticari metasıydı.. Taa ki margarin 1950 li yıllarda ülkemize getirilene kadar.. Ticari metaydı çünkü pazarlardaki en değerli üründü.. Uzun süre dayanıyordu, ısıdan etkilenmiyordu ve çok sağlıklı ve değerliydi.. Mutfakta zenginliğin alemeti farikasıydı..
Yaylacılıkla hayvancılıkla uğraşan toplum yazın yaylada tereyağını yapar, sade yağını kaynatır sonrada testilerde soğuk yerlerde dondururlardı.. (yüksek yaylalarda) dolayısıyla yaylacılık Anadolunun en önemli mesaisiydi.. Pazarlarda çok değerli olan bu ürün hemen alıcı buluyordu.. Yoğurdun çalkalanarak elde edilmesi sonucu elde edilen tereyağı ndan elde edilirdi ve sürü sahiplerine diğer tüm ihtiyacını sade yağı satarak kazanırlardı.. Tereyağı alınan yoğurttan geriye kalan ise fakirin yiyeceğiydi.. Buda Anadoluda çeşitli adlarla anılan kurut-çortan-şortan dı.. Süzülmüş, kurutulmuş, yuvarlanmış ve tuzlanmış bu yoğurt kışın eritilerek fakirin sofrasını süslerdi... Kuruttan yapılan çorba, meze, ana yemekv. B gibi çeşitlilik yaratmıştı.. Bu yemekleri malesef şimdi bilmiyoruz bile..
Bahsettiklerinizin çoğunu duydum ama en son çortan demişsiniz nasıl birşey merak ettim.. Nenem bizi severken ellerin çocuğu çortan çöpten benim çocuğum altın toptan derdi çortan ne acaba .
Zehra Zilci çortan kurut un yöresel adlarından biri.. özellikle doğu Anadolu da..