Şeker tüketimini azaltmış birisi, yoğun şeker içeren ürünleri tükettiğinde sorun teşkil eder mi?

3 ay önce şeker içeren her türlü yiyecek ve içecek kullanımını, ekmek ve pilav dışında, bıraktım. Bu süreçte yalnızca birer kez olmak üzere bir dilim kadayıf ve iki dilim baklava tükettim. Birbirinden bağımsız olarak yaptığım bu tüketimlerin yaklaşık 15-20 dakika sonrasında sağ gözümde beni irite edecek derecede ağrılar oluştu.

Şeker kullanımını tamamiyle bırakmış veya yukarıda ifade ettiğim şekilde tüketimi azaltmış bir kimse, yoğun şeker içeren ürünleri tükettiğinde sağlık açısından herhangi bir sorun teşkil eder mi? Yaşadığım olumsuzluklar tesadüfi midir?

Teşekkürler.

S
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
9
9 CEVAP

Yediğiniz tüm bitkisel ürünler ve hayvansal ürünler zaten yığınla şeker içeriyor. Süt ürünleri bile en temelde disakkarit düzeyinde bile karbonhidrat. Yani merak etmeyin bu süreçte bolca şeker metabolizmanıza girdi, sindirim sisteminiz bunları sindirdi, glukoz-fruktoz-galaktoz düzeyine indirdi ve dolaşım sisteminize aldı. Siz sadece dilinizdeki tat reseptörlerinizi kandırmış oldunuz.

Diyelim ki gerçekten hiçbir şey yemediniz. Uzun süreli açlık halindesiniz. Vücudunuz bu sefer de yağ ve aminoasitleri glukoza dönüştürür. Glukoneogenezle kan şekerinizin belli bir düzeyin üstünde kalmasını sağlar. Depolarınızı harcarsınız ama dolaşımınız yine şekerle doludur.

Metabolizmamızın en temel unsurlarından biri glukozdur. Hemen tüm enerji ihtiyaçlarımız nihayetinde glukozdan karşılanır. Glukoz olmadan yaşayamayız. Tadını bu kadar sevmemiz de buna dayanan bir evrimsel sürecin ürünüdür. Tat reseptörlerinizin glukoza bunca duyarlı olması boşa değildir.

Bahsettiğiniz olayla beslenme alışkanlığınız arasında hiçbir bağlantı olabileceğini sanmıyorum.

B

Teşekkürler...

Senar Yenisu 6 yıl

Bu durumda "seker, meyve ve tatli yemenin vucudumuza bir zarari yok" sonucunu mu cikariyoruz? Yoksa guvenli alinabilecek miktarlar mi var?

Sevcan Özbezeyen 6 yıl

bilgehan hocam, yanlışsam düzeltirmisiniz?Glesimik indeks değeri yüksek besinlerin tüketimi ile komplex karbonhidratlı besinleri tüketmek arasında bir fark yok mu? Kan şekerinin çok hızlı yükselmesi ve bunun dengelenmesi için bol miktarda insülin salgılanması ile birden normal seviyenin altına geri düşmesi (insülin direnci) sonucu vücudun dengesi bozulabilir. Bu da kişiye halsizlik, baş ağrısı vs verebilir.

Mehmet Fox 6 yıl

Mehmet Fox adrenalin yerine insülin mi diyecektiniz adrenalin başka mekanizmadan etkiliyor şeker miktarını yine azaltıcı tabi

Sinem Ayarkan 6 yıl

Sinem Ayarkan evet. Yanlış yazmışım

Mehmet Fox 6 yıl

Mehmet Fox Büyük fark var biri kan şekerini hızlı yükselteceği için pankreas tarafından depolanmak üzere yağa dönüştürülüyor, sonra gelsin kilolar.

Ömer Findik 6 yıl

sevcan - Başka gönderiler altında da yazdım, bir besin, eğer doğrudan toksik metabolitler içermiyorsa, sağlığa zararlı degildir. Veya yararlı da değildir. Besinler besindir, zararlı olan alışkanlıklardır. Besinler için yararlı-zararlı ikiliğini pek bilimsel görmüyorum. Ama eğer her öğününüzde yüksek karbonhidrat içerikli birçok gıda tüketiyorsanız, yemek aralarında sürekli karbonhidrat tüketen insanlardansanız, yüksek doymamış yağ ve kolesterol içeren kırmızı et odaklı bir diyetiniz varsa, yeterince su içmiyorsanız, lifli gıda alımınız azsa, iyot alımınız düşükse bu kötü bir beslenme alışkanlığıdır ve uzun vadede sağlığınıza zarar verebilir. Bunun ötesinde bir "Künefe kötüdür, salatalık iyidir, gofret kötüdür, brokoli iyidir" fikri büyük oranda sağlık hayali pazarlamacılarının kültür içinde oluşturduğu bir fikir, bilimdıșı bir basitleştirme. Şimdi aklıma geldi, eğer ben böyle bir basitleştirme yapsam şöyle olurdu: "Künefe yiyin, ama abartmayın, tadında bırakın. Brokoli de yiyin ama yedikçe ömrünüzün uzayacağını sanmayın." mehmet - Glisemik indeksle ilgili söyledikleriniz doğru. Glisemik indeks besinlerin alındıktan iki saat sonra kan glukozu ne kadar arttırdığını hesaplamaya dayanan bir sınıflamadır. Aslında diyabet hastalarının diyetlerinin düzenlenmesi ve hiperglisemik krizlerin önlenmesi amacıyla düşünülmüştü. Sonradan diyabetliler dışındaki toplumun beslenme alışkanlıkları için de önemli çıkarımlara konu oldu. Müsaadenizle hazır yeri gelmişken bununla ilgili doğru ve yanlış söylenenlere değinmek isterim: -Birincisi, glisemik indeks ve besin miktarı birbirinden ayrı düşünülmelidir. Dıșkımızda hemen hemen hiç karbonhidrat bulunmaz. Yani besinle gelen karbonhidrat neredeyse tamamen dolaşıma girer. Yani yemekten iki saat sonra ne kadar kan düzeyine etki etmiş olursa olsun, besinlerden o karbonhidratı alırsınız. Eninde sonunda karbonhidrat olarak tükettiğiniz her şey dolaşıma geçer. -İkincisi, glisemik indeks bilimsel bir karşılaștırmadır ve besin kitlelerinden bağımsız hesaplanır. Örneğin, glisemik indeksi yüksek küçük bir dilim tatlı ve glisemik indeksi düşük sebzelerden yapılmış bir tabak yemek karşılaştırıldığında iki saat sonra o bir tabak yemeğin daha fazla kan şekeri artırdığı görülür. Tatlının total karbonhidrat miktarının az olması sindirim hızını ve dolayısıyla kan şeker düzeyine etkisini de düşürür. Bu faktör halk arasında genellikle yok sayılır. -Üçüncüsü, "yapay tatlılar yüksek glisemik indekslidir, nişastalı bitkilerin glisemik indeksi düşük" fikri tam bir safsatadır. Dondurma ve çikolatanın glisemik indeksleri sırasıyla 36 ve 37 iken patates, pirinç ve üzümün glisemik indeksi 100 civarındadır. Yenilen şeyin sanayi ürünü olması veya tarımsal ürün olması glisemik indeks kavramından bağımsızdır. Bu bağlamda aynı miktarda patates dondurmadan daha fazla yükseltir kan şekerini. -Dördüncü ve son olarak, pişmiş gıdaların glisemik indeksi çiğ olanlardan dramatik düzeyde yüksektir. Pişirmek glisemik indeksi yükseltir. İnsanların şekeri fazla yükseltmeyeceğini düşündüğü bir çok şey aslında sırf piștiği için monosakkarit glukozla neredeyse aynı hızda kan düzeyini yükseltir. sevcan hanım için de söylediğim gibi, esas olan alışkanlıktır. Tükettiğimiz besinlerin bazılarının yüksek glisemik indeksi olması kaçınılmazdır. Zaten metabolizmamızda bunun için hazır mekanizmalar var. Sürekli glisemik indeksi yüksek olan ve yemek sonrası aşırı yüksek kan şeker düzeyleri görülen (postprandiyal hiperglisemi) insanların ateroskleroza bağlı hastalıklara daha sık yakaladıkları ve metabolizmal hastalıklara yatkın olduğu gösterilmiştir. Ancak bu durum glisemik indeksi yüksek gıdaları zararlı yapmaz, onlardan kaçınmamız mümkün olmadığı gibi (bkz. Patates, pirinç, mısır) egzersiz ve 12 saatlik açlıklar sonrasında da yüksek glisemik indeksli gıda tüketiminin metabolik yükü azaltacağı bile söylenip teşvik edilir. Son olarak ani yükselen insülinin öyle semptomlara yol açtığını hiç duymadım aksine, sindirim hali parasempatik sinir sistemini aktive eder ve adrenalini düşürür, düz kas hareketleri artar. Baş ağrısı, halsizlik gibi sorunlara neden oluyorsa da bunun sebeplerini ben bilmiyorum.

Bilgehan Akın 6 yıl

Bilgehan Akın ayrintili anlatim icin cok tesekkurler. Gercekten yardimci oldu.

Sevcan Özbezeyen 6 yıl

Bilgehan Akın detaylı bilgi için teşekkürler.

Mehmet Fox 6 yıl

Ne demek... Rica ederim

Bilgehan Akın 6 yıl

bilgehan bugüne kadar şekeri dengeli yükseltsin diye boşuna mı gevreğin yanında ayran içmişiz? Boşuna mı ekmek arası bir şey yerken içini bol tutmuşuz?

Cevdet Vanlı 6 yıl

cevdet - Aslında tam da ondan bahsediyorum Glisemik indeksi yüksek besinlerin yanında sindirim daha zor proteinler vb. Yemenin indeksi düşüreceği doğru ama bu çok kısıtlı bir etki. Eğer sürekli yüksek indeksli şeyleri yanında ayran içme alışkanlığınız varsa bunun pek de sağlığınız için doğru bir alışkanlık olduğunu söyleyemem. Çünkü hem zaten o kadar düşmüyor hem de çok sık yememeniz gereken bir şeyin keyfini kaçırıyorsunuz. Diğer yandan, evet, yüksek indeks ya da düşük indeks, toplumumuzun karbonhidrat alımı çok yüksek ve bunu glisemik indeksle filan kurtaramayız. yukarıda da yazdığım gibi aldığınız tüm karbonhidratlar nihayetinde dolaşımınıza giriyor. Değerli olan şey bunun olmadığı bir alışkanlık yaratmak. Doğru bir beslenme alışkanlığı yarattığınız anda aslında bütüün bu indeks hesapları lüzumunu yitiriyor. Ki zaten yukarıda da yazdım, halk arasında glisemik indeksle ilgili doğru varsayılan şeylerin çoğu da yanlış. Sık sık çay içiyorsanız kendinizi şekersiz içmeye alıştırın. Her gün tatlı yememeye, her yemekte dilim dilim ekmek tüketmemeye çalışın. Elbette ara sıra baklava da yiyin. Ama bunu alışkanlık haline getirmeyin, başka bir şeye gerek yok

Bilgehan Akın 6 yıl

yani sonuç çikolata ve dondorma yiyebilirmiyiz

GüneşDeniz Düden 6 yıl

Nehirdenizyusuf Can - Tabii ki. Zehirli değil onlar yeter ki her gün bir dilim pasta, her kahvaltıda kaşık kaşık çikolatayla gün içinde durmadan elinizin tatlılara gittiği bir duruma dönüşmesin bu. Bu olmadığı sürece endişe edecek pek bir şey yok.

Bilgehan Akın 6 yıl

bilgehan teşekkür ederim

Ufuk Reyha 6 yıl