Uzun suredir yuksek tansiyonum vardi kalp carpintisi ölum korkusu bir sey olacak diye panikleme sonucu surekli kalp krizi gecirme korkusuyla surekli acile gidiyorum sakinlestirici igne serum takip sakinlesip geri geliyordum dr da butun tahliller tetkikler yapildi ve hastane korkusu panik atak teşhisi konuldu dr psikiloga gitmemi onerdi her seyin bagirsaklardan basladigini biliyorum ilac kullanmak istemiyorum ozellikle psikoljik ilaclar bagimlilik yapiyor diye istemiyorum kefir tursu yogurtlarimi duzenli tuketiyorum baska neler yapabilirim
Esra Saygın
E
Çocuklarda davranış bozukluğunu analiz ederken, problem “kök” problem ve “yansıyan” problem olarak ikiye ayrılır.
Ebeveynler çoğunlukla çocuklarında gördükleri yansıyan problemleri şikâyet konusu ederler. Örneğin içe kapanık bir çocuğun durumu anne babanın dikkatini çeker ve bu davranışla mücadele etmeye çalışırlar. Tırnak yiyen çocuğu olan ebeveynler tırnak yedirmemek üzere taktikler uygulamaya çalışırlar. Tırnakların ojelenmesinden tutun, ele acı biber sürülmesine, parmakların bağlanmasına kadar türlü türlü tedbirler alınır. Halbuki, davranış bozukluğu ile mücadele o davranışın bizzat kendisiyle olmaz o davranışa neden olan “duygu durumu” ele alınır.
Çocuğun duygu dünyasında yaşadığı probleme “kök problem” denir. Ebeveynler çocuğun dışarıya “yansıyan” tırnak yeme davranışı ile değil, o davranışa sebep olan “kök probleme” odaklanmalıdır.
Baskı ve zorlamayla veya acı vererek çocuklarda davranış değişikliği oluşturulabilir belki ama o davranışa neden olan “kök problem” ortadan kaldırılmadığı sürece, dışa yansıyan problem şekil değiştirerek başka başka problemler olarak yeniden ortaya çıkar.
Örneğin, eline acı biber sürülen bir çocuk tırnak yeme davranışından vazgeçebilir ancak tırnak yeme davranışına neden olan “kök problem” çözülmezse, bu sefer sorun alt ıslatma problemine dönüşür. Alt ıslatma problemi de baskı ile çözülse bile, kök problem çözülmedikçe çocukta gece korkuları oluşabilir.
Bu açıdan bakılırsa davranış bozukluğu ebeveyne verilen sinyallerdir. Bu sinyaller “vaktinde” fark edilmezse bir süre sonra “alışkanlığa” dönüşür.
Tırnak yeme problemine neden olan “kök problem” vaktinde çözüme kavuşmaz ve uzunca bir süre tırnak yeme davranışı devam ederse, bir süre sonra kök problem çözülse bile bu davranış “alışkanlık olarak” çocuğun üzerinde kalır. İşte buna “alışkanlık bozukluğu” diyoruz.
Alışkanlık bozukluğu, bir problemin çocuk üzerinde alışkanlık olarak kalması durumudur.
yukarıdaki örnekte geçen, tırnak yeme davranışının kök problemi genellikle çocuğun ezilmesidir. Yetişkin ile girdiği ilişkide zayıf ve yetersizlik içinde olan çocuklar ile kaygı ve korku yaşayan çocuklar elini ağzına alarak anne güvenini hissetmek ister. Sanki bir bebek gibi... Süt emen bir bebek annesinden nasıl güven alıyorsa ve kendini güvensiz hissettiğinde annesini istiyorsa, kaygı içindeki çocuk da yıllar sonra elini ağzına alarak güven arayışına girer.
BU YAZIYI PAYLAŞMAMIN SEBEBİ PROBLEMİN KÖKÜNE İNMENİZ GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM MUTLAKA YAŞADIĞINIZ Bİ KAYGI KORKU STRES VEYA ÜZÜNTÜ OLMUŞTUR YADA BİRİKİM!!!
ewett nokta atisi